Ülkücüler 10 Ağustos öncesi ne dediler?

Ülkücüler 10 Ağustos öncesi ne dediler?

Kars Ülkü Ocakları'nın, 10 Ağustos'ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Halk Eğitim Merkezinde gerçekleştirdiği

MHP Genel Başkan yardımcısı İstanbul Milletvekili Atilla Kaya, MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, MHP Genel Sekreter yardımcısı Abbas Bozyel, MHP’li Kars Belediye Başkanı Murtaza Karaçanta ve MHP il ve ilçe teşkilatlarının katıldığı toplantının konuşma detayları şöyle:

AĞUSTOS AYI YÜCE TÜRK MİLLETİNİN ŞAN, ŞEREF VE İLHAM ALDIĞI BİR AYDIR

MHP İl başkanı Yaver Özcan, “Bildiğiniz gibi Türkiye, Cumhurbaşkanlığı için 10 Ağustos’ta sandığa gidecektir. Bu sürçte ülkemizi büyük sıkıntılar beklemektedir. Erdoğan ülkemizin bekası ve ufkuyla ters düşmüştür. Erdoğan milletin adamı değil, PKK’nın, bölücülerin ve rüşvetçilerin adamı olarak öne çıkarılmıştır. Bu ülke bizim. Bu bayrak bizim, bu devlet hepimizin. Varsın birileri kötülük peşinde koşsun. Kumpaslara bel bağlasın. Bizler tek bilek, tek yürek, büyük Türk milleti olmaya devam edeceğiz. Başbakan Erdoğan Türkmenlerin ölümünü korkakça izlemiş, onların mücadelesine en ufak bir destek vermemiştir. Gün be gün soydaşlarımızın yurtlarından edinmesine göz yummuştur. 10 Ağustos bize kitabımızla alay edenlerin, rüşvetçilerin, müzakerecilerin boyun eğeceği kutlu bir yenilenmedir. Erdoğan’ın hedefimiz demek olan yeni Türkiye’sine karşı 10 Ağustos’ta ekmek kazanacak, Ekmelettin İhsanoğlu yeni Cumhurbaşkanı olacaktır. Buna tüm kalbimizle inanıyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’a en güzel cevabı Kars’tan güneşle vereceğiz. Bu güneş 30 Mart’ta doğdu. 10 Ağustos’ta Türkiye’de Ekmelettin İhsanoğlu Cumhurbaşkanlığıyla aydınlanacaktır. Bizler seçim planlarını nasıl tarihin derinliklerine attıysak 10 Ağustos’ta doğan güneşle birleşerek tarihin en bunalımlı dönemlerini yaşayan asil milletimiz birbirine güvenerek, inanarak ve dayanışma içerisinde bu zorlukları aşacaktır. Çünkü Ağustos ayı yüce Türk milletinin şan, şeref ve ilham aldığı bir aydır. Geçtiğimiz günlerde TBMM’de vekilimiz 60 tane AKP’linin saldırısına uğramış, ağızlarının payını misliyle hak ettikleri şekilde almıştır. Bu olaylarda bulunan ilimiz milletvekillerinden Yunus Kılıç ve Ahmet Aslan’ın Kars’ın sorunlarıyla ilgilenmeleri gerektiğini, mecliste çözüm üretmeyi ve Kars’ı daha çok yatırımlar ve projelerle öne çıkarmalarını buradan hatırlatmak istiyorum. Çünkü Türk milleti daha son sözünü söylemedi. 10 Ağustos Türkiye’nin kaderinin değişeceği tarihtir. Bu nedenle yüce Türk milletini seçimde sandığa giderek Ekmelettin İhsanoğluna oy vermeleri için davet ediyorum.”

BENİ KARS MİLLETVEKİLİ OLARAK GÖRÜRSENİZ BUNDAN MEMNUNİYET DUYACAĞIM

MHP Iğdır Milletvekili Sinan Ogan, “Siz beni Iğdır milletvekili olarak nitelendiriyorsunuz ama ben seçim çalışmalarında aynı zamanda Kars milletvekiliyim demiştim. Beni Kars milletvekili olarak görürseniz bundan memnuniyet duyacağım. 30 Mart seçimlerinden sonra buraya gelememiştim. Ama seçim çalışmalarında buraya geldiğimiz zaman burada bir inancı zaten görüyorduk. Bir daha kaybetmemek üzere burayı kazanacağımız umudu vardı. Siz bunu gerçeğe çevirdiniz. Bende hem Iğdır milletvekili hem de Karslı hemşehrinizi olarak size tekrar teşekkür ediyorum.

BU SEÇİMİ SADECE KARS’IN, TÜRKİYE’NİN SEÇİMİ OLARAK GÖRMEYELİM

Önümüzde yeni bir seçim var ve biz bu seçim için burada bir araya geldik. Ama bu defa ki seçim sadece Kars’ın seçimi değil. Bu defa ki seçim sadece Türkiye’nin de seçimi değil. Bu defa ki seçim Türk’ün seçimidir. Sadece Türkiye sınırlarında yaşayan Türk’ün seçimi değil Işid zulmü altında yaşayan Türkmen’in de seçimidir, Doğu Türkistan’ın da seçimidir. Ermenistan saldırılarına maruz kalan Azerbaycan Türk’ünün de seçimidir. Türkiye’yi temsil edenler ülkeyi öyle bir bataklığa sürüklemişler ki Türk her yerde masum, Türk her yerde eziliyor, Türk her yerde zulüm görüyor. Türkiye’nin yeniden itibarının artması, Yurt dışında ki binlerce masum Türk’ün ölmesinin önüne geçilmesi, Türkiye’nin Arapları ön plana çıkaran, diğer milletleri ön plana çıkaran değil önce öz kardeşini koruyan kollayan bir haysiyetli dış politika için Ekmelettin İhsanoğlu’nu seçmemiz lazım. Ermenistan’dan özür dileyen bir Türkiye değil yeri geldiğinde haddini bildiren bir Türkiye için İhsanoğlu’nu seçmemiz lazım. Sadece Gazze’ye değil Doğu Türkistan’da öldürülen Uygur Türkleri için, Kerkük’te katledilen Türkmen’e sahip çıkmamız için oralara da kardeş elini uzatmak için İhsanoğlu’nu seçmemiz lazım. Bu sebeple bu seçimi sadece Kars’ın, Türkiye’nin seçimi olarak görmeyelim. Türk dünyasının lider ülkesi ama maalesef bugün Türk dünya’sını öksüz bırakanların ama gerçekte ayağa kalktığında Türk dünyasının Milli kıblegahı olacak Ankara’ya öz ve öz bir Türk’ü oturtmak için Ekmelettin İhsanoğlu’nu seçmemiz lazım. Aynı zamanda diktatörlüğü önlemek için, Işid’in Türkmen Katliamı’nı gözümüzün önüne getirerek, Müslüman’ın Müslümanı nasıl öldürdüğünü gözümüzün önünden biran bile ayırmayarak yarın burada’ Ankara’da, İstanbul’da, Iğdır’da aynı şekilde ellerine cumhurbaşkanlığını geçirdiklerinde aynı Işid Tavrını meclis’te bana karşı gösterdikleri Işid’ci zihniyeti yarın Türk halkına göstermemek için Ekmelettin İsanoğlu’nu seçmemiz lazım.

TÜRK’ÜN TÖRESİNDE İNSANLARA ARKADAN VURMAK YOKTUR

Türk’ün töresinde 60 kişi bir araya gelip bir kişiye linç girişiminde bulunmak yoktur. Türk’ün töresinde insanlara arkadan vurmak yoktur. Hesabı sandıkta keseceğiz. Mecliste 60 kişiyle üzerimize gelip, arkadan sinsice yaklaşılıp atılan o yumrukları sandıkta oy olarak bunların yüzüne çarpmak için sandığa gideceğiz. Bu seçimin kazananı seçmenini sandığa götüren olacaktır. Kim bu seçimde sandığa giderse seçimi o kazanacaktır. Elbette ki bizim tabanımız sandığa gidecektir. Ama o gün içim vardı, ya benim oyumla ne olur demememiz lazım. Bizim adayımız sadece Milliyetçi Hareket Partisinin adayı değil ayın zamanda Cumhuriyet Halk Parti’sinin adayıdır, aynı zamanda diğer partilerin adayıdır. Türkiye’nin ortak adayıdır. Ama biz iyi kötü bir oy alacağız diye düşünürsek yüzde elliyi evde zor tutuyoruz diyen o kesim sandığa bütün seçmenini götürecek ama Türkiye’de AKP ve HDP dışındaki bütün partilerin adayı bizim tabanımız, bizim ortak gücümüz aslında AKP’den de öteki partiden de sayıca çok fazlayız biz. Ama bu seçimi kaybedersek bir tek şunun yüzünden kaybedeceğiz; sandığa gitmediğimiz için. Sandığa gitmediğimiz için bu seçimi kaybedersek mecliste bana atılan yumrukların bir mahallede kıstırılıp içinizden birine atılmayacağının, bir iş yerinde belki fiilen atılan bir yumruk değil ama zulmedilerek, ama hakkınız olan yükselmeyi vermeyerek, ama sürgün edilerek size yarın atılmayacağının garantisi yok.

