Güvenlik Uzmanı Ağar, PKK’nın uyuşturucu gelirlerini açıkladı

Güvenlik Uzmanı Ağar, PKK’nın uyuşturucu gelirlerini açıkladı

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, bölücü terör örgütü PKK’nın uyuşturucu gelirlerine ilişkin rakamları açıklayarak “Gençlerimizi kaybettiğimiz yetmezmiş gibi, PKK’nın cebine girmek üzere uyuşturucuya giden parayla terörü bizzat kendi ellerimizle fonluyoruz”

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, bölücü terör örgütü PKK’nın uyuşturucu gelirlerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Diyarbakır'ın Lice bölgesinde en son yapılan operasyona değinen Ağar, “20 Haziran günü ele geçen 3 bin 511 kilogram toz esrar, bin 7 kilogram kubar esrar ve 402 bin 758 kök kenevirle birlikte operasyon boyunca toplam ele geçen toz esrar 8 bin 39 kilograma, kubar esrar 2 bin 829 kilograma ve Hint keneviri de 3 milyon 977 bin 156 köke ulaştı. Bütün bunlar yapılan son Lice operasyonuna ait veriler. Türkiye sınırları içinde PKK’nın esrar, kubar esrar ve esrar yapımında kullanılan kök Hint keneviri yetiştirme ve üretim alanı Diyarbakır Lice-Hazro-Kulp-Kocaköy bölgesi. Bölgenin iklim, arazi ve pazarlama (nakliye) koşulları PKK’nın burasını ana üretim bölgesi olarak kullanmasına neden oluyor. Daha önceki zamanlarda da bölgeye yapılan her operasyonda benzer verilere ve rakamlara ulaşılmıştı. Bununla birlikte PKK’nın uyuşturucu gelirleri bundan ibaret değil. Özellikle Afganistan ve Pakistan’da üretilip İran üzerinden Türkiye’ye giren uyuşturucuyu, buradan Batı ülkelerine ve Türkiye’nin diğer şehirlerine pazarlıyor. PKK, kıta Avrupa’sının uyuşturucu ihtiyacının yüzde 75-80’ini karşılıyor” açıklamasını yaptı.

Lice’de son yapılan operasyonda ele geçirilen esrar ve kök kenevirlerin ekonomik değerlerine ilişkin verileri de paylaşan Ağar, şunları dedi:

“Sokaktaki fişeklik esrar ortalama fiyatı 20 TL. Bu, bir içimlik fişeğin içinde en fazla 3-4 gram esrar var. Yani gramı 5 TL. Toz esrar ve kubar esrarın kilosu piyasada 5 bin ila 15 bin TL arasında değişiyor. Yani ortalama 10 bin TL ya da kilosu ortalama 3 bin dolar. Bu verilere bağlı olarak sadece son Lice operasyonunda ele geçen esrar ve kubar esrarın ekonomik değeri kabaca 110 milyon lira ya da 31 milyon dolar. Asıl şimdi sıkı durun. Bu rakamlar sadece ele geçen işlenmiş olanlarla ilgili. Peki operasyonda ele geçen ve imha edilen Hint keneviri kaç taneydi? Tam 3 milyon 977 bin 156 kök. Yuvarlak hesap 4 milyon kök. Peki bir kökten ne kadar esrar elde ediliyor? Doğru toprak, doğru iklim, doğru ışık, doğru sulama, doğru bitki eğitimi, doğru besleme; kök başına yarım kilo esrar üretmek demek. Yani PKK, güvenlik güçleri bunları ele geçiremeden hasadını yapabilmiş olsaydı kabaca 2 milyon kilo esrar üretimi yapabilecekti. İşlenmiş haliyle ekonomik değeriyse tam 20 milyar lira. Ya da kabaca 6 milyar dolar. Hadi biraz zorlayalım, çeşitli nedenlerle yüzde 75 fire versinler, rakamlar yine dehşet verici, 5 milyar TL ya da 1,5 milyar dolar. Bütün bunlar bir tek operasyonla ele geçirilenlerle ilgili veriler. Peki ya ele geçirilemeyenler? Ya da diğer uyuşturucu üretim ve ticaret rakamları? Peki ya kaçakçılık? Sigara, çay, hayvan, mazot, elektronik eşya, markalı sahte ürünler. Geçenlerde gündeme gelen markalı iç çamaşırı örneğin. Sadece kaçak sutyen ticaretinden PKK’nın Türkiye’de yıllık cirosu 100 milyon dolar. Bir de haraçlar, hava paraları, ihalelerden alınan paylar, sözde vergiler var. Yerel kaynaklar, Şırnak bölgesinde PKK’nın sadece sigara kaçakçılığının önüne geçilse o bölgedeki gelir kaynağının ve etkinliğinin yüzde 80 önüne geçilebileceği söylüyorlar. Tabii bütün bunların ötesinde bir de sınır ötesindeki uyuşturucu üretim ve güzergahları var. PKK boşuna Suriye üzerinden Akdeniz’e açılmak istemiyor. İşin içinde bir de uyuşturucu güzergahları var.”

PKK/KCK’nın bu paralarla Suriye, Irak ve İran’daki varlığını, etkisini, terörü ile diğer ülke faaliyetlerini fonladığını belirten Ağar, “Ayrıca yasa dışı silahlı sol terör örgütlerini de bu paralarla değişik şekillerde besliyor, donatıyor ve destekliyor. Bir diğer asıl ve çok önemli sorun, bu para PKK’nın himaye edilmesinde, korunmasında, kollanmasında, lobi ve medya faaliyetlerinde asıl unsur. Bu para paylaşılıyor. Sadece terör ve uyuşturucu baronlarıyla da değil. Asıl istihbarat servisleriyle. Malum, PKK’nın uyuşturucudan elde ettiği bu para envantere giren bir para değil. İlgili kişi ve servislerin PKK’nın bu parasını sadece kullanmaları değil, ceplerini dolduruyor olmaları da büyük olasılık. Burada insanın aklına (Kasım 1986 İran-Contra) İran’a İsrail üzerinden satılan TOW güdümlü tanksavarından elde edilen para ile Nikaragua’daki komünist hükümet karşıtı Sandinista gerillalarının fonlanması gibi konular geliveriyor. Aslında bütün bu veriler, PKK’nın neden kullanıldığının, neden korunup kollandığının, neden cazibe merkezine dönüştüğünün ve dönüştürüldüğünün de gizli paydasını oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

PKK’nın uyuşturucusunun topluma yansıyan yüzünün ise çok daha acımasız ve ürkütücü olduğunu kaydeden Ağar, açıklamalarını şöyle tamamladı:

“Türkiye geçmişte geçiş güzergahıydı. Şimdi ise Batı ile birlikte hedef ülke. PKK ‘elde edebilir fiyat stratejisiyle’ gençliğimizi zehirliyor. Esrar aynı zamanda bir geçiş uyuşturucu. PKK’nın buradan çok büyük para hortumladığı yetmezmiş gibi, esrarla yola çıkan kimyasal uyuşturuculara transfer oluyor. PKK yine devrede. Burada da onun arzı uyuşturucular var. Kimyasal bağımlılığın erken evrelerde gençlerin karşısına çakma bonzainin çıkması da bir başka gerçek. Yavşan ya da damiana otlarına ucuz parfüm, aseton, sinek ilacı gibi kimyasalların püskürtülmesiyle elde edilen bu uyuşturucular ise son derece riskli. Önce zombileşiyor, sonra da ölüveriyorlar. Bu acı gerçeğin yanında çarpıcı sonuç. Gençlerimizi kaybettiğimiz yetmezmiş gibi, PKK’nın cebine girmek üzere uyuşturucuya giden parayla terörü bizzat kendi ellerimizle fonluyoruz. Artık yeni bir yaklaşıma, terörle ve uyuşturucuyla ortak mücadele de yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var. Bunun bendeki adı da narko-terör. Bu isim zaten konulmuş durumda. Daha sert, daha etkin, daha organize bir oluşum. Teşkilat, malzeme ve kadrosuyla terör ve uyuşturucuyla ortak ve organize mücadele etmeye uygun bir yapılanmaya elzem ihtiyaç var. Stratejik bir riskle karşı karşıyayız. Bu ülkenin geleceği adına, terörle gerçek bir mücadele için başta uyuşturucu ve baronları olmak üzere terörün bütün gelir kaynaklarıyla ve hamileriyle sonuna dek mücadele etmek zorundayız.”  

Önceki ve Sonraki Haberler