Ayhan Bilgen: “Toplum, kendi ittifakını kendisi ‘sandıkta’ kuracak”

Ayhan Bilgen: “Toplum, kendi ittifakını kendisi ‘sandıkta’ kuracak”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili, Kars Milletvekili ve Belediye Başkan Adayı Ayhan Bilgen, “Toplum sandıkta kendi ittifakını kendi kuracak, kendi tercihini kendi yapacak.” dedi.

Volkan KARABAĞ / KARS MANŞET

HDP Grup Başkanvekili, Kars Milletvekili ve Belediye Başkan Adayı Ayhan Bilgen, ilde görev yapan yerel ve ulusal basın temsilcileriyle bir araya gelerek basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Sugar Beet Cafe’de kahvaltılı basın toplantısı düzenleyen Bilgen’e, HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, HDP İl Eşbaşkanı Nuriye Erkmen ve Ömer Emin Dereci, il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri de eşlik etti.

Yaklaşan yerel seçimler ve ülke gündemini değerlendiren Bilgen, siyasetin toplum için yapılması gerektiğine de dikkat çekerek, partilerin siyaseti şahıslar için yapmaya başlamaları durumunda toplumun onlara derslerini sandıkta vereceğini dile getirdi.

‘HDP ile CHP, CHP ile İYİ Parti arasında bir ittifak konuşuluyor, sizin ittifak oluşumu var mı?’ sorusuna Bilgen, “Partiler siyaseti toplum için yaparlar, partiler siyaseti şahıslar için yapmaya başlarlarsa toplum sandıkta partilere ders verir. Eğer kapalı kapılar ardında oturup yani partiler kendi aralarında toplumda karşılığı olmayan ilişkiler, işbirlikleri geliştirirlerse yanlış korkular üzerine kurulu, eski korkular üzerine kurulu, işte şehri filancalar ele geçirecek, falanca parti ele geçirecek gibi köhnemiş korkular bunlar, bunların hiçbir gerçekliği, karşılığı yok. Neyini ele geçireceğiz bu şehrin. Bu şehir zaten en kötü şekline getirilmiş. Bundan daha kötüsü olmaz. Biz tam tersini iddia ediyoruz ama yani bu korkular üzerinden buluşmalar, bir araya gelmeler aslında özgüvensizliktir. Şehir için yapacak bir şeyiniz yoksa korku yayarsınız. İnsanları korkutarak oy toplamaya çalışırsınız. Biz kimseyi korkutmak üzerine değil, biz sözümüz, iddiamız üzerine davranıyoruz. İsterlerse diğer adaylar otururuz, birlikte tartışırız, birlikte televizyon programı olur konuşuruz, şehir ile ilgili sorunların çözümüne nasıl bakıyoruz. Biz bunu çok net bir şekilde söylüyoruz, biz seçim geçtikten sonra da bu şehirde hizmete talip olan herkesle çalışmaya açığız. Diğer partilerin adayları da şehre katkı sunmak istiyorlarsa kaybetmiş olmaları, yani sandıkta bir halkın takdiridir, tercihidir, biz yine onların katkısını, önerisini alır birlikte çalışırız. Bu konuda bizim hiçbir problemimiz yok ama partiler arasında kurulan ilişkinin eğer böyle korkular üzerine kurulması tercih edilirse bence Kars’ta köprünün altından çok sular geçmiştir. O eski korkularla yapılacak siyasi atraksiyonların da sandıkta hiçbir karşılığı olmayacaktır. Ama şunu biz önemsiyoruz; bu seçimde tüm Türkiye’de olduğu gibi 31 Mart hemen hemen her yerde iki aday arasında geçecektir. Yerel seçimin 31 Mart’ta Türkiye’deki karşılığı böyle olacak. Bunu bir kehanet olarak söylemiyorum, yeni sistemin eseri budur. Türkiye siyaseti yeni sistem ile birlikte zaten Başkanlık Sistemi yerelde de ikili sistemi beraberinde getirir. Dolayısıyla da doğal olarak her yerde en güçlü iki aday arasında yarış olacak, bu çok açık bir tablo. Diyarbakır’da da, İzmir’de de iki parti arasında geçecek. Tabi ki diğer partiler de aday gösterecekler, yarışacaklar başka bir şey ama toplum sandıkta kendi ittifakını kendi kuracak, kendi tercihini kendi yapacak ve diyecek ki, ‘Bu ikisi arasında hangisi daha iyi hizmet eder ya da kendine neyi layık görüyorsa’ onu tercih edecektir. Dolayısıyla da Kars’ta da 31 Mart yaklaştıkça hepimiz göreceğiz ki seçim iki parti arasında, iki aday arasında seyredecek. Biz bunun bir kamplaşmaya dönüşmesini istemeyiz, bundan medet ummayacağız, bunun üzerinden siyaset yapmayacağız. Biz yapacağımız işleri konuşacağız, kimseyi karalayarak, kimseyi çamur siyasetine tenezzül ederek, onları eleştirip onların üzerinden kendimize alan açma niyetinde değiliz. Biz kendi yapacağımızı anlatacağız, sonuçta şehir de neye layıksa onu tercih edecektir. Eğer başka bir şeyden memnunsa, başka bir tarzdan, yönetimden memnunsa onu tercih edecektir. Yok bizim anlattığımız, bizim önerdiğimiz, bizim tercih ettiğimizin arkasında duracaksa onu kendisi için daha iyi görüyorsa da o tercihi yapacaklardır, hepimizde o sonuca saygı duyacağız. Dolayısıyla biz tabanda büyük bir ittifakın olacağını düşünüyoruz. Sadece CHP ile değil, bu şehirde belki şimdiye kadar sadece kimlikler üzerinden oy veren birçok kesim açısından çok farklı ittifaklar gerçekleşecek ama o ittifaklar öyle sanıldığı gibi filanca gruplar burada, falanca gruplar burada değil. Bu şehir daha iyisine layık ve çok daha büyüğünü başarabilir diyenlerle, eski dar yaklaşımla siyaset yapanlar, yapmayı tercih edenler arasında bir ayrışma yaşayacağız ve bunu hep birlikte göreceğiz.” yanıtını verdi.

Kendilerinin sadece kişisel başarı öyküleri üzerinden siyaset yapmadıklarını belirten Bilgen, “Tam tersine Türkiye siyasetinin aksine galiba en büyük handikaplarından biri sadede kişi karizması ve şahıs şöhreti üzerinden siyaset yapmaktır. Biz bir toplumsal mücadeleyi önemsiyoruz ve bu toplumsal mücadele, toplumsal kazanımlar bir şehrin kazanması için şahıslar ve partiler sadece hizmeti kolaylaştıran, bir araya gelmeyi örgütleyen ve toparlayan mekanizmalardır. Bunun dışında bir anlam yüklemek ne bana ne de hiçbir şahsa ve adaylarda doğru değildir. Partileri fetişe etmek doğdu bir şey değildir. Parti dediğimiz şey aslında bir biriyle uyumlu, bir araya gelmiş bir öneri sistematiğinin örgütlenmesidir.” ifadesini kullandı.

“HDP’nin bu şehre söylediği söz son derece nettir” diyen Bilgen, “Ve diyoruz ki; her hangi bir etnik kimliğin ve inancın dışlanmasına dair bizim kitabımızda bir yer yoktur. Biz bunun aksine dışlananların hepsini sürecin içerisine katmayı istiyoruz. Bizi dışladılar diye başkalarını dışlamak üzerine siyaset yapma arayışında ve hevesinde değiliz. Rövanşist değiliz, bu şehrin potansiyeli bu şehre yeter diyoruz ve bu şehrin bütün imkanları Azerisi, Terekesi, Yerlisi, Kürdü, Alevisi, Çerkezi bir araya gelirse bu şehri birlikte yönetebilirler. İnsanın doğası aslına bir birini boğazlama üzerine kurulu değildir. Bu, toplumu çatıştırma, gelirim çıkartma işi sadece siyasette sözü olmayanların kamplaşma üzerinden bir siyaset yürütmesidir. Bu şehirde bunlar yıllarca yapıldı. Biz bunu bozmaya geliyoruz. Dolayısıyla da bizim açımızdan sadece söz olarak ve laf zen değil ama meclis üyesi aday profilimiz ile de her kes görecek ki biz bu şehri sadece bu grup yönetsin, birileri dışarıda kalsın eğiliminde olmayacağız. İl Genel Meclisi ve Belediye Meclis üyesi profilimiz, bu şehirde kim yaşıyorsa, onların da bu şehrin yönetimine katılacağına dair güveni tesis edecek bir şekilde olacak. Yani bizim geçmiş pratiğimizde de ne il örgütümüzün, ne de benim Kars Milletvekilliği görevimde de şehrin sorunlarını dile getirdik. Kimseyi dışlamadık. Bir kesimi ne ön plana çıkardık ne bir kesimi geri plana attık.” dedi.

ayhan-bilgen-“toplum,-kendi-ittifakini-kendisi-‘sandikta’-kuracak”-(2).jpgayhan-bilgen-“toplum,-kendi-ittifakini-kendisi-‘sandikta’-kuracak”-(1).jpgayhan-bilgen-“toplum,-kendi-ittifakini-kendisi-‘sandikta’-kuracak”-(3).jpgayhan-bilgen-“toplum,-kendi-ittifakini-kendisi-‘sandikta’-kuracak”-(4).jpg

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler