Arslan, AGİT PA toplantısında Türkiye adına konuştu

Arslan, AGİT PA toplantısında Türkiye adına konuştu

Arslan, 2021 Yaz Genel Kurul ile Demokrasi, İnsan Hakları ve İnsani Meseleler Komitesinin Uluslararası toplantısında Türkiye adına konuştu.

Volkan KARABAĞ

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT PA) çevrimiçi olarak gerçekleştirilen ve beş gün sürecek olan 2021 Yaz Genel Kurul ile Demokrasi, İnsan Hakları ve İnsani Meseleler Komitesinin Uluslararası toplantısına TBMM’den katılan Kars Milletvekili, 65.Hükümet Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, pandemi süreci ile ilgili olarak Türkiye adına görüşlerini belirtip, İstanbul sözleşmesi ve Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını kurtarılmasına yönelik eleştirilere cevap verdi.

Arslan’ın toplantıdaki konuşması ve eleştirilere verdiği cevaplar şöyle;

“Değerli Katılımcılar,

Öncelikle Raportör Kari Henriksen’e kapsamlı raporundan dolayı teşekkürlerimi ve takdirlerimi sunuyorum.

COVID-19 salgını, insanlık tarihinde kritik bir anı temsil etmektedir. Bu salgın, yaşanan can kayıplarının yanında, siyasetten ekonomiye, sosyolojiden sağlığa insan faaliyetlerinin her alanı için adeta bir sınama olmuştur.

Sayın Henriksen’in raporunda da belirttiği üzere dünyamızda Covid-19 salgını süresince, çatışmalar yabancı düşmanlığı, hoşgörüsüzlük ve ırkçılık çevrimiçi platformlar aracılığıyla artarak devam etmiştir. Bu salgın bizlere, devletlerin koordineli olarak, işbirliği ve dayanışma ile hareket etmesinin önemini bir kez daha göstermiş olup, ortak platformlarda diyalog ve işbirliği ile bu gibi krizlerden kuvvetlenerek çıkacağımızı inanıyorum.

Covid-19 salgını ile birlikte, göçmenler, mülteciler ve yerinden edilmiş kişiler sağlıkla ilgili risklere karşı özellikle savunmasız hale gelmiştir.  Yaklaşık 10 yıldır 4 milyona yakın Suriyeliyi misafir eden ve sınırın hemen ötesinde zor şartlarda hayata tutunmaya çalışan 5 milyonu aşkın insana da yardım elini uzatan ülkemiz, misafir ettiğimiz sığınmacıları vatandaşlarımızdan ayrı tutmadan sağlık hizmetlerine erişimlerini sağlamaya devam etmektedir.

Covid-19 salgını, en önemli konulardan biri olan sağlık alanında da eşitsizlikleri ortaya çıkarmıştır. Hastaneye erişim ve aşı konusundaki eşitsizliklere karşı mücadele için ücretsiz sağlık hizmetleri gündemde olmalıdır. Çok sayıda ülke, seyahati ve salgın öncesi koşullara dönüşü kolaylaştırmak için Covid geçiş kartları vermeye başlamıştır. Bu belgelerin hukuki sonuçlarının, sosyal ve yasal etkilerinin derinlemesine incelenmesi gerekmektedir.

Sataşmalara da cevap vermek isterim değerli Başkan;

Türkiye uluslararası alanda kadın haklarının korunmasına ve geliştirilmesine yönelik yasal düzenlemeler ve uygulamalar bağlamındaki çabalara her zaman destek vermiştir, Türkiye bu anlayışla İstanbul Sözleşmesine taraf olmuştu bunula birlikte sözleşme yürürlüğe girdiği günden bu yana sadece Türkiye’de değil pek çok Avrupa Konseyi üyesi ülkede tartışmalara konu olmaktadır.

6 AB üyesi ülke (Çekya, Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Macaristan, Slovakya) ve Birleşik Krallık sözleşmeyi onaylamadı. Sözleşme ‘ye taraf olan Polonya’da hala Sözleşme ’den çekilme konusu gündemdeki yerini korumaktadır. Neticede yapılan değerlendirme sonucu Sözleşme ’den çekilme kararı alındı. Çekilme kararımız hiçbir şekilde kadına karşı şiddetle mücadele kararlılığımızdan geri adım attığımız anlamına gelmiyor, bununla birlikte kadına karşı şiddete sıfır tolerans anlayışımız özellikle devam etmekte.

Ermenistan heyetinin ülkemize yönelik dile getirdiği suçlamaları reddediyoruz ve temelsiz buluyoruz.

Türkiye bölgenin geleceğine ilişkin vizyonunu ve yapıcı mesajlarını defalarca dile getirdi. Ancak, ne yazık ki bu söylemin herkes tarafından karşılık görmediğini görüyoruz.

Güney Kafkasya’da sürdürülebilir barış, istikrar ve refaha ulaşma yolunun bölgesel sahiplenme ve iş birliğinden geçtiği muhakkaktır.

Azerbaycan’ın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve uluslararası kabul görmüş sınırlarına saygı gösterilmesi gerektiğini ve Azerbaycan’ın daha önce işgal edilmiş topraklarına döşenen kara mayınlarının insanlığa acı vermeye devam etmesini kınıyoruz. Bu mayınların temizlenmesi son derece önemlidir. Türkiye bu yöndeki çabalarında Azerbaycan’ı desteklemeye devam edecektir.

Her zaman altını çizdiğimiz gibi güven inşa etmek iki yönlü bir çalışma ile olmalıdır. Bu mayınlı alanlar konusunun açıklığa kavuşturulması önem arz etmektedir. Dolayısıyla Türkiye’yi suçlamak yerine Ermenistan’ın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesini; özellikle yerinde bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.”

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler