Kars Çocuk Oyunları yeniden hayat bulacak

Kars Çocuk Oyunları yeniden hayat bulacak

Kars Milli Eğitim Müdürlüğü, Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) destekli Çocuklarımız Dedelerinin Oyunlarıyla Miraslarına Kavuşuyor” (ÇODOMİK) projesi kapsamında bastırılan “ÇODOMİK Kars çocuk Oyunları” kitabı eski çocuk oyunlarının yeniden hayat bulmasını sa

Kars Çocuk Oyunları yeniden hayat bulacak

Kars Milli Eğitim Müdürlüğü, Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) destekli Çocuklarımız Dedelerinin Oyunlarıyla Miraslarına Kavuşuyor” (ÇODOMİK) projesi kapsamında bastırılan “ÇODOMİK Kars çocuk Oyunları” kitabı eski çocuk oyunlarının yeniden hayat bulmasını sağlayacak.

Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) desteğiyle hazırlanan projenin koordinatörü Ali Kasım Bulut, 94 eski oyunun kitaba alındığını söyledi. Bulut, 12 aylık bir çalışma sonucunda Kars genelinde 299 oyunun ismine ulaşıldığını, 3 bin 800 kilometre yol kat edildiğini, 153 köyde 550 kaynak kişi ile görüşüldüğünü belirtti. Projede 10 formatörün görev aldığını da ifade eden Bulut, en yaygın olan aşık oyunun ise 127 köyde oynandığına dikkat çekti. Bulut ayrıca, Proje kapsamında Kars merkez ve ilçelerdeki öğretmenlere seminerler verildi, “ÇODOMİK Çocuk Oyunları Şenliğine” toplamda 3 günde yaklaşık 600 öğrenci ve 100 öğretmenin katıldığını ifade etti.

Bulut daha sonra şunları söyledi:

“Bir proje yazdık ve bu proje 9 ay sürecekti ancak bazı eksikliklerden dolayı ve alanın çok büyük olması nedeniyle 3 ay dana uzatılarak 12 aya kadar çıktı. Projenin başlangıcında aslında bizim somut olmayanların tamamına yönelik bir proje çizmekti. Fakat alanın içerisine girip inceleme yaptıktan sonra o alanın hepsinin değil 9 ay, değil 1 yıl, 3-5 yılda bile bitirilemeyeceğini görmedim. Çünkü Kars etnik köken bakımından ve İpek Yolu ticareti bakımından üzerinden geçtiği bir bölge olduğu için hayli zengin bir kültüre sahip. O yüzden bu sadece bizi alakadar eder. O yüzden çocuklarımızın oyun alanı olarak kullanabileceği ve çocuklarımızı teknolojiden uzaklaştıracak bir proje yapmak istedik. Dolayısıylakha sadece somur olmayan kültürel mirası çocuk oyunlarına yoğunlaştı. Bu aşamada projede görev alacak değişik alanlarda sınıf öğretmenlerinden ana sınıfı öğretmenleri ve beden eğitimi öğretmenleri ile toplam 10 kişilik bir kadro ile 7 ilçe ve Kars’ta dahil 8 ilçede 153 köyü ziyaret ettik. 153 köylü ziyaret ederken şunlara dikkat ettik; 300 kadar köyümüz var bizim. Her köye gidemeyeceğimiz için toplam da merkezleri ele aldık. Gittiğimiz okulların tamamında yoğunluklu olarak ortada ki okulu seçtik. Ve 153 köye gittik ve bu köyler de yaklaşık 550 vatandaşımız ile diyaloga girdik. Videolar kaydettik ve uygulamalı olarak oyunlarımızı sergiledik. Toplamda yaklaşık 3804 km yol yaktık. Kars genelinde inanılması zor olsa da 299 tane farklı oyun ismine ulaştık. Bu devasal bir rakam bu 299 tane farklı oyunun içerisinde bir eleme yaptık ufak farklılıklar ile bir birine benzeyen oyunları toplamda 94 oyunu derleyecek şekilde bulduk. Bu 94 oyuna kitabımız da yer verdik. Elemelerimiz neticesinde kitabımız bastık. İnşallah bu kitapları Türkiye’nin her bir tarafına göndereceğiz ve bütün okullara kitaplarınız ulaşacak. Farklı ilçeler de isme ulaştığımız bazı oyunlarımız oldu tabi bunlar özet olarak burada geçti. Her ilçe için bir tane. Akyaka ilçesinde, Susuz, Selim ve bir mod oyunumuz var bütün köylerimiz de ve herkesin ağzından duyduğumuz oyunumuz aşık oyunu. 127 köyde oynanmış ve bize de uygulamalı olarak gösterildi. Aşık oyununun bu bölgenin kültüründe yerleşik olduğunu söyleyebiliriz. Kars merkez ve ilçelerimiz de bu konu ile ilgili öğretmenlerimize bütün beden eğitimi öğretmenlerimize seminerler verdik.”

