'Kuyucuk Kurtarılsın'

'Kuyucuk Kurtarılsın'

Kars KuzeyDoğa Derneği Başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, kuraklık ve bilinçsiz kullanım nedeniyle tamamen kuruyan Türkiye'nin gözde turizm mekanlarından Kuyucuk Kuş Cenneti'nin kurtarılması için Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'na çağrıda bulundu.

'Kuyucuk Kurtarılsın'

Kars KuzeyDoğa Derneği Başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, kuraklık ve bilinçsiz kullanım nedeniyle tamamen kuruyan Türkiye’nin gözde turizm mekanlarından Kuyucuk Kuş Cenneti’nin kurtarılması için Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na çağrıda bulundu.

Geçtiğimiz yıldan itibaren etkili olan kuraklık, çevre köylere ait büyükbaş hayvanlara su içirilmesi ve otlatılmasından sonra sular, hızlı bir şekilde çekilmeye başladı. 3 ay öncesine kadar masmavi bir görüntü sunan, rengarenk kuşların adeta dans ettiği gölde şimdilerde ise kuştan eser kalmadı. Tamamen simsiyah bir renge bürünen gölün sazlıklarında artık hayvanlar otluyor.

10 yıldır gölün korunması, tanıtılması ve turizm çekmesi için büyük çaba harcayan KuzeyDoğa Derneği Başkanı Utah Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu gölün son durumunu yerinde görmek için Kuyucuk’a gitti. Gördüğü manzara karşısında şaşkına dönen Şekercioğlu, Kuş Gözlem Kulesi’nin tahrip edilmesini de üzüntüyle karşıladığını söyledi.

TÜBİTAK özel ödülünü de alan en genç kişi ve Biyolog Şekercioğlu, “Şu an çok korkunç bir görüntüyle karşı karşıyayız. Doğu Anadolu’nun ilk Ramsar alanı, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Doğu Anadolu’nun ilk Avrupa Seçkin Turizm Cenneti olan Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti yetkililerin ilgisizliği ve köy halkının su kullanması yüzünden kurumuş durumda. Son bir haftadır Kars’ta yağan yağmurlara rağmen gölde şu an su yok. Sadece bir parmaklık su birikintisi var.” dedi.

Bu mevsimin Kuyucuk Gölü’nde en çok kuş olması beklenen, gereken mevsim olduğunu, 10 yıl önce Eylül 2004’de Kuyucuk Gölü’nün kuşlarla dolu olduğunu, 40 binden fazla kuş saydıklarını hatırlatan Şekercioğlu, bunların yarısının angıt kuşu saydıklarını şu anda ise sadece 17 adet angıt olduğunu söyledi. Bunun binde bir oranında bile olmadığını ifade eden Şekercioğlu, “Maalesef bu muhteşem yer bütün bölgedeki en önemli kuş cenneti özellikle yanlış su kullanımı ve gölün korunmaması yüzünden kurudu. Göle gelen en önemli kaynak olan dere Kuyucuk köyünden geçiyor. Kuyucuk köyü de bu derenin suyunu özellikle de hayvanlarına vermek için kesmiş durumda. Ve göl beslenemediği için sıcak geçen yazın etkisiyle tamamen buharlaştı. Fakat gölün bu hale gelmesi küresel ısınma veya sıcaktan olmuş bir şey değil.” diye konuştu.

1997 yılında 13 metre derinlikte olan gölün yanlış su kullanımı yüzünden sürekli düştüğünü, yıllardır da buna dikkat çekmek için yetkilileri uyardıkları ve basın yoluyla da bunu dillendirdiklerini anlatan Şekercioğlu, halkı gölün kuruyacağı yönünde uyardıklarını kaydetti. Şekercioğlu, “Son 10 yılda bizim göldeki ölçümlerimiz 10 yıl önce 5 metre olan gölün giderek düştüğünü gösteriyor. Defalarca uyardık. Göle gelen derenin kesinlikle kullanılmamasını, bu suyun hepsinin göle gelmesini istedik. Yoksa zaten su olan gölün kuruyacağını tekrar tekrar söyledik. Maalesef bu dediklerimiz sonunda gerçekleşti ve bu muhteşem kuş cenneti artık simsiyah, kuru bir göl aynası olarak kalmış durumda. Şu anda kuş bile göremiyoruz. Halbu ki bu mevsimde özellikle göl üzerinde normalde 10 binlerce kuş olurdu.” şeklinde konuştu.

