Harakani, 5 sunumla anlatıldı!

Harakani, 5 sunumla anlatıldı!

EN FAZLA SUNUM HARAKANİ'YE AYRILDI

Harakani, 5 sunumla anlatıldı!

-PROGRAMA KATILAN TÜM STK’LAR ADINA AÇILIŞ KONUŞMASINI HARAKANİ VAKFI BAŞKANI YAVUZ UZGUR YAPTI

-EN FAZLA SUNUM HARAKANİ’YE AYRILDI

26-28 Mayıs tarihleri arasında Eskişehir’de düzenlenen “Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi Gönül Sultanları Buluşması”nda Şehit Ebu-l Hasan Harakani Hazretleri 5 sunumla anlatıldı. Yurt dışından 150, yurt içinden 350 olmak üzere toplam 500 bilgin katıldığı programda tüm STK’lar adına açılış konuşmasını yapan Harakani Vakfı Başkanı Yavuz Uzgur, “Bin yıldır Gönül Sultanlarımızın kalplerinden, halka halka bize doğru genişleyerek ıstıraplarımızı dindirmek için bizi sarıyor, dıştan içe,  zahirden batına yolumuzu aydınlatıyor. Nefsimizin efendisi olup, daha yüksek bir şuur haline sıçrayabilmemiz için gönüllerimize fısıldıyor.” dedi.

GÖNÜL SULTANLARI BULUŞMASI VE BİLGELER ZİRVESİ

Uzgur konuşmasına, “Huzuru manevilerinde ve yüce nazarları altında bulunduğumuz gönül sultanlarımızın ali ruhaniyetleri önünde hürmet ve muhabbetle eğiliyor; siz gönül dostlarımızı en içten duygularımla selamlıyorum. Gönül sultanları buluşması ve bilgeler zirvesine hoş geldiniz.” sözleriyle başladı. 

CEHALET BİZİ “GERÇEK BİLGİ’NİN BÜTÜNLÜĞÜNDEN” NE KADAR AYRI DÜŞÜRÜRSE, BİLMEMİZ GEREKEN ŞEY DE O KADAR FAZLA OLACAKTIR

Uzgur ayrıca, “Gerçek bilgi de, bilginin gerçeği de aslında tek bir noktadır, bunu gerçeğinden büyük gösterenler ise cahillerdir. Cehalet bizi “Gerçek Bilgi’nin bütünlüğünden” ne kadar ayrı düşürürse, bilmemiz gereken şey de o kadar fazla olacaktır. Eğer kalem hareket etmeden önce bir kâğıda değip, bir kitap yazarsa bu kalem bir nokta üretmiş olur. Yani “bu nokta” türevi niteliğindeki diğer tüm harfleri ve kelimeleri içerir, onların “kökenidir”. Yüce Pir Harakani Hazretleri dedi ki: “Hiçbir şey bilmediğini anlayıncaya kadar herkes bildiği ile övünür. Hiçbir şey bilmediğini anlayınca bilgisinden utanır. İşte o zaman marifeti kemale erer.”  Eğer zihin bunu kavrayabilmişse sırra vakıf olmuştur, artık bunun hakkında yürüttüğü düşünme eylemine bir nokta koyabilir…”

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.  İŞTE BU KÖKENDİR!

Uzgur daha sonra şunları söyledi:

“Bismillahirrahmanirrahim.  İşte bu KÖKENDİR!

Görülebilen ve görülemeyen tüm varoluş, bu asli ayetin içindeki üç Kutsal İsim’den türer.

Tüm şeyler, Bilgi’nin Birliği içinde zarflanmışlardır ve bu zarf, işte bu Nokta işaretiyle sembolize edilir.

Büyük pirimiz Harakani dedi:

Gönül sırrını ne sen bilirsin ne de ben

O harf gizli bir muâmmadır ne sen okursun ne de ben,

Perde arkasında seni ve beni konuşturan var,

Eğer açıklanırsa ne sen kalırsın ne de ben.

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.

Bu noktadan kaynayarak bin yıldır kalplerimize doğru çağlıyor bilgi. Bin yıldır Gönül Sultanlarımızın kalplerinden, halka halka bize doğru genişleyerek ıstıraplarımızı dindirmek için bizi sarıyor, dıştan içe,  zahirden batına yolumuzu aydınlatıyor. Nefsimizin efendisi olup, daha yüksek bir şuur haline sıçrayabilmemiz için gönüllerimize fısıldıyor.

Onlar sayesinde, her daim nefsimizin kılavuzluğuna talip “ego”ya sırtımızı dönüp, nefsimizi yönetmeyi öğreniyor ve “Benliklerimizde” yükselmeye çabalıyoruz.

Peşinden koştuğumuz, susuzluğu ile yandığımız  “Bilgi”, entelektüel tipten egzersizlerle ulaşabileceğimiz bir “son” değildir. Aksine, peşinden koştuğumuz yol, bu neviden bilginin sonlandığı sınırda, nefsimizin peçelerini atmamızı mümkün kılan bir dönüşüm ve doyum yoludur. Bu yol, içsel ve dışsal dünyaların birleştirilmesi, içsel ve bütünleşmiş benliğin keşfedilmesi yoludur.

VARLIĞIN OKYANUSU

Bu yolun hedefi; bireysel benlik damlasını, kökeniyle, yani bu damlanın türediği  “Varlığın Okyanusu” ile buluşturmaktır. Fiziksel ölüm anında başımıza gelen işte tam da budur.  Gönül Sultanlarımız bize bu geçiş sürecini kesintisiz olarak anlamayı ve icra etmeyi öğütler. Bize, tüm yaşantımızı bu yönde şekillendirmemiz gerektiğini kendi halleriyle örneklerler. Hatırlatırlar:

-Allah’la birey arasındaki, O’na erişimi engelleyen koşulları engelleyin!

-O’nun bir tecellisi olarak var olup, onun mevcudiyetine karşı engel oluşturmaktan kaçının!

ÖLMEDEN ÖNCE ÖLÜN!

İslam 1400 seneden fazladır gönüllerimizi aydınlatarak misafiri olduğumuz bu dünyayı zulümden arındırmamız için bize yol göstermektedir. Gönül Sultanlarımız ise İslam’ın birebir kalbidir. İşte biz de, kalpten kalbe bugüne, bu ana ulaşan ilhamla, kendi varlığımızı İlahi İdare’nin ellerine teslim ediyoruz.

Küçücük bir su damlası olarak,  okyanusla birleşme aşamasında okyanusa teslim oluyoruz. Teslimiyetimiz oranında O’nun ahlakıyla ahlaklanıyor, nefsimize zulm edip zalim olmaktansa mazlum ve garip olmaya “niyet”  ediyoruz.

Üzerlerinde ilahi aşk ve güzel insanlık mucizesi gerçekleşen Gönül Sultanlarımız, tarihin her devrinde insanlığın yüz akı olmuşlardır. Yönünü ve sevgiyi kaybeden kitleler, onlarla yön bulmuş, huzuru yakalamış, kendini tanımış, gerçek insanlık ve edeple tanışmıştır.

Anadolu medeniyetimizin gönül sultanları, bütün insanlığa ilahi aşkı yaşayarak göstermişler, nicelerini bu saadetle tanıştırmışlardır. Allah hepsinin derecesini ali etsin ve kudsiyetini artırsın.

HARAKANİ HAZRETLERİ DEDİ Kİ: “ BENİM SÖZLERİMİ DİNLEYİN, ÇÜNKÜ BENİM SÖZLERİM KUTSİYET DERYASINDAN SÜZÜLÜP GELMEKTEDİR”

Aziz misafirlerimiz, bu gün buraya dünyanın dört bir tarafından dostlar toplandılar; gönül sultanlarını yâd etmek için. Sözlerin güzeli gönül sultanlarının sözlerini söylemektir. Onları anlamak ve anlatmaktır. Harakani hazretleri dedi ki: “ Benim sözlerimi dinleyin, çünkü benim sözlerim kutsiyet deryasından süzülüp gelmektedir” Şimdi bu deryadan sahile vuran incilerden birkaçını gönüllerinize emanet ediyorum.

“ÂŞIK OLAN ALLAH’I BULMUŞ, ALLAH’I BULAN KENDİNİ UNUTMUŞTUR. “

“Allahu Teâlâ herkese kendinden bir şey açmıştır; ama zatını, yani kendini hiç kimseye açmamıştır. Civanmertler! Gidin ve Allah’la mert olun, yoksa size zatından bir şey açmaz.”

“Elestü bi Rabbiküm hitabını bazıları, “Ben sizin rabbiniz değil miyim?” diye; bazıları, “Ben sizin dostunuz değil miyim?” diye; bazıları da “Her şey ben değil miyim?” diye işitmişlerdir.” Kalplerimize Allah zikrini hiç çıkmayacak şekilde nakış gibi işleyen Gönül Sultanlarımızın edep ölçüsü,  kalplerimizde, sözlerimizde, fiillerimizde daim olsun.”

AÇILIŞ KONUŞMALARI:

Sunuculuğunu Serdar Tuncer’in yaptığı programda Kültür Başkenti - Bilgeler Zirvesi Tanıtım Videosu gösterildi. Ardından da sırasıyla Bilgeler Zirvesi Koordinatörü İbrahim Akgün, Harakani Vakfı Başkanı Yavuz Uzgur, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, İslam İşbirliği Teşkilatına Üye Ülkeler Parlamentolar Birliği (İSİPAB) (PUIC) Genel Sekreteri Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. M. Mehdi Eker, Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı ve Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler birer konuşma yaptılar.

Harakani sunumlarında da, Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Kaya “Ebu’ul-Hasan Harakani”, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin Seyhan “Ebu’l-Hasan El-Harakânî’nin Sevgi, Merhamet Ve Hoşgörü Anlayışı”, Kars Milli Eğitim Müdürü Yıldırım Alkış “Anadolu’nun Fethi Ve Şehit Ebu’l-Hasan Harakanî”, Doç. Dr. Müjdat Söğütçü de “İslam Hoşgörüsü ve Bu Hoşgörünün İsmi Ebu-l Hasan Harakani” konularında katılımcıları bilgilendirdiler. kha

 

Önceki ve Sonraki Haberler