Unutma Unutturma...

Unutma Unutturma...

İnsanlık Daha Fazla Ölmesin...

Unutma Unutturma...

İnsanlık Daha Fazla Ölmesin...

Mısır’daki idam kararına Kars’tan tepki

Mısır’da darbe hükümeti tarafından alınan idam kararları Kars’ta protesto edildi.

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Kars şubesi Mısır’da alınan idam kararları basın açıklamasıyla protesto etti. Namaz çıkışı Fethiye Camii önünde toplanan grup pankart ve sloganlarla tüm Müslümanları Mısır’daki mazlumlar için birlik olmaya çağırdı. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı basın açıklamasına Eğitim Bir Sen ve şuurlu Öğretmenler Derneği de destek verdi.

Grup adına basın açıklaması yapan Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Kars Şube Başkanı Sebahattin Gül, Mısırlı mazlum kardeşlerimizin sesine ses katabilmek için tüm vicdan sahiplerini harekete geçmeye davet etti.

Servetlerin artışını ve iktidarların geleceklerini kendilerinden olmayan insanları sömürmekte gören emperyalist güçlerin yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ülkeleri ve halkları birbirine düşürmeye devam ettiğini ifade eden Gül, açıklamasında, “Mısır’da darbe mahkemesi 3 Temmuz askeri darbesinin ardından sözde iki hukuki (!) karara daha imza attı. Minya Ceza Mahkemesi, 529 darbe karşıtı eylemciden 37’sinin idamını nihai olarak onaylarken 492 sanığın çoğunun da cezalarını müebbet hapse çevirdi. Aynı mahkeme aralarında Müslüman Kardeşler Teşkilatı Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii’nin de bulunduğu darbe karşıtı 683 kişi hakkında da idam kararı verdi. İnsanlığa ve hukuka aykırı bu kararları kınamak, Mısırlı mazlum kardeşlerimizin sesine ses katabilmek için tüm vicdan sahiplerini harekete geçmeye davet ediyoruz.” dedi.

KADINLAR, ÇOCUKLAR VE YAŞLILAR ACIMASIZCA KATLEDİLMEKTEDİR

Kadın, çocuk ve yaşlıların acımasızca katledilmekte olduğuna dikkat çeken Gül, “Servetlerin artışını ve iktidarların geleceklerini kendilerinden olmayan insanları sömürmekte gören emperyalist güçler yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ülkeleri ve halkları birbirine düşürmeye devam ediyorlar. Biz biliyoruz ki bölgemizde ve ülkemizde yaşanan her türlü kaosun ve zulmün arkasında bu güçlerin kendilerini daha da ayrıcalıklı kılmaya yönelik çıkar hesapları vardır. Öte yandan işgalci İsrail, Filistin topraklarında küstahça hareketlerine devam ediyor. Gazze’de yaşayan Müslümanlara yönelik ambargo giderek ağırlaşmaktadır. Terörist İsrail askerleri bu topraklarda cinayet işlemekten geri durmamaktadırlar. Aynı şekilde Mescid-i Aksa’ya 55 yaşından küçük Müslümanların girmesine müsaade etmeyen İsrail, Batı Şeria topraklarında da uluslar arası hukuku hiçe sayarak konut yapımına devam etmektedir. Filistinli Müslümanlar Yahudi yerleşimcilerin bulunduğu yerlere giremezken, Yahudi yerleşimciler Müslümanların yaşadığı mahallelerde her türlü mütecavizliği yaparak serbestçe dolaşabilmektedirler. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde fanatik Hıristiyan militanların Müslümanlara yönelik saldırıları devam ediyor. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar acımasızca katledilmektedir. Yapılan vahşete rağmen uluslar arası toplum harekete geçmemektedir. Bölgede Fransa öncülüğündeki sözde barış gücü işlenen cinayetlere seyirci kalmaktadır.” şeklinde konuştu.

