Kars'ta Ülkücüler bir araya geldiler

Kars'ta Ülkücüler bir araya geldiler

Kars Ülkü Ocakları İl Teşkilatının geleneksel hale getirdiği, İmparator Düğün Salonunda bu yıl 10. düzenlediği “Hilal Kete Gecesi 10- Milli Değerleri Koru ve Yaşat” isimli geceye katılımın oldukça fazla olduğu görüldü.

Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kuran-ı Kerimin okunmasından sonra Kars Ülkü Ocakları İl Başkanı Tolga Adıgüzel gecenin açılış konuşmasını yaptı. Konuşması sık sık alkış ve sloganlarla kesilen Tolga Adıgüzel şunları söyledi:

“Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla…

Sayın Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcım

Sayın Belediye Başkanım

Sayın İl Başkanım

25. Dönem MHP Milletvekili adaylarımız

Ardahan ve Ağrı Ülkü Ocakları Başkanlarım

Merkez İlçe ve İlçe Başkanlarım

Kağızman Belediye Başkanım

Arpaçay, Sarıkamış, Selim, Kağızman, Akyaka Ocak başkanlarımız

Belediye başkan yardımcılarım ve belediye encümenlerim

Kamu Sendikalarımızın kıymetli yöneticileri

Kafkas Üniversitemizin ve Milli Eğitim camiamızın değerli hocaları

Basınımızın güzide temsilcileri

Ve isminin başında hiçbir unvanı olmayan Necip Türk Milleti’nin şeref timsali ülküdaşlarım, genç Asenalar ve Bozkurtlar, “Hilâl Kete Gecesi 10 – Bozkurtların Dirilişi” isimli bu kutlu gecemize hoş geldiniz sefalar getirdiniz.

Gençlerimizin yol göstericisi, güngörmüş, töre sahibi, aksakallı bilgeler hoş geldiniz şeref verdiniz.

Ülkesi dara düştüğünde;

Yeri gelince Nene Hatun, Kara Fatma, Ilgaz Ana olan,

Yeri gelince lider ülke Türkiye’nin doktoru, öğretmeni, mühendisi, fabrikada işçisi, tarlada çiftçisi, Türk’ün gelecekteki yiğit anaları, elif duruşlu genç hanımefendiler, hoş geldiniz şeref verdiniz.

Gazi Kars’ta bozkurtlu bayrağı şerefle dalgalandıran yıldırımların, kasırgaların, yanında sönük kaldıkları, ülkemizin en ümitsiz anında bile, gözlerinde umudu gördüğümüz,

Bir bakışı ile gönüller yapan, yürekler ısıtan yiğitler,

Kasırgaları, fırtınaları kıskandıran yiğitler,

Bir insan ömrünün milletine hizmet için kısa olduğu bilinciyle ömrünü milletine ve vatanına adayan yiğitler, 

Gök yeleli, Kürşad duruşlu, bozkurt bakışlı, Türk gençleri, Ülkü Ocaklılar, dava arkadaşlarım, gardaşlarım, yiğitlerim, yüreği ülkü ateşiyle yanıp tutuşan bu davanın rütbeli ve rütbesiz neferleri yani sizler Allah’ın Aslanları hoş geldiniz şeref verdiniz.

Hepinizi en içten, en samimi, en temiz ülkücü duygularımla selamlıyorum.

Allah’ın rahmeti, bereketi, mağfireti ve selamı üzerinize olsun.

Necip Türk Milletinin aziz evlatları:

Yaklaşan genel seçimler öncesi, Milliyetçi-Ülkücü Hareketin çok değerli adaylarına şimdiden Cenabı Allah’tan başarılar dilerim.

Kars Ülkü Ocakları olarak, ortaöğretim birimimiz de, bayanlar birimimiz de, üniversite birimimiz de ve ilçe ocaklar da teşkilatlanmamız tamamlanmıştır. Bütün teşkilatlarımızla 7 Haziran Genel Seçimlerine hazırız.

