Atatürk'ün Kars'a gelişi

Atatürk'ün Kars'a gelişi

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 97 yıl önce Kars’ ve Sarıkamış’a geldiğini hatırlatan Arslan, 2020 yılının Aralık ayında yayınladığı “ Kars Türk Ocağı” adlı kitabını hazırlarken, İbrahim Ethem Bey’in iki makalesine ulaştığını söyledi.

Tacettin DURMUŞ

Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nebahat Arslan, Atatürk’ün 4-6 Ekim 1924 tarihinde Kars’a gelişini anlatan, Varlık Gazetesi Muhabiri İbrahim Ethem Bey’in iki makalesinin orijinalini hiç bozmadan okuyucularımızla paylaştı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 97 yıl önce Kars’ ve Sarıkamış’a geldiğini hatırlatan Arslan, 2020 yılının Aralık ayında yayınladığı “ Kars Türk Ocağı” adlı kitabını hazırlarken, İbrahim Ethem Bey’in iki makalesine ulaştığını söyledi.

Çok sık karşılaşılmayan her İki makalenin orijinalini Kars halkıyla paylaşıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını da söyleyen Doç. Dr. Nebahat Arslan, “Büyük önder Atatürk bundan 97 yıl önce 4-6 Ekim 1924 yılında Kars ve Sarıkamış’ı ziyaret etti. Bu geziyi takip eden Varlık Gazetesi muhabiri İbrahim Ethem Bey’in iki makalesini orijinalini hiç bozmadan okuyucularla paylaşmanın çok yerinde olacağını düşündüm. Atatürk’ün Kars’a gelişiyle ilgili elbette günümüze kadar birçok çalışma ve araştırma yapılmıştır. Ancak aşağıda sizinle paylaşacağım iki makale bizzat bu geziyi takip edip daha sonra izlenimlerini 13 Ekim1924 ve 16 Ekim 1924 tarihinde Varlık gazetesinde yayınlayan İbrahim Ethem Beyefendiye aittir. Ben Aralık 2020 de yayınladığım “ Kars Türk Ocağı” adlı kitabımı hazırlarken, Atatürk’ün Kars’a gelişine Kars Türk Ocağını ziyaret ettiği yer verdim. Bu konuyu incelerken aşağıdaki iki makaleye ulaştım. Umarım okuyacağınız bu makaleler Atatürk’ün Kars’a gelişiyle ilgili bilgilerinize katkı sunar.”dedi.

 

İşte o iki makalenin orijinal hali:

Kars Türk Ocağı üyesi ve Varlık Gazetesi Muhabiri İbrahim Ethem ,

Varlık Gazetesi, 13 Ekim 1924, sayı:291.

“ Gazi Paşa Hazretlerinin Sarıkamış, Kars Seyahatleri Hakkında Muhabirimizin Mahsusatı ve Müşehedatı.”

Rahmetli Babam daima derdi  “ Cenab-ı Hakkın vereceği kazalar daima bir hikmet tahtındadır. Ya daha büyük bir felakete mani olur veya bir iyiliği temin eder.” Bu tenbihle… ….göre müteselli ve müstehfid oldum. Bu defa da  canlı bir misalini seyrettim Erzurum, Hasankale, Sarıkamış halkı bir zelzele felaketi geçirdi. Fakat akabinde kendilerine yar büyük reislerini ve muazzez analarını doya doya seyretmek nasip etti. Mev-i meskensiz sokak ortalarında dağ başlarında kalan zavallı felaketzedeler reislerini görür görmez bütün elem ve izdıraplarını unuttular, hem o derecedeki keyfiyetten müteessir olan mübarek gazilerini “merak etmeyin paşam hükümeti cumhuriyemiz var olsun, halaskarımız sağ olsun, hiçbir şey istemez, onların sayesinde biz bu köyleri altından yaparız.” gibi sözlerle geriye kalmış bir tek danasını kurban vermekle teselli etmeğe kalkıştılar. Gazimiz bir büyüğe bir reise has bir ulviyet ve meziyetle seyahatin meşakkatini, yolun uzaklığını nazar-ı itibara almayarak mülk-i haslet-i millet anasıyla beraber ta Erzurum’a kadar koşup geleceğini haber alan Sarıkamış, Kars halkı için bigâne durmak imkânı olamazdı ve olamadı hemen telgraflara asılarak, davetler istirhamlar vaki oldu ve heyetler gönderildi.