Milli Eğitim Müdürü Gökhan Altun da, “Hepinizin çok iyi bildiği gibi günümüz çocukları bizim çocukluğumuza göre,   daha eğitimli ve ekonomik anlamda daha rahat yetişmektedirler. Yani çocuklarımız bizlerle kıyaslandığında daha rahat bir ortam içinde yaşamaktalar. Öyle rahattırlar ki çocukluklarını kendine ait bir odada kendine ait bir internet hattının bağlı olduğu bir bilgisayar başında bir düğmeyle bütün dünyayı kısa bir sürede gezecek bir hayatı yaşamaktalar. Bütün anne babalar çocuklarını daha iyi bir ortamda yetiştirmek için azamı gayret göstermektedirler. Bu anlamda çocukları yetiştirmekte onların en tabii görevleridir. Hz. Ali'nin dediği gibi ''çocuklarımızı kendi yaşadığımız zamana göre değil onların yaşayacağı zamana göre yetiştirin'' sözü de bizim çocuklarımızın yetiştirilmesinde ne kadar hassas davranmamız gerektiğini göstermektedir. Ancak bizler çocuklarımızın daha iyi yetişmeleri için bütün bu hazırlıkları yaparken bir şeye dikkat etmek zorundayız Onların çocukluklarını çalmayalım. Onların çocuk olduğunu asla unutmayalım. Çocukluk döneminin kendine has olan özelliklerini çocukların yaşamasına izin verelim. Bizler anne baba olarak dünyayı bir internete, interneti bir bilgisayara bağladığımız günden bugüne çocuklarımızda bir odaya hapsederek onlara hizmet ettiğimiz yanılgısına düştük. Unutmayın ki dünya bir bilgisayara girecek kadar, çocukta kendisine ayrılan bir odaya sığacak kadar küçük ve kıymetsiz değildir. Çocuklarımızı teknolojiden yoksunkha bırakarak yetiştirmeyeceğimiz gibi teknoloji yede esir yapmayacağız,  onların hakkı olan çocukluklarını da yaşamadan yoksun bırakmayacağız. Bu anlamda Çocuklarımızın beraberce yaşamaları, birlikte oynamaları, beraberce sevinip birlikte gülmeleri, arkadaşlığı, dostluğu paylaşmayı ve bölmeyi daha iyi yaşamaları için hayatın, sanal alemde göründüğü gibi ne çirkin ne de güzel olduğunu, gerçek hayatın çok farklı olduğunu fecebook arkadaşlığının değil gerçek arkadaşlığın yanı başında dışarıda kendi sokağında kendi caddesinde beraber yaşadığı akranlarıyla birlikte olduğunu tanıtmak için geçmişte kültürümüzü oluşturan çocuk oyunlarını toparlayarak bir kitap haline getirdik. Beşbin adet bastırdığımız bu kitabı okullarımızın tamamına seksen bir ilin valiliklerine milli eğitim müdürlüklerine ve kültür il müdürlüklerine bir kültür hizmeti olarak göndereceğiz. Bu kitapla karsta unutulmaya yüz tutmuş çocuk oyunlarını yazılı hale getirdik çocuklarımızın bu kitabı okuyarak daha iyi oyunlar oynayacaklarını daha iyi arkadaşlar edineceğine inandığımkha gibi bütün beden eğitimi öğretmenlerinin ve sınıf öğretmenlerinin özellikle spor etkinliği ve serbest etkinliklerde bu kitaptan yararlanarak öğrencilerimize kültür aktarımı yapacaklarına inancım tamdır. Bu vesileyle bu tanıtım fırsatını bize sağlayan sayın valimize bu çocuk oyunlarının toparlanarak kitap haline getirilmesi için finansör olan Serka Genel Sekreterine ve çalışanlarına Milli Eğitim Müdürlüğünün proje ekibine köy köy gezerek değerlendirmeleri toplayan ekibimize oyunları bize anlatan ve oynayan vatandaşlarımıza ve emeği geçen her kese ayrı ayrı teşekkür eder hepinize saygılar sunarım.” dedi.

SERKA Genel Sekreteri Hüsnü Kapu ise şöyle konuştu:

“Bilindiği gibi ülkelerin gelişmesin de ve kalkınmasın da biz gerçi işin biraz daha ekonomik ve maddi tarafı ile ilgileniyoruz ama insanlık tarafı biraz geç fark ediliyor ülkemizde. Ama geçte olsa bazen geç kalmışlığın da avantajları var, biz de onu biraz değerlendirelim diyoruz. Özellikle bu gelişmişlik sürecinde beşeri sermaye diye tarif ettiğimiz yani insan kaynağı her şeyin merkezinde. Önemli olan da insan kaynağımızı nasıl geleceğe taşıyacağımız. Şimdi geleceğe taşıyabilmek için de bunu çok boyutlu ele almak zorundayız. Bu noktada da özelikle genç nüfus ve çocuk sayısı açısından avantajlı bir durum içerisindeyiz. Bu çocuk kitlemizi, nüfusumuz rutin olarak sosyal ve ekonomik açıdan zaten giderek gelişiyor. Ama ruhsal açıdan gelişimleri de çok önemli. Bu noktada da özellikle iki temel seçeneğimiz var: ya popüler kültüre mahkum olacağız ya da onun olumlu yönlerinden faydalanıp  olumsuzluklarını bir şekilde kapatacak yöntemler ve ya yollar aramamız gerekiyor. bu bağlamda da milli eğitim müdürlüğümüzün öncülüğünü yaptığı bu çocuk oyunları projesi çok önemli bir proje çünkü uluslar arası arena da rekabet edebilmemizin en temel unsuru kendi ayağımızı basacağımız sağlam bir yerin olması gerekiyor. o sağlam yer dekha bizim geçmiş kültürümüz. Eğer onu göz ardı ederek  bu yola çıktığımız anda bunu bilim ve teknoloji vs ile kapatamayız. Ve rekabet edemeyiz. Onun için geçmişimiz ve kültürel değerlerimiz ç.ok önemli onun için de özellikle bu çocuk oyunları ve çocuklarımızın sağlıklı ve ruhsal gelişimleri açısından bunlar çok önemli. Bunlar belki ilk etapta bize çok basit bir şey gibi görünüyor ama onların kökleri çok derinlerdedir. Bu derin köklere ve değerlere ayağımızı sağlam basarak uluslar arsı arenaya çocuklarımızı, gençlerimizi taşıyabilirsek o zaman onlarla rekabet edebiliriz. bu anlamda ajansımızın d bu sürece az da olsa bir katkıları olduğu için kendimizi bahtlı hissediyoruz. İnşallah bundan sonra ki süreçler de bu tür çalışmalar kurumumuza sunuldukça elimizden geldikçe destek vereceğiz.”

