Eğitim-Bir-Sen: “Kronik sorunlara çözüm bulunmalı, beklentiler karşılanmalıdır”

Eğitim-Bir-Sen: “Kronik sorunlara çözüm bulunmalı, beklentiler karşılanmalıdır”

Eğitim-Bir-Sen tarafından yapılan açıklamayla eğitim konusunda izlenilmesi gereken adımlar paylaşıldı.

Eğitim-Bir-Sen tarafından yapılan açıklamayla eğitim konusunda izlenilmesi gereken adımlar paylaşıldı. Açıklamada, "Kronik sorunlara çözüm bulunmalı, beklentiler karşılanmalıdır" denildi.

Eğitim-Bir-Sen tarafından yapılan yazılı açıklamayla eğitim konusunda izlenilmesi ve atılması gereken adımlar paylaşıldı. Açıklamada, 2021-2022 eğitim-öğretim yılının birinci döneminin beklentilerin karşılanmadan sona erdiği, salgının gölgesinde geçen bu dönemde her şeye rağmen eğitim-öğretimden vazgeçilmemesinin doğru bir karar olduğu belirtildi.

"Öğretmenlik Meslek Kanunu beklentileri karşılayacak şekilde çıkarılmalıdır"

Öğretmenlik Meslek Kanunu konusunda somut adım atılması, 3600 ek gösterge vaadinin yerine getirilecek olmasının olumlu karşılandığı söylenerek, "Kariyer basamaklarının ücret artışlarıyla birlikte yeniden hayat bulacak olması, aday öğretmenlikten asli öğretmenliğe geçişte yazılı sınavın kaldırılıyor olması, bir kısım sorunların çözümü için adım atılmış olması eğitim camiasında olumlu karşılanmıştır. Ancak, meslek kanununun Meclis'e sevk edilen haliyle beklentileri karşılamaktan uzak oluşu eğitimcileri hayal kırıklığına uğratmıştır. Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenliği bütün boyutlarıyla ele almalı, her açıdan yapılandırmalı, sadece kariyere hapsetmemeli; öğretmenlerin sosyal ve mali haklarını geliştirmelidir" ifadeleri kullanıldı.

"Kronik sorunlara kalıcı çözümler üretilmelidir"

Sözleşmeli ve ücretli öğretmenliğe son verilmemesi, öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılmaması, istihdamda güçlük çekilen bölgelerde görev yapan eğitim çalışanlarına ilave teşviklerin verilmemesi istenilen açıklamada şu cümlelere yer verildi:

"Birim ek ders ücret miktarının düşüklüğü, eğitim kurumu yöneticiliğinde özlük haklarını ve yetkileri geliştiren kariyer odaklı sürdürebilir bir sistemin halen hayata geçirilememesi, eğitimin rehberlik ayağının eksikliği, öğretmenleri şiddete karşı koruyacak bir yasal düzenlemenin çıkarılamaması, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanmamasının doğurduğu mağduriyetler, okulların ödenek ihtiyacı ve yardımcı personel istihdamı gibi sorunlar konusunda ivedi çözümler beklenmektedir. Eğitim çalışanlarının haklı taleplerine, geçerli mazeretlerine duyarsız kalınarak ortaya atılan politikalar, eğitimcilerin moral ve motivasyonunu bozmaktadır. Eğitimde verimlilik ve kalite isteniyorsa sözleşmeli istihdam sonlandırılmalı, ücretli öğretmenlikten vazgeçilmelidir."

"Eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti önleyecek caydırıcı tedbirler alınmalıdır"

3600 ek göstergenin tüm kamu görevlilerini kapsayacak bir şekilde düzenlenmesi gerektiği belirtilen Eğitim-Bir-Sen'in açıklamasında eğitim çalışanlarına karşı şiddet kullanan kişilerin cezalandırılması da önerildi. Açıklamada, "Eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine Milli Eğitim Bakanlığı'nın hukuki yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmalıdır. Eğitim kurumu yöneticiliğinin eğitim liderliğine dönüştürülmesi, yöneticiliğin profesyonel bir meslek olarak ele alınarak "ikincil görev" ve "görevlendirme" kapsamından çıkarılarak kadro unvanlı bir uzmanlık mesleği haline getirilmesiyle mümkündür. Eğitim kurumu yöneticilerinin bir eğitim ve okul lideri olarak inisiyatif alanları genişletilmeli, mevzuat kuşatmasından kurtarılmalı, bürokratik rolleri azaltılmalı, yetkilendirilip güçlendirilerek eğitim-öğretimle ilgili rolleri öne çıkarılmalıdır" cümleleri paylaşıldı.

Açıklamada şöyle devam edildi:

"Okulların kendi kullanımlarına sunulmuş herhangi bir ödenekleri olmadığından personel açığı sorunu kalıcı olarak çözülememektedir. Okul yöneticilerinin, eğitim çalışanlarının okulları açık tutmak için verdiği mücadele, bürokratik engellere, kırtasiyeciliğe ve ödenek yoksunluklarına kurban edilmemelidir. Bu sorunun kökten çözümü için okul bazlı ödenek tahsis edilmeli, personel dışı cari harcamaların yönetilmesi için ödeneklerin doğrudan okul yönetimleri tarafından kullanılması sağlanmalı; okulların temizlik ve güvenlik personeli ihtiyacı bir an önce karşılanmalıdır."

"Mali ve özlük hakları iyileştirilmelidir"

Öğretmen atama ve yer değiştirme süreçlerinin mağduriyete neden olmaması, genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının mali ve özlük hakları iyileştirilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, "Eğitimin kalitesi için ter döken memur ve hizmetli çalışanlarımızın mali ve özlük hakları iyileştirilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı, Yardımcı Hizmetler Sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan en etkin şekilde yürütülmesi için emek sarf ettiği gerçeği görülmelidir. Bu çerçevede, hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim-öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Milli Eğitim Bakanlığı'nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir. Memur ve hizmetliler başta olmak üzere, Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı, Yardımcı Hizmetler Sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında yer alan eğitim çalışanlarının liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde mesleki ilerlemelerini sağlayan en önemli araçlardan biri olan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları konusunda Bakanlık somut adım atmalı, sınav ve atama takvimi, Bakanlık çalışma takvimine alınarak belirsizlik giderilmelidir" notu düşüldü.

Önceki ve Sonraki Haberler