Anavatana henüz kavuşan bu yerleri görmemek ve dertlerini dinlememek reis paşamız içinde mümkün değildi. Sarıkamış’ta: Paşamızın teşrifinden daha iki üç gün evvel istikbal hazırlığı başladı. Sekenesi kısmen zabit birkaç memur, bir miktar esnaf teşkil eden fakir Sarıkamışlılar imkan dahilinde süratle çalışıyor ve teşekkül eden izhar ve tedarik heyetleri azami bir faaliyet ibraz ediyorlardı.

4. 10. 340 Cumartesi sabahı Sarıkamış’ta muhterem misafirler için mümkün olabilen her şeyi hazır etmişlerdi. Fazla intizara dayanamayan halk saat dörtte, istikbale akın etmeğe başlamışlardı. Civar köylerden bile mektepler atlı yaya birçok halk gelmişler idi. Müstekabilen nakliye yolunun ikamet ettiği binanın önündeki caddeye mukaddema tertip ve tanzim edilen program dahilinde yerleştirildi. Kadınlar, mektepler, halk ve zabitan, piyade, makinalı istihkâm, muharebe, nakliye, süvari, topçu kıtaatı, sırasıyla mevkilerinde hazır idiler. Herkeste bir heyecan ve sevinç alametleri görülüyordu. Telgraflar dakika be dakika paşa hazretlerinin geçtiği mıntıkalardan malumat veriyordu. Pirevaltıdan geçtiği haberi gelince güneş grub etmişti. Yavaş yavaş bir serinlikte yayılmağa başladı. Bütün başlar garbe gözleri çevrilmiş kararmaya başlayan ufka gömülüyordu. Gözlere görünen maddi gayr-i maddi ufuk bir karartı bir duman işte geliyor, şad-ı feryadını fırlatıyordu.

Fakat hala gelen yoktu. Ortada sevgilisini bekleyen aşıkın sabırsızlığından mütevellid heyecan görülüyordu.  Garbi seyre dalan halkta remzah veyahut bayram helalini ruiyyete memur şahidlerin dikkati vardı.

Gaziyi selamlamak için fabrikaların çıkardıkları mütemadi düdük avazeleri intizarda bulunduğumuz sevgililerimizin vürudunu tebşir ediyordu.

Bugün grupta bir güneş battı ise ikinci bir güneş işte çıkıyor ve bize koşa koşa geliyor. Otomobiller demir köprüyü geçerken tepeden atılan toplar Sarıkamış’taki fabrikaların peyder pey iştirak ve bu suretle tezyid edilen ahenksar düdük sesleri Sarıkamış’ta bir nurun doğduğunu ilan ediyordu.

Kadınlar hizasına gelen otomobiller birden durdu. Refika-i Muhteremeleriyle beraber inen paşa hazretleri ve mebus Kılınçlı Salih, Rauf Beylerle, Paşa Katibi Tevfik ve Seryaver Rusuhi, Muhafaza Kumandanı Hakkı, yaver Muzaffer Kalemi mahsusi şifrekanı Memduh beylerle beraber Bebek Gölü hizasındaki takın yanına kadar halkın ve askerlerin önünden yürüyerek selamlaşmış herkesin hatırını sormuştur. Paşa hazretleri geçerken müteaddit mahallerde pek çok kurbanlar kesiliyor, yaşasın gazi paşa feryadı ayyuka çıkıyor, alkış tufanı kopuyordu.