30 Mart’ta Kars Kalesine astığımız üç hilali bu sefer de 7 Haziran akşamı Kars Kalesine asacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın inanın ve iman edin sadece. Biz bu seçimi alacağız Allah’ın izniyle…

Ülkemizin bir an önce hainlerden, bölücülerden, hırsızlardan, rüşvetçilerden, namussuzlardan, şerefsizlerden,  vatan ve millet düşmanlarından kurtulması gerekmektedir. Bu kurtuluş, Milliyetçi Ülkücü Hareket’in iktidarıyla olacaktır ve 7 Haziran Milliyetçi Ülkücü Hareketin iktidarına gebedir. İnancım odur ki; Milliyetçi Ülkücü Hareket Kars’ı ve Türkiye’yi hak ettiği en güzel seviyeye taşımak için üzerine düşen sorumluluk bilincini en iyi şekilde yerine getirerek soylu bir mücadele verecektir.

Yalnız şunu belirtmek isterim ki; geçmişte genel ve yerel seçimlerde adayı beğenmeyip Milliyetçi Ülkücü Hareket’e ihanetler olmuştur. Böyle bir ihanet ile karşı karşıya kalırsak açıkça söylüyorum: Kars Ülkü Ocakları olarak, “meşru müdafaa” hakkımız doğar ve iner ülkücünün şanlı yumruğu o hainler, ihanetçiler güruhunun suratına. Hiç kimse teşkilatın üzerinde değildir ve olamazda. Herkes yerini ve haddini bilecek. Lider kimi işaret ettiyse, Türk Milliyetçiliği Mefkûresine gönül veren herkes Liderin işaretini emir telakki ederek üzerine düşen görevi yerine getirmek zorundadır. 

Bugün, bu saatten sonra Kars'ta ve Türkiye'nin her yerinde MHP'nin adaylarını eleştirmek, beğenmemek, ben oy vermeyeceğim demek Türk Milliyetçiliği mefkûresine sahip insanlar için bir ihanettir. Vatan bölünmenin eşiğine gelmiş, siz neyin hesabını yapıyorsunuz?

MHP'nin adayları; Türk Milliyetçileri'nin, Ülkücülerin namus ve şerefidir. Hepinizi namusunuza ve şerefinize sahip çıkmaya davet ediyorum.

15 yıl bekledik Kars Belediyesini, 15 yıl çile çektik, 15 yıl sabır çektik, 15 yıl tevekkül ettik, 15 yıl gözyaşımızı içimize akıttık ama 31 Mart sabahı MHP’li bir güne Bismillah dedik. 15 yıl sonra Kars Kalesine şanlı üç hilalimizi astık bunun kıymetini bilelim, MHP’li Kars Belediyesi ve MHP’li Kars Belediye Başkanı bizlerin, onurudur, namusudur, şerefidir, değer yargısıdır. Az biraz vicdan sahibiysek bu değer yargımıza sahip çıkmak zorundayız. Bölücüler pusuya yatmış, sahibine ihanet eden köpek gibi saldırmayı bekliyorlar. Titreyip kendimize dönmek zorundayız.

Sayın protokol, kıymetli misafirler

Değerli dava arkadaşlarım;

Cennet mekân Başbuğ Alparslan Türkeş’in çok güzel bir sözü var. Diyor ki; “Türk Milletine Bizans’tan geçme bir hastalık var. Gevşeklik, laubalilik, dedikodu, fitne, fesat, terbiyesizlik, birbirini beğenmemek, sır saklayamamak, rast gele laf söylemek… Bu hastalık sizde de var. Bu hastalığı tedavi etmeniz lazımdır. Bu hastalığı tedavi etmezseniz, kendinize yol seçiniz. Milliyetçi Hareket’te bir saniye daha fazla kalmayınız. Benimle dava arkadaşlığı edecekseniz, her şeyden önce yüksek vasıflı Türk olmaya mecbursunuz.”

Merhum Başbuğumuzun yıllar önce söyledikleri şimdi içimizde fazlasıyla bulunmaktadır ve artarak devam etmektedir.

Beyler, efendiler!

Sizinle bizim aramızda dağlar vardır, yollar vardır. Bizler Sırat-ı Müstakim üzereyiz. Bizler bu davaya inanmış ve iman etmişiz. Sizler; parti parti dolaşırken, bizler davayı omuzlamıştık. Sizler; Ülkücü Hareket’i engellemeye çalışırken, bizler Ülkücü Hareket’in bekası için seferber olmuştuk. Sizlerin gözünü, kısa yoldan köşeyi dönmek, rant, para, pul bürümüşken,

Bizler Fırat Yılmaz Çakıroğlu gibi çok sevdiğimiz vatanımıza canımızı feda ettik. Fırat Yılmaz Çakıroğlu kim diye sorarsanız: İzmir Ege Üniversitesin de 20 Şubat 2015 günü pkklı şerefsizler tarafından şehit edilen Ülkü Ocaklı bir yiğitti. Şimdi bizlerin arkasından konuşanlar, dedikodumuzu yapanlar, aleyhimizde atıp tutanlar ne diyeyim sizlere? Az biraz utanmanız olsa söyleyecek çok sözümüz var ama, o da yok sizde.

Bu dava; kavgadan korkup kaçanların değil, menfaatleri icabı her gelene el pençe divan duranların değil, hangi siyasi parti iktidarda ise oranın kemiğini yalayanların değil, fitnecilerin, fesatçıların, kulisçilerin, laf taşıyıcılarının, düzenbazların, hırsızların, nankörlerin, ikiyüzlülerin, yalancıların, imansızların, inançsızların değil…

Bu dava; uğruna 5 bin şehit verilenlerin davasıdır, bu dava gözyaşını içine akıtanların davasıdır, bu dava kan kustuk ama kızılcık şerbeti içtik diyenlerin davasıdır, bu dava çileyi şeref sayanların davasıdır, bu dava Allah’a iman edip, Türklük için mücadele edenlerin davasıdır, bu dava Osmaniyeli Ruhi Kılıçkıran’ın, Tokatlı Dursun Önkuzu’nun, Bingöllü Hikmet Tekin’in, Tuncelili Alper Tunga Uytun’un,  Karslı Rüstem Kaya’nın, Yusufiyeli Cengiz Akyıldız’ın,  İzmirli Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun davasıdır. Bu davanın bedeli yırtık ayakkabılı yiğitler tarafından ödendi ve ödenmeye de devam ediyor.

Değerli dava arkadaşlarım;

Ülkü Ocaklı olmak, İbrahim Peygamber gibi ateşe atılmaktır, İsmail Peygamber gibi boynunu bıçağa armağan etmektir ve Hz. Muhammed (s.a.v) gibi çağın Ebu Cehillerine baş kaldırmaktır.

Ülkü Ocaklı olmak, Mete’dir, Kürşad’dır, Alp Arslan’dır, Fatih’tir, Çeğen Tepesinde Enver Paşa’dır, Mustafa Kemal’dir Conk Bayırında, Allah’u Ekber Dağlarında kefensiz yatan şehitlerdir, Başbuğ Alparslan Türkeş’tir Tabutlukta işkenceye direnen, Ege Üniversitesi’nin o soğuk koridorlarında kahpece vurularak şehit edilen Fırat Yılmaz Çakıroğlu’dur, idam sehpasında 9 gülfidanıdır, beş bin ülkü gülüdür kahpe pusularda şahadet şerbetini içen, Lider Devlet Bahçeli’dir yedi düvele meydan okuyan.

Yani çiledir, sabırdır, imandır, şehittir, gazidir, azimdir, kararlılıktır, öfkedir, Hüseyin Nihal Atsız’ın dizelerindeki kahramanlıktır.

Bizi arayan bulur, bulan tanır, tanıyan sever, seven âşık olur, âşık olana biz de âşık oluruz.

… Eğer ki bulmak isterseniz bizi yerimiz belli, ikametimiz değişmezdir. Biz ki yorgun karınca ayağıyız. Biz ki bir çınarın dalı, bir gözenin serin suyuyuz. Eğer bulmak isterseniz bizi zalimin şakağına şakağına vuran doluyuz.

Biz Ülkü Ocaklıyız

İçeriden ve dışarıdan kuşatılmışız. Biz bu hain, bu sinsi kuşatmayı yaracağız. İnandığımız ve iman ettiğimiz bu kutlu davayı hiç kimsenin şahsi menfaatleri ve şahsi hırslarına kurban etmeyeceğiz. Direneceğiz, ölsek de direneceğiz, kalsak da direneceğiz.