İKİ ELİMİZ KANDA DA OLSA SANDIĞA GİDECEĞİZ, SADECE SANDIĞA GİTMEYECEĞİZ. ÇAĞIRABİLDİĞİMİZ HERKESİ SANDIĞA GÖTÜRECEĞİZ

Mecliste ki o manzara gözünüzün önünden gitmesin. O manzara AKP’nin bilinçaltının dışa vurumudur. AKP o manzarayı gücü ele geçirdiği zaman her yerde düşman bellediği rakibine gösterecektir. Biz rakibimizi düşman bellemiyoruz. Biz siyaseti düşmanlıklar üzerine yapmıyoruz. Bizim için mücadelenin kazananı olur, kaybedeni olur. Ama AKP öyle görmüyor. %50’yi evde zor tutuyorum diyen zihniyet bizi düşman olarak görüyor. Yarın çalıştığınız okulda, devlet dairesinde, girdiğiniz ihalede, bindiğiniz otobüste, yaşamın her alanında o gücü ele geçirenlerin bir araya gelip o kalabalıklığın verdiği gücün ve cesaretin bana karşı kullanmış oldukları linç zihniyetinin yarın her birinizin başına gelmeyeceğinin garantisi yok. Yarın bu diktatör zihniyete, bu Işid’ci zihniyete bu fırsatı vermemek için son virajdayız. O sebeple iki elimiz kanda da olsa sandığa gideceğiz, sadece sandığa gitmeyeceğiz. Çağırabildiğimiz herkesi sandığa götüreceğiz. Siz diyorsunuz ki bir Karslıya arkadan vurmak yakışmaz. Bir Karslıya 60 kişiyle bir kişinin üzerine gidip linç etmeye çalışmak yakışmaz. Bunun cevabını vermek istediğinizi biliyorum. Ama benim sizden isteğim bunun en iyi cevabını sandıkta verin. Sandığa gidiniz ve her bir oyunuz bunların suratında bir yumruk olarak patlasın. Onlar 60 kişi geldiler ve ağızlarının payını alıp gittiler. Bundan sonra cesaret ettikleri her ortamda sayıları kaç olursa olsun yine ağızlarının payını alıp gidecekler. Size düşen bunların ağızlarının payını sandıkta vermektir. Bir kardeşiniz olarak benim sizden isteğim eğer içinizde o gördüğünüz görüntüden en ufak bir üzüntü varsa, en ufak hırslanma varsa bunu sandıkta gösterin.”

ÜLKENİN MESELELERİNİ VE PROBLEMLERİNİ TARTIŞIYORUZ

MHP Genel Sekreter yardımcısı Abbas Bozyel: “Sayın genel başkanımızın talimatıyla, sayın genel başkan yardımcımız Atila Kaya bey ve diğer milletvekilleriyle beraber Iğdır’dan sonra Kars’a geldik. ve Kars’tada en az yarım asrını vermiş, vatanımızın, milletimizin, devletimizin bölünmez bütünlüğü için saçlarını ağartmış insanlarımızla, babalarının iz düşümünde giden şerefli evlatlarıyla bu hareketi önce Mustafa Kemal Atatürk’ten, ondan önce bu topraklarımızı Türkleştiren, İslamlaştıran ulu ecdadımızdan telsi aldık. Daha sonra bu vatan topraklarının bölünme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı zaman bir kış gecesi 1969 yılında çok muhterem Başbuğ’umuzun emriyle oluşturulan Milliyetçi Hareket Partisini bu günlere kadar yaşatan ve Başbuğumuzdan devralan teşkilat yöneticilerimizle birlikte her yerde, her zamanda ve mekânda istişareler ediyoruz. Ülkenin meselelerini ve problemlerini tartışıyoruz. Çünkü bu vatan uğrunda bizi yaşatan, bizi besleten değerler, dilimiz, bayrağımız, bizim için namus ve şeref olan her türlü ne değer varsa vatanım uğrunda ha aşını yemişim ha kurşunu diyecek kadar candan ve yardan vazgeçen sevgili vatanseverlerin, ülkücülerin, dava adamlarının bulunduğu bu şehirde bugün niçin Erdoğan yerine Ekmel bey seçilmesin diye habihal ediyoruz.

NİÇİN İHSANOĞLU?

Ben niçin Erdoğan olmamalı konusunda Tarihten alıntılar yaparak biraz konuşmak istiyorum. bir gün sultan Tuğrul Nişabur’da boy beylerini toplar. Onlara der ki bugünden itibaren söğlediklerimi dikkate alır ve benimle birlikte siz bana bu anlamda itaat ederseniz sizinle birlikteyim. Yoksa bundan sonra sizinle birlikte değilim der.

1-Çıkardığım yasalara kesinlikle riayet edeceksiniz.

2-Ortaya koyduğum vergileri zamanında ve tam ödeyeceksiniz.

3-Dostuma dost, düşmanıma düşman olacaksınız. Şimdi gidin kendi aranızda toplanın ve yarın bana kararınızı bildirin der. Boy beyleri toplanırlar ve ertesi gün temsilcilerini Sultan Tuğrul’un karşısına çıkarırlar. Derler ki ey ulu Sultan biz< karar verdik. Sizin ortaya koyduğunuz bu üç karara uyacağız ama;

1-Yasalarınıza tam riayet edeceğiz. siz adaletten asla vazgeçmeyeceksiniz.,

2-Vergilerinizi zamanında ödeyeceğiz ama siz de adil olacaksınız, eş dost kayırmayacaksınız.

3-Dostunuza dost, düşmanınıza düşman olacağız ama siz de Türk milletine düşman olanlarla asla dost olmayacaksınız derler.

BUNLARI SIRF POLİTİK BİR BAĞNAZLIKLA SÖYLEMİYORUZ

Şimdi başımızda ki zihniyet 12 yıldan beridir Anadolu topraklarında bizi ya yok etmek isteyen ya da bu topraklardan defetmek isteyen şart politikalarını uygulayan bir zihniyettir. Ne akbabalar ve leş kargaları gibi bu ülkenin başına üşüşen ve onları Sevr zamanında gördüğümüz ezeli ve ebedi düşmanlarımız kadar vicdanlı ne de Sevr’den sonra yeniden bu topraklarda hakimiyet kavgası veren küresel güçler kadar Türk milletinin üzerine gelirken az çok hesap yapan birisi. Aklıyla arası açık bir adam, Türk milletiyle arası açık bir adam, Anadolu topraklarında bizi var eden bütün maddi ve manevi değerlerle arası açık olan bir adam 12 yıldan beridir başımızda. Türk milletini etrafındaki leş kargalarına yem etmek için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Milletimize nerede kim düşmansa onlarla kol kola beraberler. Oslo’dalar, Zürih’deler, Kandil’deler, İmralı’dalar. Nerede Türk’e düşman olan varsa hatta nerede dini, dili, ırkı aynı olan, la ila heillallah diyeni öldüren varsa onlarla dost olan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bunun adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ayakları içimizde, ruhu başka ülkelerde geziyor. Türk demeyi yasaklayan ama işine geldiğinde Türk gibi demokrasi, Türk gibi başkanlık diyerek Türklüğü, Türk milliyetçiliğini adeta selpak mendili gibi işini görüp atan bir insan. Bizimle dost değil bizimle çıkardığı yasalar etrafını korumak için tıpkı ak lale devri gibi kendi etrafına ak sülale devri yaşatmaya çalışan, bu memleketi tıpkı yağma Hasanın böreği gibi görmeye çalışan harami zihniyetli bir insan. Bunu sırf politik bir bağnazlıkla söylemiyoruz. Yaşadıklarımız bize bunu gösteriyor. Bin yıllık kardeşlik hukukunu etnik politikalar üzerine oturtan ve bin yıllık bu hukuku hepsi aynı kıbleye dönmelerine rağmen birinin eli bağlı, birinin eli açık, sırf birinin adı Hanefi, birinin adı Şafi diyerek onları ayırıp kendi emellerinin arka bahçesini doldurmaya çalışan bir insan. Ne dinde, ne insanlıkta yeri var. Hiç kimseni yanında yeri yok. Şimdi Türkiye’yi yeter ki cumhurbaşkanlığın kazanayım diye sınırlarımız da olduğu gibi ülkeyi de bu duruma getirecek. Edebi, adabı, devlet onuru olmayan, devlet adına yakışmayan, tarih sahnesinde var olduğumuz günden bu güne kadar devlet adamlarına mahsus davranış biçimlerini asla sergilemeyen, bununla bütün dünya ülkelerinin güldüğü bir adam şuanda Türk milletinin haysiyetini ayaklar altına alıyor. Fakir bir milletin fakirliğiyle övünen bir zihniyet karşımızda. İşte bu yüzden ülkemiz, milletimiz için Ekmelettin İhanoğlu’nun kazanması için elimizden gelen her türlü fedakârlığı ortaya koyacağız.”