ETNİK, BÖLGESEL YA DA MEZHEPSEL TÜM SAVAŞLARIN ARDINDA EMPERYALİZMİN ÇIKARLARININ OLDUĞUNU GÖRMEK GEREKİR

“Etnik, bölgesel ya da mezhepsel tüm savaşların ardında emperyalizmin çıkarlarının olduğunu görmek gerekir” diyen Gül, “Komşumuz Irak’ta har ay ortalama bin kişinin yaşamını yitirdiği mezhep savaşları devam etmektedir. Yine komşumuz Suriye’de iç savaş tüm acımasızlığı ile sürmektedir. Suriye’de bugüne kadar iki yüz bini aşkın insan ölmüşken, milyonlarca Suriyeli uzun bir zamandır mülteci durumundadır. Bu ülkedeki çatışmaların bir an evvel bitmesi için adımlar atılması gerekirken ülkemizdeki siyasi irade tarafından tam tersine bir tavır takınılmıştır. Bangladeş’te, Arakan’da, Afganistan’da, Pakistan’da, Libya’da, Yemen’de, Somali’de sular durulmuş değildir. Doğu Türkistan’da Çin işgali, Çeçenistan’da Rus işgali sürmektedir. Bütün bu kaos ortamının tek kazananı vardır, o da ırkçı emperyalizmdir. Başta Müslümanlar olmak üzere mazlum durumuna düşmüş tüm halkların emperyalizme karşı daha akıllıca hareket etmeleri gerekmektedir. Etnik, bölgesel ya da mezhepsel tüm savaşların ardında emperyalizmin çıkarlarının olduğunu görmek gerekir. Aynı şekilde kitle iletişim araçları ile oluşturulan yapay gündemler ve gruplaşmaya yol açan çatışmalar da emperyalizmin bir tuzağıdır. Olup bitenlerin çoğu bir toplum mühendisliği çalışmasıdır. Her kritik dönemde farklı bir tezgahla gündemi şekillendirmekte ve insanların sağ duyu ile hareket etmesini engellemektedirler. Mısır’da yüzlerce insanın hayatına son verecek olan kararların birkaç ay içinde nasıl böylesine hızlı bir yargılama sürecine sığdırıldığı soru işaretleri ile dolu. Hukukun en temel prensiplerinden olan “savunma hakkı”nın kullanılmasına bile izin verilmeyen birkaç oturum ardından, fütursuzca ve özensiz kararlar ortaya çıkmıştır. Her iki davada da bir kısmı tutuklu bulunan sanıkların göstermelik dahi olsa savunma yapmalarına fırsat verilmemiştir. Ülke dışına kaçmak zorunda kalan kimi göstericiler de savunmaları dahi alınmadan gıyabında idama mahkûm olmuştur. Mısır adaleti (!) kararın ölçüsüzlüğünü izah etme ihtiyacı dahi hissetmemiştir.” diye konuştu.

MÜSLÜMAN KARDEŞLER YAPILAN BU HİLE VE TUZAKLARA KARŞI DİRENECEKTİR

Mısır halkının bu işi bırakmayacağını, Müslüman Kardeşlerin yapılan bu hile ve tuzaklara karşı direneceğini de kaydeden Gül daha sonra şunları söyledi:

“Darbe karşıtlarını dünyanın gözleri önünde camilerin içinde katleden cunta, binlerce kişinin öldürüldüğü bu katliamlardan sağ kurtulanları da böyle bir idam kararı ile cezalandırmıştır. Karar, bu devlet terörüne karşı çıkanlara bundan sonrası için adeta gözdağı vermektedir. Mısır halkı ne yazık ki tüm katliam, yaralama, yasa dışı baskı ve sindirmelere karşı yalnız bırakılmıştır. Halkı yalnız bırakmakla yetinmeyip bir de cuntaya sahip çıkan Batılı ve bazı Arap ülkelerinin tutumu cuntayı cesaretlendirmiştir. Son karar bu açıdan darbecilere verilen siyasi kredinin sonuçlarıdır. Batının güdümündeki kimi Arap ülkeleri de, bu kervana katılarak, Muhammet Mursi döneminde sakındıkları dolarlarını, Mısır’ın ekonomik sorunlarının çözümünde cuntaya karşı oldukça cömert olmuşlardır. Mısır’daki son yargı tiyatrosu, ülkede yaşananları ve onun hem bölgesel hem de küresel destekçilerini bir kez daha ifşa etmiştir. Bugün, Müslüman kimliği söz konusu olduğunda katliam yada hukuksuz uygulamalar hoş görülebilmektedir. Dünyanın neresinde olursa olsun her dinden ve her ırktan insanın canını kutsal sayan bizler, son idam kararlarını ve buna sessiz durmanın ötesinde destek veren tüm cunta severleri kınıyoruz. Mısır halkı bu işi burada bırakmayacaktır. Müslüman Kardeşler yapılan bu hile ve tuzaklara karşı direnecektir. Mısır’ın onurlu insanları darbe sevdalısı bu zihniyeti ülkelerinden def edecektir. Muhammed Mursi müslümanların ve şerefli insanların onurudur ve onuru olmaya devam edecektir. İnsanların temel hak ve özgürlüklerinden olan can emniyeti, mal emniyeti, nesil emniyeti, akıl emniyeti ve inanç emniyeti yok sayılarak kıyıcı bir anlayışla yeryüzüne barış getirmek mümkün değildir. Zulüm ve tahakküm asla ebedi olamaz. Ülkemizde, bölgemizde ve tüm dünyada aklıselim mutlaka galip gelecektir. Bize düşen hakkı üstün tutan bir anlayışla adil bir düzene dayanan Yeni Bir Dünya’yı kurmak için yürüyüşümüze devam etmektir. Bu mücadele dün başlamadığı gibi yarın da bitmeyecektir.”

Fethiye cami imamı Adem Aktaş tarafından dua okunmasının ardından Rabia işareti çekerek tekbir getiren grup olaysız dağıldı. kha

Önceki ve Sonraki Haberler