Kimilerine göre üç beş çapulcu, kimilerine göre birkaç baldırı çıplak, kimilerine göre ise bir avuç sokak serserisi…

Ama bize göre ise her biri Atilla, her biri Kürşad, her biri Alparslan, her biri Fatih, her biri Enver Paşa, her biri, Mustafa Kemal, her biri Başbuğ Türkeş, her biri Fırat Yılmaz Çakıroğlu olan Hamza yürekli cefakâr, fedakâr yiğitler…

Memleket kaygısı taşıyarak verdiğiniz o soylu mücadeleyi hiç kimse bilmese de Allah (c.c) biliyor. “Allah bize yeter O ne güzel vekildir.”

Buz tutmuş ellerinize, çatlamış dudaklarınıza, ayaz keskini yüzünüze, uykusuz kalan gözlerinize, sevdalarınıza, kavgalarınıza, inancınıza binlerce defa kurban olsunlar. Dik duracağız, omurgalı olacağız, davaya olan iman ve inancımızdan zerre kadar taviz vermeyeceğiz. Bunları yaparken de içerden ve dışarıdan düşmanlarımız çoğalacak. Haset edecekler, kıskanacaklar, fitne, fesat çıkaracaklar, dedikodularımız yapılacak, türlü türlü iftiralara maruz kalacağız.

Ama yılmayacağız, yorulmayacağız, zafiyet göstermeyeceğiz, meydanı ve teşkilatı çakal sürüsüne bırakmayacağız. Gerekirse Fırat’çasına kanımızı ve canımızı ülkemize ve ülkümüze feda edeceğiz.

Büyük dava adamı, büyük mütefekkir Seyyid Ahmet Arvasi hazretlerinin dediği gibi:

“ve tarih bir gün, acz içinde kıvrana kıvrana şahadete susamış bir Ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilmediğini yazmak zorunda kalacaktır.”

Olurda yazmasa sizi, o tarih utansın. Sizler beş yıldızlı otel odalarında değil, Fırat Yılmaz Çakıroğlu gibi okul koridorlarında vuruşa vuruşa, vatan toprağına o mübarek kanınızı akıtarak, karanlık gecelerde kavgalara tutuşarak ve köhne bir şehirde memleket kaygısı taşıyarak davayı omuzladınız. Davanız da, yolunuz da, kavganız da, mübarek olsun.

Konuşmamı merhum yazar ve şairimiz Dilaver Cebeci’nin şu sözleriyle bitirmek istiyorum:

“Şimdi hazır edin pusatlarınızı,

Koyun merhameti bir yana!

Dost görünenler, açıktan düşman olanlar, uzaktakiler, yakındakiler, toplanın!

Ellerime, başıma, ayaklarıma, gövdeme, yüreğime vurun, vurun, vurun!

Vur ey kör dünya, nasıl olsa bunun diyeti ağır olacak!”

Hepinize saygı ve selamlarımı sunar, âlemlerin Rabbi olan Cenabı Allah’a emanet ederim.

Sağ olun var olun.

Ne Mutlu Türküm Diyene…”

Konuşmanın ardından programa geçildi ve sanatçılar Ozan Manas ve ardından Ali Kınık sahne aldı. Birbirinden güzel ve hareketli türkülerle salonu coşturan sanatçılar büyük ilgi gördü. Yer yer slogan ve alkışlarla renklenen gecede birlik ve beraberlik mesajları verildi.

Kars Ülkü Ocaklarının düzenlediği geceye; Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Ali Halil, Kars Belediye Başkanı Murtaza Karaçanta, MHP İl Başkanı Yaver Özcan, MHP Kars Milletvekili 2. sıra Adayı Muharrem Yıldız, Kağızman Belediye Başkanı Nevzat Yıldız, Kars Ülkü Ocakları İl Başkanı Tolga Adıgüzel, MHP MYK Üyeleri, MHP Merkez İlçe başkanı, Erzurum, Ardahan, Artvin, Iğdır, Sincan Ocak Başkanları, İlçe ocak başkanları, MHP kadın kolları teşkilatı, Kamu sendikalarının yöneticileri, Kafkas üniversitesinin ve Milli Eğitim camiasının hocaları, Ankara’dan gelen misafirler ve çok sayıda ülkücü katıldı.

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler