Prof.Yavuz ÖZTÜRKLER

Prof.Yavuz ÖZTÜRKLER

Dişi ve Gebe Hayvanları Değil Üretimi Kesiyoruz

Dişi ve Gebe Hayvanları Değil Üretimi Kesiyoruz

Kars Manşet Yazarı Prof. Dr. Yavuz Öztürkler’in “Dişi ve Gebe Hayvanları Değil Üretimi Kesiyoruz” yazısı:

Hayvancılıkta ihracat yapan bir ülke iken nasıl oldu da 20-30 yıl içerisinde canlı hayvan ithalatının yanı sıra et ve kasaplık hayvan ithalatçısı bir ülke haline geldik?

Bu sorunun cevabı uzun yıllardır çözümleri ile birlikte verilmektedir.

Ortak görüş genellikle hayvancılıkta uygulanan yanlış politikalar olduğu yönündedir.

Durum böyle iken, birtakım satır arası hatalar ve yanlışlar et sorununu daha da derinleştirmekte ve içinden çıkılmaz hale getirmektedir.

Ben burada üretimi baltalayan önemli olan ara nedenlerden birine dikkat çekmek istiyorum:

Damızlık, dişi, gebe hayvanların kesimi ve kurbanlık düvelere yavru attırılması.

Üretim temelde hayvanların üremesine bağlıdır. Sadece üretim değil eko sistemin devamı da üreme ile mümkündür.

Teori böyle iken ülkemizde pratik ne durumdadır?

Her kurban bayramı öncesi düveler ve dişi hayvanlar birçok tacirimizin gözlerine kestirdikleri başlıca kurbanlık hayvan materyali olmaktadır.

Kimlerine göre kuraklığa kimlerine göre süt tozu ithalatına bağlı olarak 2007-2008 yıllarında ülkemizde başlayan et fiyatlarındaki artış o yılda damızlık ve dişi hayvan kesiminin yüksek oranda artmasını tetiklemiş olabilir. Ama kuraklığın veya süt tozu ithalatının bahane edilmediği durumlarda da dişi, gebe ve damızlık hayvan kesimi alışkanlığının devam etmesine ne diyelim?

Doğudan batıya dizilen tırlarda ve kamyonlarda on binlerce düve kurbanlık olarak sevk edilmektedir.

Kesimhanelerde gebe düve veya inek kesimlerine yeterince dikkat edilmemekte, binlerce gebe hayvan ne yazık ki kesilmekte, daha da trajik olanı, gebe olan düvelere yavru attırılarak besiye alınmaktadır.

Hayvancılıkta üremenin ve üretimin azalmasına neden olan bir çok alt etkenler zaten (hastalıklar, bakım ve beslenme sorunları, zooteknik hatalar vb.) varken bir de buna gebe ve damızlık kesimi de eklenince zarar katlanarak artmaktadır.

Bir inek veya koyundan yılda bir kez yavru alınabildiği gerçeği göz önünde bulundurulursa kesilen hayvanın yerine kurbanlık veya kasaplık bir hayvanın gelmesi en az 15 aylık bir süreci kapsamaktadır.

Kurban bayramı öncesinde erkek hayvana göre daha ucuz olan düve üzerinden ticaret yapmak isteyen tüccar kardeşim gebe düvelere yavru attırarak, yada ileri gebe olmayan ineğini kestirerek aslında gelecek yılın kurbanlıklarını şimdiden kesiyor. Bir yerde bindiği dalı ve hayvancılığının geleceğini, kısaca üretimi kesiyor.

İlgili kurumlarca bir kesim stratejisi ortaya konulmalı ve sıkı denetimlerle uygulanmalıdır.

Sonuç olarak denilebilir ki, son 30 yıldır uygulanan politikalardan köklü ve ani bir U dönüşü yapmamız şimdilik olanaksız gözüküyor. Ancak zararı daha da artırmanın yollarını kesmek tümden yok olmanın kısa vadede olsa bir nebze önüne geçebilmek mümkündür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof.Yavuz ÖZTÜRKLER Arşivi