Prof.Yavuz ÖZTÜRKLER

Prof.Yavuz ÖZTÜRKLER

SIRA BEKLERKEN

SIRA BEKLERKEN

Kars Manşet Yazarı Prof. Yavuz Öztürkler'in “SIRA BEKLERKEN” başlıklı yazısı:

Hasta olmak, her canlı için doğaldır, ancak moralini alt üst eden bir durumdur.

Bereket versin ki, hastanelerimiz ve doktorlarımız var.

İlacımız ve eczanelerimiz var.

Ama yine de dayanılmaz bir noktaya gelmeyinceye kadar kolay kolay hastaneye gitmek istemezsiniz. (Eğer hastalık hastası değilseniz).

***

Köy koşullarında kış soğukları bastırınca Ahmet amcanın prostatı artık aman vermiyor, geceleri uyku uyutmuyordu.

70 yaşındaki Ahmet amca bir gün önceden sevkini aldı, ertesi gün ineklerine yem verir vermez minibüse bindi ilçesine geldi, oradan bir minibüse daha binerek Kars’a geldi.

Saat 8.30’da acele, üşümüş ve nefes nefese hastaneden içeri girdi.

Gişelerde uzun kuyruklar çoktan oluşmuştu bile.

Sanki o gün herkes hastalanmış hastaneye koşmuştu.

Manzara karşısında moral olarak çöktü, ama çaresiz kuyruğa girdi.

Bir gişe de iki kişi vardı, bir de halkı sıraya sokmaya çalışan güvenlik görevlisi.

Güvenlik görevlisinin nezaket dışı davranışları moralleri iyice bozuyordu.

Ama herkes hasta, boyun eğiyor çaresiz susuyordu.

Ahmet amca da sırasında sessizce bekliyordu.

Bir an oradaki gençlerden biri amcaya sırasını verdi.

Ahmet amca bir sıra öne geçtiği için sevinse de, önde daha 40 kişi vardı.

Yaşlı amcanın zor durumunu anlayan yardımsever ve dürbün gözlü gencin gözüne bir yazı ilişmiş olmalı ki, “Amcacığım bak , 65 yaş ve üzeri hastalara kayıt sırasında öncelik tanınıyormuş, siz gidin görevliye söyleyin sizi öne alsın,” dedi. Ahmet amca, gence dua ederek sevinçle görevlinin yanına gitti, ama görevli “olmaz” diyerek geri çevirdi.

Devlet ne yapsın?

Kimlere öncelik tanınması gerektiğine dair yazıyı büyük harflerle yazmış görevlinin arkasına asmıştı, ama uygulayan kim?

Amca bekliyor bekliyor bekliyordu…

Bu arada hastaneden görevli bazı kişiler memurların başına dikilerek yakınları için aradan sıra almaya çalışıyorlardı. Bu da sıranın ilerlemesini yavaşlatıyordu tabi.

Ahmet amcanın önündeki sıra azalmıştı ama dizinde derman kalmamıştı.

Bir ara yerini arkasındaki o gence emanet ederek oturmaya gitti.

Nihayet sırası gelmiş, büyük bir sevinçle kimliğini burnundan kıl aldırmayan görevliye uzatmıştı.

Görevli amcanın şikayetini anlayınca:

“Sizin kayıt yaptırmanız gereken gişe burası değil, üroloji”. Diyerek kimliğini geri verdi ve

Amca :

Kızım ne loji ? Demeye kalmadan, görevli :

“Sıradaki! Diyerek devam etti.

Yardımsever halkımız amcamızı doğru yere yönlendirmeye çalıştı.

Zavallı Ahmet amca yıkılmış bir ve üzgün bir vaziyette nöroloji sırasına giriyordu.

Böylece yine yanlış sıraya girdiğinden habersiz bekliyordu.

Hayal kırıklığı ve endişe ile ikinci bir sıra faciası daha yaşıyordu.

Nihayet üroloji sırasına giriyor buluyor ve tam sıra alacakken güvenlik görevlisi yüksek sesle uyarıyordu.

Üroloji kayıtları sona erdi, bekleyen varsa beklemesin!

Amca bir kez daha yıkılıyordu.

İsyankar ve kızgın amca tükenmiş bir şekilde hastaneden ayrılıyordu.

Kısaca zavallı amca o gün muayene olamamıştı.

Günde bir minibüs seferinin olduğu uzak köyüne geri dönecek, sevk alacak ve ertesi gün tekrar gelecekti.

Çünkü sıra faciasına yenilmişti.

Oysa “danış(ma )“yazan masada oturan biri ve ya boynunda kartları olan yardımcı görevliler olsaydı yüksek ihtimalle amcamız o gün muayene olmuş bir şekilde evine dönecekti.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof.Yavuz ÖZTÜRKLER Arşivi