Vali Günay Özdemir de şunları söyledi:

“Gerçekten hepimiz bir nostaljik bir gün yaşadık. Geçmişimizi hatırladık. Bizim için geçmişi hatırlamak ve nostalji yapmak gibi bir gün oldu. Aslında bu sadece bizi biraz heyecanlandırdı. Ama şundan eminim ki bu oyunlar bizim bu duyduğumuz heyecanı şu anda burada öğrenciler olsaydı ben duyacaklarını zannetmiyorum. Çünkü onlar bunları yaşamadılar onlar bu oyunlarla büyümediler. Onun için bu oyunlar belki fazla bir anlam ifade etmiyor. Sadece bizler için ve bizim yaşımızda ki insanlar için anlam ifade ediyor. Onun için heyecanlandık, onun için duygulandık ama gençlerimizi duygulandıramadıktan sonra, çocuklarımızı duygulandıramadıktan sonra onları heyecanlandıramadıktan sonra bir anlam ifade etmeyecek gibi görünüyor. Aslında bu araştırma gerçekten çok önemli bir araştırma ben bu araştırmada bütün emeği geçen arkadaşlarımı kutluyorum. Çünkü toplumumuz da kaybolmaya yüz tutan kültürümüzü ortaya çıkarmışlar ve bu konu da çok değerli tarihsel ve kültürel bir unsur oldu. Aslında bizi heyecanlandırması gereken bu tarihi değerimizin belki bizi daha fazla heyecanlandırması gerekiyor ki birçok arkadaşımızın da bu heyecanı duyduğuna inanıyorum. Çünkü bu araştırmayı yapan arkadaşlarımızın bu heyecanı duyduğunu biliyorum. Onun için biz burada bu tanıtımı yapmak istedik onun için biz bugün burada bu heyecanı paylaşmak istedik. Aslında bu oyunlar çocuklarımızı oyalamak için değil. Çocuklarımızı geleceğe hazırlamak için oynanan oyunlar. Bu oyunlar sadece çocukların oynadığı oyunlar değil. Anadolu’da 7’den 70’e bütün herkesin oynadığı oyunlardı bu oyunlar. Belki çocuk oyunları dememiz günümüz de bu konuyu biraz sınırlandırabilir. Yani benim çocukluğum da 7’den 70’e herkesin içtenlikle, heyecanla oynadığı oyunlardı bunlar.

Ayrıca bu oyunlar o zamanlardaki imkanlar içerisinde bütün malzemesi ile bütün değerleri ile planları programları ile düşündüğünüz zaman çok güzel planlamış çok güzel düzenlenmiş ve çok güzel toplumun kalkınmasına katkıda bulunmuş ve günümüzde de değerli olan oyunlar. Ve baktığımız zaman bu oyun değil. İnsanlar arasındaki iletişimi sağlıyor, insanlar arasındaki yardımlaşmayı sağlıyor. İnsanların birbirine tahammülünü sağlıyor. Günümüzde insanlar birbirine ne kadar tahammül sağlayabiliyor? Trafikte görüyorsunuz, sokağa çıktığımız da görüyoruz. Yani birbirimize tahammülümüz kalmamış. Ama Anadolu’da oynanan bu oyunlara baktığımızda insanların birbirine belki şiddet gibi göreceğiz ama birbirlerine yaptıkları o tavırlar aslında toplumun birbirine olan tahammülünün gelişmesinin ve çocukların birbirine olan tahammülünün gelişmesinin ve toplumda da ileri de tahammülü olan, birbirini taşıyan, birbirine saygı duyan, birbiri ile iletişimi olan insanların yetişmesini sağlayan kültürel anlamda çok değerli hazine.