KAVGA HİÇBİR ZAMAN BİZİM TERCİH ETTİĞİMİZ BİR ŞEY DEĞİL

MHP Genenel Başkan Yardımcısı Atila Kaya: “Biraz önce arkadaşlarımız neden Ekmelettin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı olması hususunda doyurucu açıklamalar yaptılar. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden dolayı hem parti genel meclisindeki görevlerimizden dolayı hem de milletvekillerimizin olduğu illerde çalışmalar yürütüyoruz. Ben ramazandan itibaren meclise hiç gitmedim. Gitseydik Sinan kardeşimize yapılan olaylarda onu yalnız bırakmazdık. Ama şunu belirtelim kavga hiçbir zaman bizim tercih ettiğimiz bir şey değil. Biz lise yıllarındayken kavga ortamı olunca denilirdi ki kayabaşında görüşelim. Kayabaşında arkadan kalleşçe saldırma değil de teke tek ufak bir hesaplaşma olurdu. Sonra ayrılıp giderlerdi. Onlar (AK Parti) ilk derslerini belediye başkanlığı seçimlerinde aldılar. İkinci dersi de bu seçimlerde vereceğiz.

BİZ KAZANDIĞIMIZ ZAMAN BÖLÜCÜLER KAĞIZMAN’I YANGIN YERİNE ÇEVİRDİLER

Bunların ülkeyi ne hale getirdiğini göstermek için en iyi örnek Kağızman belediye başkanımızdır. Daha önce bölücüler kazandığı zaman biz bir şey söylemedik. Ama biz kazandığımız zaman bölücüler Kağızman’ı yangın yerine çevirdiler. İşyerleri basıldı, insanlar tehdit edildi. Terör örgütü Dibekkaya köyünde kamp kurdu. Kendilerince mahkemeler kurdular. Bizim il genel meclisi adayı arkadaşımızı da aynı şekilde kaçırdılar. Biz burayı aradığımız zaman buradaki yetkililer bize sayın vekilim devletin politikasını biliyorsunuz biz ne yapalım diyorlardı. İşte ülkenin geldiği durum bu. işte o açılım, çözüm süreci dedikleri iş bu. Ülkeyi bu noktaya getirdiler. Kağızman’da böyle oluyorsa bir de siz Hakkâri’yi, Şırnak’ı düşünün.  Onun için cumhurbaşkanlığı seçimi çok önemli bir seçim.

İKİ ÖNEMLİ PARTİ BUNUN İÇİN BİRBİRLERİYLE ANLAŞARAK EKMELETTİN İHSANOĞLU’NU TOPLUMA TAKDİM ETİLER

Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri her zaman bir takım sorunların, sıkıntıların yaşandığı seçimler olmuş. Genel başkanımız Devlet Bahçeli bu sıkıntılardan tecrübeli bir siyasetçi olarak bir ders çıkarmış ve toplumda bir takım gerginliklerin yaşanmaması için uzlaşmalı olarak bir takım cumhurbaşkanı arama içerisinde olmuştur. Bunun için de kamuoyunda yankı uyandıran bir çatı aday projesiyle milletin karşısına çıkmıştır. Bütün STK’lar, eski cumhurbaşkanları vb. herkesle konuşularak onların görüşleri alınmış. İki önemli parti bunun için birbirleriyle anlaşarak Ekmelettin İhsanoğlu’nu topluma takdim etiler. Daha sonra birçok partinin katılımıyla daha geniş halk kitlelerine hitap ederek, her geçen gün artan bir oyla Ekmelettin beyi destekledik. Recep Tayyip Erdoğan ve yandaşları bu yükselişi engellemek için çeşitli yöntemlere başvurdular.  Önce CHP ye siz koskoca partisinin kendinizden bir aday bulamadınız da ithal adayın peşine düştünüz denildi. Sonra ülkücü kardeşlerimizden oylar alabilmek için çeşitli yollara başvurdular. Şimdi diyor ki ülkücü kardeşlerim. Ülkücüler nerden senin kardeşin oldular? Sen değimliydin ülkücüler için bunlar Fatiha bile okumayı bilmez diyenler? Sen değimliydin bunlar kandan beslenirler diyen? Ülkücülerin hayatlarını verdiği milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum diyen sen değimliydin. Şimdi hangi yüzle ülkücü kardeşlerim diyebilirsin. Barzani’nin sırtını sıvazlayandan ülkücüye kardeş olur mu?

BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN TEK ŞEY AHLAKTIR

İki gün önce bir mitingde konuşma yapıyor. Adaylardan birini kastedere diyor ki bu aslında Zaza diğerine diyor ki bu da Alevi. Bende Sünniyim diyor.  Bölücülüğe bakın. Bizim için önemli olan tek şey ahlaktır. Biz ahlak’a bakarız.  Bunlar hep islamı kullanarak siyaset yaptılar. Bir örnek vereyim. Hz peygamber (SAV) döneminde peygamber efendimiz bir gün sahabeleriyle otururken geçmiş kavimlerle ilgili örnek veriyor. Diyor ki; bizden öncekilerin döneminde bir suç işlendiği zaman onun kabilesine bakılırdı. Kabilesi güçlü ise ondan hesap sorulmazdı. Ama kimsesi yoksa garibansa ondan her türlü hesap sorulurdu. Ama islam döneminde bu böyle olmayacak. Yanlış yapan kızım Fatma da olsa onun cezasını önce ben veririm.  Hani Recep Tayyip Erdoğan peygamber ahlakıyla ahlaklanmak diyor ya işte peygamber ahlakı bu. Sen oğlunla ilgili çıkan tapelere ne yapıyorsun? Bunların üzerine gidilmesine müsaade ediyor musun? Etmiyorsun. Hatta bunların üzerine gidenlere operasyon yapıyorsun. İslamla uyuşmayan bir tavrın içerisindesin. Bunları görmemiz lazım. Bizim kitabımız tartı da hile yapıldığı için bir kabilenin helak edildiğini anlatıyor. Birde şimdi yapılanlara bakın. Sıfırla, sıfırla para bitmiyor. Hala diyorlar ki 25 trilyon Euro kaldı. Başbakanın geçmişine bakıyorsunuz, bir de şimdiki mal varlığına bakıyorsunuz. Kendi mal varlığına değil yakın çevresinin mal varlığına bakıyorsunuz. Dünyanın en zengin başbakanlarından birisi oldu ortaya çıktı. Bunların hesabını vermeden o yüce makama sen hangi yüzle gideceksin.

10 AĞUSTOS FIRSATINI ÇOK İYİ DEĞERLENDİRMEMİZ LAZIM

Cumhurbaşkanının görevlerinden birisi de ülkenin şan ve şerefini yükseltmektir. Siz Recep Tayyip Erdoğan’ın bunu yapabileceğini düşünebiliyor musunuz? Vatan toprağımız olan konsolosluğumuz işgal altında ama hala o çıkıp meydanlarda utanmadan bağırıyor. Bu 10 Ağustos fırsatını çok iyi değerlendirmemiz lazım. Bu seçim sadece bir cumhurbaşkanı seçimi değildir. Bu seçim aynı zamanda bir rejim değişikliğinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine kara vereceğimiz bir seçimdir. Başkanlık sistemi diyor ya bu sistem ABD’nin sistemidir. Adı üstünde Birleşik devletleri devletlerin birleşmesiyle oluşmuş. Ne yapacak? Türkiye’yi eyaletlere ayıracak. Onun alt yapısın hazırlamak için o başkanlık sistemini hazırlıyor. Onun için bu 10 Ağustos’u önemli bir fırsat olarak kabul edip, bu sorumluluk duygusu içerisinde mutlaka ve mutlaka sandığa gitmeliyiz. Sandığa yalnız da gitmeyelim. Sözümüz geçen her kim varsa onları da yanımıza alarak sandığa gidelim. Sayım esnasında da oylarımıza sahip çıkalım. Ekmelettin İhsan oğluna ‘evet’ diyelim.”

Önceki ve Sonraki Haberler