 Her loca, her bayrak, her tak paşayı selamlıyordu. Paşamızı Erzurum’dan istikbal eden refikayı muhteremeleriyle beraber kolordumuzun muhterem kumandanı Ali Said Paşa hazretleri izhar edilen devlet hanelerine misafir etmiştir. Gece asker ve ahali bütün vesaitle icra-i şadman eylemiştir. Saat dokuz, sonrada askerler konağa gelerek vazife-i ziyaretlerini icra ve Gazi Paşa hazretleri dahi balkona çıkmak suretiyle mukabele eylemiştir.

“Büyük paşanın derdi büyük olur derler. Bu sözün doğruluğunu burada tasdik ettim. Paşa hazretleri sofraya oturmuşlardı. Makine başında işaretli telgraflardan iki üç dakikada belki beş on tane geldi. Hepsini okudu, hepsini tetkik etti, hepsinin cevabını verdi.

 Paşa hem yemek yiyor hem umur-u devletle iştigal ediyordu. O saatte gayr-i ihtiyari ağzında şu “ey koca arkadaşlarım Türk Milleti bundan sonra siz artık korkmayın öyle bir reise maliksiniz ki yemek yerken dahi sizi düşünüyor.” diye bir hatırayı çıkarıyordu. Gece pek geç yatan paşa hazretleri ertesi güne 5.10.340 Pazar günü saat 1,5 te Türk Ocağına teşrif ederek Belediye reisi tarafından Ocak Belediye namına arz-ı hoşemdi  ifa ve şereflerine izhar edilen ziyafette bulunmuşlar ve halk namına Tüccardan Mehmet Ali beyin (290 numaralı sayımızda münderic)  hitabelerine teşekkürle mukabele de bulunmuşlardır.

Saat 2,5 ta belediyeye teşrif ederek kaza kaymakamı ve memurin-i adliye ve mülkiye, belediye, halk fırkası ve nevahi eşraf mümessillerini kabul ederek iltifatta bulunmuşlardı. Halk Fırkasına dahi teşrif ederek Reis Hamaslı Hafız Efendinin arz-ı taziyetiyle karşılaşmış ve saat 3’te halkın alkışları arasında millet tarafından tertip edilen birçok saat devam eden “ cirit ve milli oyunlarını” seyir bulunmuşlardır. Akşam yemeğinden sonra Sarıkamış garnizonu dahilin de gençlerin himmet ve malumatlarıyla vücuda getirilen gayretlerinde hazırlanan müsamereye Latife Hanımefendi hazretleri ve maiyetiyle arz etmek ve saat beşte avdet buyurmuşlardır.

Gazi Paşa hazretleri 6.10. 340 pazartesi günü saat dokuz kırkta hususi katarla refikay-ı muhtremeleri maiyetiyle birlikte Kars’a hareket buyurdular. Paşa hazretlerine Kolordu Kumandanı Ali Sait Paşa Hazretleri ve refikay-ı muhteremeleri, Belediye Reisi, Jandarma kumandanı ve Kars’tan bir ay istikbal gelen heyet refagat ediyorlardı. Üç Vagondan ibaret katar çam dalları ve beyaz kırmızı kurdalelarla tezyin edilmişti. Gazi Paşanın rakip olduğu vagonda Cumhuriyet Sancağı vardı. İki buçuk saat devam eden yolculuğumuz esnasında hattın güzergahındaki ve hattı biraz daha uzak civar köylüler hat boyuna koşuyorlardı ve katar uzaklaşıncaya kadar lay-in kıta selamlanıyordu. Kars’a yanaşmıştık. Katarımız keskin ve uzun düdükle muvassalat haberini verdi. İstasyonda hafif ve sakin bir telaş hareketi görülüyordu. Kars’ta her evin kapısında her damın üstünde bir bayrak vardı. Kadınlar çoluk çocuk damlara tırmanıyor kapı pencerelere koşuyordu.

 Makastan içeri girerken katar süratını kesti gittikçe yavaşlıyordu. Hiçbir tarafından ses çıkmıyor herkes sükût etmişti. Fakat muazzam bir tak altından geçti. Bütün lokomotifler düdükleriyle selama ve kaleden toplar atılmaya başladı.

Katarımız ağır ağır durdu. Yalnız gayet keskin bir “sağa bak” kumandasından sonra hiçbir ses işitilmedi. İstasyonda hanımefendilerle, polis, jandarma müfrezesi sakin bir ihtiramla misafirlerini selamlıyordu.

 Vali-i Vilayet,  mevki-i müstahkem ve fırka kumandanları vagondan inen Gazi Paşa Hazretlerini ve refika-i muhteremelerini ve maiyetlerini istikbal ettiler.

 İstasyonun şehir medhaline yapılan ikinci bir tak altından geçerken Azeri milli musikisi “ Paşa Hazretleri namına “ tertib ve besteledikleri milli şarkıyı okudular. Saf Beste-i İhtiram olan kız lisesinin önünden geçerken Paşa hazretlerine ve refika-i muhteremeleri hanımefendi hazretlerine çiçek demetleri takdim edildi. Ve yollarına çiçekler sepildi. Burada bir hanım kız tarafından bir hitabe irad edildi. Şayan-ı takdir bir surette intizama alınmış olan Kars Numune Mektebi hizasına gelince Enver Efendi isminde bir talebe tarafından bir hitabe dahi arz edildi. Hastane kapısı önünde yapılan üçüncü bir tak altından geçerken hastane heyeti arz-ı hoşamedi eyledi.

 Biraz ortada sol tarafta Malakan Milleti tarafından ızhar eyledikleri bir masada Paşa hazretlerine bir miktar bal, tereyağı, ekmek ikram ettiler. Gazi Paşa bunlardan tadarken Malakan Mümessili “Aleksi” Rusça maruzatta bulunuyor ve mahsulatlarını arz ediyordu. On on beş hatve ilerisinde kıtayı muntazama halinde bulunan zabitan piyade makinalı topçu kıtaatına mülaki oldular.

Paşa hazretleri yüksek sesle hepsinin ayrı ayrı hatırlarını istifsar ediyordu. Kıtaat bittikten sonra yolun sağ tarafından köylüler öküzlerine tekerleklerine varıncaya kadar halı, kilim, kıraporlarla tezyin eyledikleri kağnı arabalarıyla içerilerinden kadın çocuk ve çoluklarıyla görülüyordu. Bunları dahi selamlayıp ve herbirilerinin hatırlarını istifsar eyleyerek geçildikten sonra arkadan takip eden otomobillere rakiben ikametlerine tahsis buyrulan Vali Bey’in konaklarına gidildi. İstasyondan buraya kadar otuzu mütecaviz sığır ve koyun kurban zebh edildi. “Yaşasın cumhuriyet” “Yaşasın Gazi Paşa” avazları şehri sarsıyor, alkış tufanı ayyuka çıkıyordu. Müteaddid mahallerde halkın sevgili gazilerine gösterdiği samimi tezahüratın fotoğrafları alınıyordu.

 Bilhassa halk Paşa hazretlerini ve Refika-i muhteremelerini görmek için can atıyordu.

 Gören bir daha görmek üzere intizamı ihlal ediyor ve halkın paşalarına gösterdiği samimi tezahürat için, yapılan hücuma Jandarma, polis müfrezeleri zor zapt ediyordu. Paşalar Hazreti birkaç defalar halkın akıntısından sendelediler ve tozu dumana karıştırdılar. Bu esnada herkes gibi bende tabi cereyana kapılmış hem gidiyor hem de düşünüyordum.