Ben bundan sonra bu oyunların bilhassa öğretmen arkadaşlarımızın günümüz de çok daha uygun bir şekil de nasıl oynanabilir nasıl geliştirilebilir ve toplumsal anlamda biz bunu daha evrensel hale nasıl getirebiliriz bunların çalışmasının yapılması gerekiyor. Çünkü bugün bu şekli ile gençlerimize bunu kabul ettirmemiz toplumumuza bunu kabul ettirmemiz çok kolay olmayabilir. Onun için geçmiş değerlerimizi bilerek bugünün şartlarını da bilerek yine Hz. Ali (r.a) dediği gibi çocuklarımızı gelecek şartlara göre nasıl yetiştirmemiz gerektiğini ve oyunlarını da gelecek şartlara göre o şekilde geliştirmemiz gerekiyorkha. Eğer biz bu şekilde alt yapımızı geliştirirsek ekonomik anlamda da, sosyal anlamda da, kültürel anlamda da ciddi bir gelişme kaydedeceğimizi düşünüyoruz. Çünkü medeniyet geçmişini bilen, bugününü anlayabilen ve geleceğini de planlayan toplumlar tarafından oluşturulur. Eğer biz geleceğimizi planlayamazsak, yönetemezsek, kesinlikle medeniyet oluşturma gibi bir iddiamız olamaz. Biz ancak medeniyetleri taklit eden, medeniyetleri yaşayan ve farklı medeniyetlerinin arkasından giden toplumlar olabiliriz. Onun için bu tarihi değerlerimize sahip çıkan başta milli eğitim müdürlüğümüz çalışanları olmak üzere SERKA’ya emeği geçen bütün halkımıza köydeki bütün vatandaşlarımıza bu oyunları bize aktaran herkese ben teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah gelecekte bu kitap bu şekilde değil ben bilhassa öğretmen arkadaşlarımızın bu oyunları geliştirmesi konusunda belki yeni projeler ve yeni yatırımlar bekliyorum. İnşallah bu çalışmaları hep beraber göreceğimize inancımız tam. Bu konuda de biz ne yapmamız gerekiyorsa ne sunmamız gerekiyorsa orada olacağımızı söylüyor ve bu konuda sizlere söz veriyorum. Çünkü gelecek nesilleri iyi yetiştiremezsek ve geleceği yönetemezsek, planlayamazsak medeniyet kurmamız hayal olacak.”

İŞTE KARS YÖRESİNİN OYUNLARI:

SUSUZ

Aşık( Kop)

Bilye

Birdirbir

Uzun Eşek

Kar Topu

Palaska(Kemer Oyunu, Kayış Oyunu, Cız Kemer, Tula)

Kızak

Dokuztaş

Kız Taklası(Güvercin Taklası)

Topaç

Tekmik(Tekme Oyunu)

Koza(Gozi Taş Konur Vurunca Sayılır)

Düğme

Yumurta Yarışı

Mendil Kapmaca(Bayrak Kaçırma)

Körebe(Göz Kapama, Gizlempaç)

Çelik Çomak(Kıke, Holo)

AKYAKA

DEĞNEK OYUNU(Birinde Cezalı, Birinde Belli Bir Mesafeyi Kim Önce Dolaşırsa O Kazanır)

AYAKKABI OYUNU

ÜÇTAŞ

BEŞTAŞ

SEK SEK(ÇİZGİ OYUNU, AYAK TAŞI)

DANA OYUNU

KUBBE HAMAM(GALAMAK)

SAKLAMBAÇ(SOBE, Gizlempöçük)

ÇOBAN KALESİ(ÇOBAN KUŞKASI, POLİ, ÜÇTAŞ)

TOP SAKLAMA

KİBRİT OYUNU

HOLA

YEDİ KULE[LEBBİK(Ayakkabıyla Oynanır Ve Dokuz Taş Dizilir.)]