Şekercioğlu, bölgenin Ramsar Alanı Kati Koruma bölgesi olduğunu da hatırlatarak, “Şu an içinde bulunduğumuz yer teknik olarak Kuyucuk Ramsar Alanı Kati Koruma bölgesi ama içinde her zamanki gibi inekler otluyor. Ramsar 2009 yılında ilan edildi ve burasının hemen bir sonraki sene hemen çitle çevrilip ineklerden korunması gerekiyordu. Fakat bu yapılmadı, yetkililer  Kuyucuk’un korunması için her hangi bir bütçe ayırmadı, her hangi bir çalışma yapılmadı. Gölde ne bekçi var, ne çit var nede somut bir koruma var. Bu gölün korunması için KuzeyDoğa Derneği olarak çok uğraştık fakat 4 kişilik ufak bir dernek tabi ki yetkisi de olmadan bu gölün ineklerden korunması mümkün değil. Bu devletin görevi ve Kuyucuk gölünde devlet görevini yapmadı, göle bir bekçi tayin etmedi, gölün kati koruma alanlarını çitle korumadı ve göl binlerce ineğe bırakıldı ve gölün suyu da Kuyucuk köyü tarafından kullanıldı.” diye dert yandı.

Kuyucuk köyünün bu gölden büyük fayda elde ettiğini de belirten Şekercioğlu, “Kuyucuk köyünün ismi bu gölle dünyaya duyuruldu. Geçtiğimiz Haziran ayında festivalle köyde yarım milyon TL’ye mal olan Kuyucuk Gölü Ziyaretçi Merkez i ve Konuk Evi açıldı. 10 yatak kapasiteli 2 katlı bu bina aynı zamanda köyün de toplantı merkezi olarak kullanılmakta. Köyün şu anda yolu yapılıyor, asfaltlanıyor, kanalizasyon sistemi yapılıyor yani Kuyucuk Gölü sayesinde Kuyucuk köyüne yaklaşık 1.5- 2 milyon TL’lik yatırım yapıldı. Fakat bu göle korumak için 1 metre dahi çit çekilmedi.” dedi.

Kuyucuk gölünün kıyı şeridinin mutlak koruma altında olduğunun bilinmesini de isteyen Şekercioğlu, “Yani kesinlikle her hangi bir büyükbaş hayvanın yada insanın girmemesi gereken bölge. Bunlardan en önemlisi de gölün kıyısındaki sazlık alan. Bu sazlıklar dünyaca soyu tehlikede olan dik kuyruk ördeklerinin üreme bölgesi. Yani buraya kesinlikle hayvan girişi olmaması lazım. Ama dik kuyrukların ürediği sazlıklarda şu an inekler otluyor, her zamanki gibi. Gölün çevresinde yaklaşık 5 bin 500 hayvan var. Bunların yarısı büyükbaş yarısı küçükbaş hayvan ve bu gölde sürekli ot yiyip su içiyorlar şu anda da sonucunu görebiliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na gölün kurtarılması için çağrıda bulunan Şekercioğlu şunları söyledi:

“Buradan tekrar tekrar rica ediyorum. sayın Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, lütfen bu gölün yok olmasına seyirci kalmayın. Hala şansımız var. Eğer göle gelen dere tekrar göle bırakılırsa benim ümidim; kıştan sonra eriyen kur sularıyla da Kuyucuk’un tekrar canlanma şansı olmasıdır. Ve bunun acilen yapılması lazım, bekleyecek zamanımız yok. Zaten göl kurumuş durumda. Fakat göle gelen dere tamamen bırakılırsa , halk ve hayvanlar tarafından kesinlikle kullanılmazsa bu ilkbaharda gölün tekrar hayata döneceğini ümit ediyorum. Gölünde tamamen ineklerin girişine, su içişine yasaklanması lazım. Özellikle de bu mutlak koruma bölgesini çitle korunması lazım. Göle güvenilir bir bekçi tayin edilmesi lazım. Maalesef daha önce 1-2 yıllığına Arpaçay Kaymakamlığı ve Kars Valiliğinin tayin ettiği bekçiler görevlerini yapmadı, gölü korumadı. Göle gerçek anlamda işini yapan bir bekçi lazım, çit çekilmesi lazım ve önemlisi gölün doğal su kaynaklarının insanlar ve büyükbaş hayvanlar tarafından kullanılmadan göle verilmesi lazım. Yoksa Kuyucuk Kuş Cenneti bitecek. Esasında şu anda bitti ama bölge giderse esasında geri gelmeyecek. Buradaki eko turizmde bitecek. Ve açıkçası bu kurumuş göl Türkiye’nin ve Kars’ın utanç kaynağı olarak literatüre geçecek. Dünyaca önemli olduğu Ramsar tarafından tescil edilmiş, turizm için önemli, Avrupa Seçkin turizm Cenneti olarak tescil edilmiş bu kadar önemli bir alanı göz göre göre kuruttuk, yok ettik. Bunu hayata geri getirmez isek bu bir Kars’ın, Doğu Anadolu’nun, Türkiye’nin doğa korumada, eko turizmde utanç kaynağı olarak tarihe geçecektir. Lütfen yetkililer buna seyirci kalmasın, Kuyucuk’a doğal su girişlerinin tekrar gelmesini sağlasın ve bölge halkı da buraya gelen suyu artık kullanmasın.”