Jandarma değil hangi kuvvet olursa olsun tabi bir hak iskat edilemez. Halkta halaskar ve namdar reislerini görmek ihtiyacı ve hevesi vardır. Bu ihtiyaç halkın tabii ve meşru hakkıdır. Hatta jandarmalara dikkat ediyordum, Bunlar dahi hem vazife görüyor, hem de kendiside yol istikametinde koşuyor ve ara sıra Gazi Paşaya doğru nazar fırlatıyordu.

 İstasyonda Vali Beyin konağına kadar devam eden bu parlak istikbal bir saat devam etmiştir. Şimdi Vali beyin ikametgâhı olan Kars’ın birinci sınıf evlerinden bulunan “yeşil yuva” namıyla matuf Türkiye, Rus, Azerbaycan, , Ermeni Gürcü Hükümetleri Kars Kongresinin akd edildiği bu binadayız. Büyük Salonda Paşa hazretleri istirahat buyuruyorlar. Kahve ikram edildi. Azerbaycan Milli musikisi Milli Havalar terennüm ediyor. Halk mümessiller bilzat hıdmet ediyorlar. Fert müserretten heyacana gelen Cihangirzadelerden Hasan Han ile encümen daimi azasından Halk Fırkası Reisi Bekir Beyler bilzat kafkas milli oyunları oynadılar.

 Saat beş buçukta avdet edileceği mutasavver iken halkın gösterdiği arzuya binaen hareketimiz saat dokuza tehir edileceği emri buyruldu. Saat ikiden sonra öğle yemeğini tenavvul buyurdularSaat dörtte hükümeti, sonrada dört buçukta kız lisesini, dört dört buçukta belediyeyi, beşte Türk Ocağını ziyaret buyurdular. Türk Ocağında tertip edilen (Kafkas Dansları) seyredildikten sonra saat beş Halk Fırkasına dört buçuk beşte deredeki mevki-i Müstahkem Fırka Karargâhına teşrif ettiler. Ziyaret buyurdukları bu yerlerde kendisine irat buyrulan hoşamedi ve arz-ı tazimatlara teşekkürle mukabele buyurmuşladır. Saat dokuzda akşam yemeğini yedikten sonra saat 11.buçukta da istasyona teşrif buyurdular. Şiddetli soğuğa rağmen birçok halk, mektepler ve askerler merasimi teşiyeye koşmuşlardı. Gece fener alayları tertip edilerek her taraf gündüz gibi ışıktı.

Üç salondan ibaret katarımıza bir vagon daha ilave edilmişti. İçinde elektrik tenviranı için motor işliyordu. Salonların içi dışı ve heyet-i mecmuası bir nur içinde yaşıyordu. Saat 12’de katarımız hareket etti.

Şiddetli bir ayaz vardı. Soğuk canımıza işliyordu. İki günden beri uyumamıştık. Bu üçüncü gecenin uykusuzluğuna katlandık fakat bu soğuk canımızı yaktı.

Saat dörtte Sarıkamış’a muvassalat edildi. Rei-si Cumhur hazretleri ve refka-i muhteremeleri  maiyetleri ve Ali Said Paşa hazretleri refika-i muhteremeleri otomobillerine rakiben konaklarına avdet ettiler. Bizde evlerimize pür telaş koşarken horozlar ötüyor, fecirde söküyordu. Milletle yakından temas dertlerini bizzat görüp dinlemek gayesiyle bu rahatsızlığa, uykusuzluğa, soğuğa katlanan bir reis-i hükümetin bu suretle hareketi o millet için artık necat yollarının daima açık olduğunu bundan sonra hükümet endişesinden bertaraf olarak işinde ve gücünde müsterih el kalb çalışabileceğini ispat etmezmi.”

Varlık Gazetesi, 16 Ekim 1924, sayı:292.

“Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin Kars’ı Teşrifleri İntibasından;”

“Uzun seneler harp ve siyaset cereyanlarına sahne olan Kars şehrinin bu cereyanlar arasında arz ettiği müstesna bir günün manzarası cidden şayan-ı tamaşa idi. Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kamal Paşa hazretleri, Kars’ı teşrif buyuruyorlardı. İşte bu müstesna manzara bu sevimli ziyaret istikbal hazırlığından ibaret idi. Teşrin-i evvelin altıncı pazartesi günü zevalden iki saat evvel şehir dahilinde ki bütün tertibat ikmal edilmiş olduğundan halk fera istasyona doğru gidiyordu. Saat 12 ye gelmişti bütün nazarlar Sarıkamış’tan gelen şümendüfer hattı üzerinde uzanıp giderek uzaklardan bir şeyler görmeye çalışıyor, kalabalık arasında nüfus nazarını daha yüksek hailelerden kurtararak daha ilerilere sevk edebilmek için başını yukarı kaldırarak vücudunun baş sıkleti ayaklarından ziyade parmakları ucuna vererek biraz daha yükselmek için uğraşıyordu.  Bildirim suretiyle koşup gelmekte olan tren şümendüfer hattı üzerinde yapılan ilk tak gelmeden süratini azalttı ve düdük vurmağa başladı.

Bu esnada istasyonda bulunan diğer iki lokomotif tamamen düdük öttürmek suretiyle Gazi Paşa hazretlerini selamlarken Kars Kalesinden atılan toplar merasimi teyit ediyordu. Diğer taraftan Gazi paşa hazretlerinin ikametlerine tahsis buyurulan tarihi binaya Cumhuriyet bayrağı çekiliyordu. Tren durdu ve ağırdan ilk evvel refika-i muhteremeleri Latife hanımefendi müteakiben Gazi Paşa hazretleri ile maiyetleri indiler. Refakatlerinde mebus beyler dokuzuncu kolordu kumandanı muhteremi Ali Said Paşa Hazretleri refika-i muhteremeleri bulunuyorlardı. Halkın büyük  takdirkar tezahüratı arasında Gazi Paşa hazretleri müstekilata doğru ilerleyerek merdivenleri indikten sonra bir müddet halk arasında……. .…….Ve bazı otomobillerle ikametgâhlarına teşrif buyurmuşlardı. Biraz istirahattan sonra öğle yemeğini müteakip makam-ı vilayeti, İnas mektebini, belediye dairesini, Türk Ocağını sırasıyla ziyaretleriyle şereflendirmişlerdir… Bu ziyaretler meyanında Türk Ocağında geçirilen müsavet dakikalar şayan-ı kayd müstesna bir hususiyet ve samimiyet arz etmiştir. Bütün ocaklılar tarafından Ocak binası önünde istikbal eden misafirler merdivenlerden çıkarken Ocak Heyeti Temsiliyesi tarafından “Selam Türkün Bayrağına” şarkısı tar ile terennüm ve teganni edilmek suretiyle selamlaşmışlardır. Salonda mektepli küçük kızlar tarafından yapılan Kafkas usulü danslara ocaklılardan Mirza Bey İştirakiyle hatime verildikten sonra tekrar tar ile “Selam Türkün Bayrağına” şarkısı Ocak Heyeti Temsiliyesi tarafından söyleniyordu.

Azeri Şivesini pek güzel ifade eden nüktelerle bu şarkının ruhlara bahşettiği zevki maneviyesi had ve payan olmuyordu. Bu şarkıda o derece ince ve hassas bir ifade vardı ki her samiadan ihtizazlı ve tesirler yaratarak semalara aksediyordu.  Ocak salonunun şark ve garp üsulü tefrişini bir irad ile münric eden müzeyyen tertibat ve tanzimatının arz ettiği güzellik nazarlara geliyor zevk-i selimi okşuyordu. Heyeti Temsiliyenin temenniyatı arasında huzzar pasta ve çay ile imizaz edilirken Türk Ocağı Reisi Hamit Bey müthiş sadasıyla nutuk iradına başladı. Münhasıran Kafkas muhitinin geçirdiği felaketli günlerini mevzu bahisle iki devreyi işaret ederek birinin senelerce devam eden hüzn-ü aver dakikalardan ibaret olup maziye karıştığını görmekle mesut olduklarını, diğerinin İstiklal ve milliyet uğrunda bütün kainat ile mücadeleye azm eyleyen Türk milletinin kahramanlığını bahseden halaskar Gazi Paşa hazretlerinin ana vatanı düşman istilasından kurtarmadan evvel senelerce yabancı idare altında inlemiş olan Kars’ın halaskarı emrinde masruf pek büyük hizmetlerini minnet ve şükranla yad ederek halkın samimi hissiyatına tercüman olduktan sonra Akdeniz’e doğru istikametini tayin ettiği muzaffer Türk Ordularının İstiklal ve milliyet hedeflerine vasıl olmak için harika afinilerini der hatır ettirerek ecdadın göremedikleri bu mesut günleri nesl-i hazır takdis ederken onlarında manevi bakışlarla yükseklerden tamaşa etmek suretiyle ruhen zevk-i yab olduklarını ifade etti. Gazi Paşa hazretlerinin ulvi hissiyatları bu tezahürattan o derece mütehassıs olmuşdu ki müteakiben kıyam ederek Hamit Beyin bu heyecanlı nutkuna mukabeleye başlamış ve kıymetli arkadaşlar hitabıyla ibdidar eden pek kıymetli sözleri hazırun üzerinde pek derin izler bırakmıştır. Gazi Paşa hazretleri artık maziye karışmış olan felaket günlerinin bir daha avdet etmeyeceğini ve Türk gençliğinde tekerrürüne de bu şuuru mefkûre mevcut oldukça teceddüt ve inkılap yolunda atılan muvaffakiyetli hudutların bu felaketlerin tekrarlarına mani olacak her türlü vesaitle mücehhez olacağını Türk gençliğinde anarını pek bezar gördüğünü azim ve iman kuvvetini gençliğin nafis nazarlarından okumak suretiyle istikbalden emin olduklarını seyahatleri esnasında Kars’taki intibaatın kendilerini son derece Mütehassıs eylediğini hissiyatlarının tercümanı olan baliğ ifadeleriyle beyan ederek alkışlar arasında nutuklarını bitirmişlerdir. Sonra yine Türk Ocağı Heyet-i Temsiliyesi tarafından Azeri şivesiyle şarkılar söylenmiş ve bu meyanda “Arşın Mal Alan” oyunundan bazı parçalar söylenmiş ve Azerbaycan marşı tar ile tekrar teganni edilmiştir. Gazi Paşa hazretlerinin ve refika-i muhteremeleri Latife Mustafa Kemal hanımefendinin Türk Ocağı’nda geçirdikleri bir saat kadar müddet ocaklılar arasında ilelebet sönmeyecek, unutulmayacak pek müessir hatıralar bırakmıştır. Buradan sonra Gazi Paşa hazretleri ve maiyetleri Halk Fırkası mevki-i müstahkemi Dokuzuncu Fırkaya otomobillerle teşrif ederek akşam üzeri geç vakit avdet buyurmuşlar ve gece saat on ikiye kadar müteaddit Kafkas oyunlarını seyretmek ve şarkılarını dinlemek suretiyle Karslılara güzel bir gece hayatını bahşeden vesileler arasında istirahat ve taam ettikten sonra yine Sarıkamış tarikiyle avdet buyurmak üzere otomobillere binerek gecenin zulmetini yaran elektrik ziyalarının tenvir ettiği yollarda. İstasyona azimet buyurmuşlardır. Kars Gazi Halaskarının bu 12 saatlik ziyaretlerinden aldığı muazzez hatıraları hiç unutmayacak ebediyen kalbinde ve sinesinde saklayacaktır.

Kars Ocaklılardan İbrahim Edhem.”

 

Önceki ve Sonraki Haberler