GÜLLE OYUNU

GICA(Taş Ortada Ebe Taşın Başında, Vuramayanlar Bekler, Vuran Olursa Ebe Taşı Dikene Kadar Yakalanmadan Herkes Taşını Alıp Çizgiye Kaçar)

YUMURTA YARIŞI

CICIK

HIBHIB(Sopaları Dizip Uzun Atlama Yapılıyor)

VAMPİR

SELİM

Çelik Çomak(Çilik Çubuk, Yelte Toğmağ)

Kubbehamam(Tappeşin)

Topaç(Gavara)

Aşık

Yüzükaltı(Yüzük Gizleme)

Kızak

Cicik

Aradan Kesti

Gıdanı Kur Gel Beni Vur(Lepik)

Birdirbir

Beştaş(Şeşek, Pempez)

Dokuztaş

Üçtaş(Cuz)

Ayak Taşı

Dire Dövme

Yumurta Dövüşü

Yumurta Yarışı

Çat Mat

Kayış

Kıllı Top(Topu Sırtta Tutma)

Güvercin Taklası(Kız Taklası)

Çıt Çıt

ARPAÇAY

Yastık Oyunu

Kıl Topu(Beş Kuyu İstop Gibi)

Saklambaç(İttibilik)

Uzun Eşek(Eşek Beli)

Zumba

Topuz

Nal

Dağaran

Yakar Top

Yeditaş

Çoban Kalesi(Çevrigu)

Uçtu Uçtu

Batman

Koltaşı

Goci(Bir Kuyuya Taş Sokmak)

Zeze, Zuzu

Kının Eğri(Yerdeki Değneği Oynatır Ebe Düzeltene Kadar Kendi Değneğini Al)

İçeri Topu(Yakar Top Gibi Ama Biraz Farklı)

Donguz Derya

Kara Kuyu

Çız(Taşla Bilye Oyunu Ama Cezalı)

Şerrari

SARIKAMIŞ

Hol

Kubbe Hamam(Hamam Kızdı)

Aşık

Kız Taklası

Çelik Çomak(Dutkarakurt)

Saklambaç(İtti Bilik)

Ayak Taşı

Bilye

İp Atlama

Eş Topla

Çoban Kalesi(Ölü Taşı, Kili Mili)

Kol Taşı(Çeşitleridon : Kımıldamadan Bacak Arası-Sıçrama Bacak Arasından Sıçrayarak,Batman Normal Gülle Atışı)

Attırma

Nal Oyunu

Topa Dare

Çelik Çomak

Vız Vız(Kim Vurdu Gibi Oynanır. Kolların Tutuş Şekli Var)

Attırma(Çelik Çomak Gibi Kuyu Kaz, Çeliği Koy, Çubukla Onu Attır)

Mozik Golik(Kuyuya Taş Sokmaca

Purut Purut

Çul Altı

Eşime Vuran Kim

Mami Lüs

KAĞIZMAN

Ara Kesme

Çelik Çubuk(Titurul)

Ayak Taşı(Sek Sek, Hoppa, Cığız Taş)

Güvercin Taklası

Birdirbir

Uzun Eşek

Saklambaç(Ebe Söbe)

Topaç(Fırfırik)

Aşık(Got)

Dondi(Yeditaş)

Dokuztaş

Gıcıl

Sıdık

Değnek Oyunu(Beyzbol)

Yüzük Saklama(Yüzük Kimde)

Taş Oyunu

Çoban Kalesi(Ölü Taşı)

DİGOR:

Tope Garan(Yakar Top)

Çarşamba

Uzun Eşek(Mele, Gele)

Birre

Körebe(Cevşir Donek)

Dut

Yedi Kule(Kâre)

Holle

Kubbe Hamam (Mele Mele)

Aç Kapıyı Bezirgan Başı

Beştaş(Hırç)

Cız Kayış

Mektup

Birdir Bir

Vurkaç

Koyun Kurt

(kha)

Önceki ve Sonraki Haberler