KUYUCUK GÖLÜ

Arpaçay ilçesi hudutları içerisinde 245 hektar göl alanı ve 416 hektarlık Ramsar alanına sahip. Denizden 1.627 metre yükseklikte ve 13 metre derinliğinde bir sulak alan olarak biliniyor. Kars şehir merkezinin yaklaşık 40 km kuzeydoğusunda bulunan Kuyucuk Gölü, Angut (todorna ferruginea), uzunbacak (Himantopus himantopus), sakarmeke (Fulica atra), karaboyunlu batağan (Podiceps nigricollis), dikkuyruk (oxyura leucocephala), sığıcık kuşları (Sturnus vulgaris) bozkaz (Anser anser) kuş türlerini başlıca barındırmakla birlikte 232 kuş türüyle Türkiye’nin en önemli kuş cenneti olarak adlandırıldı.

2012 yılı sonunda yapımı tamamlanan Kuyucuk Turizm Merkezi ile insanların eğlenmesine, dinlenmesine ve kısa süreli tatil yapmasına, bilimsel ve eğitsel amaçlı çalışmalar yapılmasına olanak sağladı. Kültürel kaynak değerlerine sahip olan alana gelip kuş türlerini görmeyip, seslerini duymadan, Gözetleme Kulesine çıkmadan geri dönülmedi.

Kars Valiligi, Arpaçay Kaymakamlığı, KuzeyDoğa Derneği’nin girişimleriyle 2004 yılından beri Kuyucuk Gölü, Türkiye’nin 13. ve Doğu Anadolu’nun ilk Ramsar alanı oldu.

RAMSAR: İran’ın bir şehri olan Ramsar’da 1971 yılında imzalanan anlaşma sonucu dünyanın en önemli sulak alanlarının tescillenmesine karar verilmiştir. Ramsar statüsü kazanmak, bir sulak alanın bir nevi altın madalya ya da beş yıldız kazanması demektir. Bir yerin Ramsar alanı olması için, Dünya Ramsar Sekreterliği’nin belirlediği bilimsel kriterlere uygunluk göstermesi ve dünya çapında önem taşıması gerekiyor. Bu kriterlere uygunluk sağlayan alanları değerlendirip Ramsar Sekreterliğine yollama kararını, sadece ülkenin sulak alanlar komisyonu verebiliyor. Dokuz kriterden birini karşılamak Ramsar alanı olmaya hak kazanmak demek oluyor.

Kuzey Doğa Derneğinin Kuyucuk Gölü’nde topladığı bilimsel verilere göre alan, bir değil beş ayrı Ramsar kriterini karşılıyor. Bu çalışmalar kapsamında, Türkiye’nin ilk su kuşu halkalama istasyonu Kuyucuk Gölü’nde kuruldu. 2005’de Kuyucuk Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ilan edildi. 8 Ekim 2008 tarihinde ise Kuyucuk Gölü koruma ve Ramsar sınırları çizildi. Bu çalışmada tampon bölge, sulak alan sınırı, ekolojik etkilenme bölgesi ve mutlak koruma bölgesi olmak üzere tüm sınırlar çizildi. Bu çizilen sınırlar 2009 tarihinde Ankara’da toplanan Ulusal Sulak Alan Komisyonu (USAK) tarafından onaylandı ve ilgili Bakanlığın Ramsar Uluslararası Komisyonuna Kuyucuk Gölü’nün Ramsar statüsü için başvurusunun yapılması kararı alındı. 2010 tarihinde Resmi Gazete yayınlanmasının ardından Kuyucuk Gölü’nün Ramsar statüsü onaylandı ve Kuyucuk Gölü Türkiye’nin on üçüncü ve Samsun-Adana hattının doğusundaki ilk Ramsar alanı oldu. Bugüne kadar ülkemizde Ramsar ilan edilen alanlar 12 tanedir. Bunlar Akyatan Gölü, Yumurtalık Lagünü, Manyas Gölü, Uluabat Gölü, Burdur Gölü, Gediz Deltası, Sultan Sazlığı, Seyfe Gölü, Kızören Obruğu, Meke Maarı, Göksu Deltası ve Kızılırmak deltasıdır

2009 yılında da dönemin Valisi Mehmet Ufuk Erdem, Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğü, KuzeyDoğa Derneği’nin girişimleriyle kuşların yuva yayıp üremesi için Türkiye’nin ilk yapay adası yapıldı. kha

Önceki ve Sonraki Haberler