HEKİMLİK…
Tıp,
Diş,
Ve
Veteriner…
Dünya’da sadece bu üç dalın “hekimliği” vardır.
Her üçü de yaşama ve insanlığa doğrudan hizmet ederler…
Hepsi de çok önemli hekimlik dalları olmasına rağmen bunlardan beşeri hekimlik önem sıralamasına göre “eşitler arasında birinci” kabul edilir.
Her üçü için de birçok milletin dilinde “Üstat veya Hoca” anlamına gelen kelimeler kullanılır.
Her üçünün de etik ve mesleki sorumlulukları çok ağırdır…
Tıp’ta Hipokrat yemini, Veteriner Hekimlik’te “Veteriner Hekim Andı” vardır.
Canlılar arasında hiçbir koşulda ayrım yapmaksızın hizmet yapmak yükümlülükleri vardır.
Bir canlının sağlığına kavuşturulması her şeyin üstündedir. Hasta olan tüm canlılar “lütfen beni iyileştirin” diye gözlerinizin içine bakar…
Hasta olan herkes tüm doktorları lokman hekim yada sihirli değneği olan bir şifa dağıtıcısı gibi görür, ondan acilen bir şey bekler…
Her şeyin başı sağlıksa en başta canlıların en değerlisi olan insanın sağlığı gelir.
O zaman beşeri hekimlere düşen görev ve sorumluluk daha da fazla olmaktadır.
“Fatih Sultan Mehmet Nasıl Öldürüldü?” adlı bir kitap okudum. Kitap, dünya tarihinde önemli bir kırılma noktası oluşturan bir insanın sağlığıyla ilgilenen bir hekimin mesleğini etiğe uygun olmaksızın nasıl yaptığını anlatıyordu…
Hekim görevini dosdoğru yapmayınca takip eden maddi ve manevi zararları telafi edilemiyor.
…
14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla doktorlarımızı dinlediğimizde onların da her meslekte olduğu gibi bir çok sorunları olduğunu anlıyoruz. Onlara da bir dokunuyorsunuz bin ah işitiyorsunuz. Bir Doktor arkadaşım çok sorunları olduğunu, bu yüzden 14 Mart’ı bayram havasında kutlayamadıklarını söylemişti…
Biz Veteriner Hekimlik için tam zamanlı değil tüm zamanlı meslek diyoruz. Oysa Tıp Doktorları için de durum aynı. Günün her saatinde onlara ihtiyacımız var…
Bundan önceki yazılarımın birinde sağlık ve göç olgusunu irdelerken sağlığın Kars’ta da birinci öncelik olduğunu vurgulamıştım. Herkes ve her yer için önemli olan hekimlerimiz Kars için daha da önemli.
Doktorluk gibi önemli bir mesleği icra etmek kolay olmasa gerek. Bilgi, beceri, tecrübe ve çalışkanlığın yanında insan sevgisi ve özveri isteyen bir meslek…
Kaldı ki insan sevgisi olmayan hiçbir meslek layıkıyla icra edilemez, beşeri hekimlik ise asla…
Beşeri hekimlik insan sevgisi olmadan yapılırsa Elazığ depreminde olduğu gibi, inleyen hastalara aldırmadan kameralara poz veren, şakalaşan, telefon konuşması yapan yada hastane koridorlarında zavallı hastaları azarlayan, hastaya esiriymiş gibi davranan bazı hekimlerimizin ortaya koyduğu manzaralar ortaya çıkar.
Hekimlerin halden anlaması çok önemli…
Hoca Nasreddin damdan düşer, “hekim çağıralım hoca” diyenlere:
“Hayır! “Bana damdan düşen birini çağırın” der…
Kuşkusuz, “halden anlayan”,birinci sırada para kaygısı olmadan Kars dahil Anadolu’nun ücra köşelerinde zor koşullarda çalışan yada Kars Kafkas Üniversitesi’nde olduğu gibi tüm zorluklara rağmen bir fakültenin kurulmasında özverili çabalar harcayan hekimlerimiz de vardır…
Sanırım bu özverili hekimlerimiz insan sevgisi ve vatan sevgisi olmadan bu zorluklara katlanamazlar…
Elini dahi dokunsa iyileştirecek kadar yüreği sevgiyle dolu hekimlerimizin olmasını istiyoruz.
14 Mart’ta düşündüklerim bunlardı…
Mesleğini insan sevgisiyle icra eden tüm hekimlerimizin Tıp Bayramını kutluyor, saygılarımı sunuyorum.
14.03.2010
Prof.Dr.Yavuz ÖZTÜRKLER
Kars Ardahan Iğdır Veteriner Hekimleri Odası Başkanı
