Lahanaya gelince hım hım sapına gelince meee!

Lahanaya gelince hım hım sapına gelince meee!

By Grup Yönetim Kurulu Başkanı, Gazeteci Yargıç Harmankaya'nın "Lahanaya gelince hım hım sapına gelince meee!" başlıklı köşe yazısı:

Ahmet Davutoğlu YSK'nın vermiş olduğu kararla ilgili yapmış olduğu açıklamayla ''Cumhurbaşkanının, kendisini görevden almasının ne kadar doğru ve yerinde bir karar olduğunu'' bir kez daha kanıtlamış oldu.

Bu açıklamanın üzerinden neredeyse 48 saat geçmesine rağmen, sıradan ve bildik tepkiler dışında, Davutoğlu’na tam anlamıyla cevap verebilen bir AK Partili çıkmadı!

Bu da beni açıkçası çok rahatsız etti.

Davutoğlu ne demişti?  “Mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun. İstanbul seçimlerinin iptali vicdanları yaralamıştır.” cümleye bakar mısınız? gerekçesi ne olursa olsun!

Peki, Davutoğlu kim gibi konuşuyor, dikkat ettiniz mi?

Kendi ülkesini bırakıp, Türkiye’yi ve İstanbul seçimlerinin iptalini eleştiren Almanya Başbakanı gibi, PKK / YPG sözcüleri gibi,yurtdışına kaçan FETÖ’nün ve ABD’nin, İsrail’in piçleri gibi …

“Gerekçesi ne olursa olsun, seçim iptal edilemez” diyor!

Bu şeref yoksunu adam,Başbakanken reisi yanlış yönlendirerek, Suriye’ye sokup, ardından, Rus uçağını düşürtmedi mi?

Davutoğlu’nun dediği “Gerekçesi ne olursa olsun” ifadesindeki gerekçenin bir kısmını, anlamakta zorluk çekenlerin, gözüne sokmak için kısaca bende yazayım.

1- İstanbul’un sadece 4 ilçesinde yeniden yapılan sayımlar sonucunda 17 bin oy, Binali Yıldırım’ın hanesine yazıldı, CHP ve ekibi dahil hiç kimse buna itiraz edemedi. Çünkü her şey net ve şeffaftı, CHP Milletvekillerinin önünde sayım gerçekleşti!

2- Yaklaşık 300 sandıkta Binali Yıldırım’a sıfır oy yazıldığı ve Binali Yıldırım’ın oylarının Ekrem İmamoğlu’na kaydırıldığı tespit edildi. Kimse buna da itiraz edemedi.

3- Sandıklarda kamu görevlisi olmayan ve sandık başında görevli olması bile yasak olan tam 19 bin kişinin görev yaptığı tek tek tespit edildi. Ne ilginçtir ki, CHP buna da itiraz edemedi.

4-Mezarda ki seçmenlere bile oy kullandırıldığı tespit edildi. Fakat ne hikmetse  buna da kimse itiraz edemedi!

Peki, Davutoğlu’na soruyorum; kimsenin itiraz edemediği bu kadar hukuksuzluk ve usulsüzlüğün yapıldığı seçim için “mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun” denilebilir mi?

Senin ne dediğinden haberin var mı?

Kaldı ki, CHP ve diğer muhaliflerin hep bir ağızdan “Bizi oy çalarken yakaladılar, mağduruz” çığlıklarına Davutoğlu’ndan sonra Abdullah Gül de katıldı!

Reis bu ve bunun gibileri boşuna kapının önüne koymadı!

CHP, Yalova ve Yusufeli’nde itiraz hakkını kullanarak, YSK'nın seçimleri yenileme kararı aldığında, buna “demokrasi” diyeceksiniz.

AK Parti İstanbul’da bunca yolsuzluk ve usulsüzlük tespit ettiğinde, YSK tarafından onaylayınca da “Bu Ülkede Demokrasi Yok” diyeceksiniz!

Bunlar yetmezmiş gibi CHP İstanbul İl Başkanı basının önünde “17 bin tane Binali beyin oyu bize kaymış” diyerek hırsızlığı kabul edecek, bunca gürültüye rağmen, YSK ve AK Parti de susacak. Öyle mi?

Tabandaki AK Partili seçmenin gardını kırmak için, sahaya bitik iki FETÖ’cü, İsrail uşağı Gül ve Davutoğlu’nu süreceksiniz ve o da kalkıp “Mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun, seçimler iptal edilemez” diyecek.

Yok, öyle yağma!

“AK Partiliyim ama bu sefer İmamoğlu’na oy vereceğim” diyen İstanbul’daki ahmaklara şimdiden duyurulur.

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler