Arslan TBMM'de AK Parti Grubu Adına Konuştu

Arslan TBMM'de AK Parti Grubu Adına Konuştu

AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan, MHP tarafından verilen grup önergesine ilişkin AK Parti Grubu adına önerge aleyhinde konuşma yaptı.

Arslan TBMM'de AK Parti Grubu Adına Konuştu

AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan, MHP tarafından verilen grup önergesine ilişkin AK Parti Grubu adına önerge aleyhinde konuşma yaptı.

AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan, MHP tarafında grup önerisi olarak verilen ve TBMM’de görüşülen “Kamu hizmeti veren bürokrat, yönetici ve memurlar herhangi bir siyasi parti veya kişinin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar.” önergesi üzerinde AK Parti Grubu adına önerge aleyhinde konuştu.

AHMET ARSLAN, Önergenin gerekçesiyle başlayacağım, birkaç şeyin iyi anlaşılabilmesi adına. Önergenin gerekçesinde diyor ki. Kamu  görevlileri görevlerini tarafsız olarak yerine getirmek, kamunun ve devletin menfaatlerini korumak zorundadırlar. Bürokratların ve memurların tarafsızlık ilkesinden ayrılması,   devleti  ve kamuyu zarara uğratır, vatandaşın devlete ve adalete olan güvenini tahrip eder, kaos ortamı oluşturur. Atamalar yapılırken liyakat, ehliyet ve tarafsızlık gibi objektif kavramlar göz önünde bulundurulmadan ‘benim adamımı nasıl makam ve yetki sahibi yaparım’ görüşü göz önünde bulundurulmuştur ve idari yargı bu atamaların bir kısmını iptal etmiştir.” deniyor. Çok güzel söyleniyor sayın arkadaşlar. Yine sayın hatip dediler ki: “AK PARTİ dönemi bürokrasi açısından kayıp yıllardır. AK PARTİ’nin devlet ve devlet adamıyla problemi vardır.” Bütün bunlara, birkaç cümleyi ifade ettikten sonra döneceğim ve sizlerle tekrar paylaşacağım.

Saygıdeğer arkadaşlar, on bir yıldır, AK PARTİ Hükûmeti, bürokratıyla, memuruyla, dünya lideri ülkeler arasında yer almak adına gayret gösteriyor. Bundan önceki hükûmetler göstermediler mi?  Belki de gösterdiler. Gösterdiler ama 70 sente muhtaç olduk; gösterdiler ama Başbakanlarımız, Bakanlarımız bile yurt dışına giderken neredeyse arandılar, içeri alınmak, ülkelerine alınmak istemediler. 

AK PARTİ dönemi ne yaptı? AK PARTİ dedi ki: “Ben, 2023 hedefi koyuyorum, dünyanın 16’ncı ekonomisinden 10’uncu ekonomisi, hatta ilk 10 ekonomisi arasında yer alacağım.” Ve yine AK PARTİ, Genel Başkanı ve  Başbakanı  dedi ki: “Ben, dünya liderleri arasında yer alacağım, başkalarının bana biçtiği rol çerçevesinde hareket etmeyeceğim, rolümü ben kendim belirleyeceğim ve ona göre hareket edeceğim.” Onun için “One munite!” dedi, onun için bir başka yerde bir başkalarının hedefleri peşinde değil, kendi ülkesinin, kendi insanının kendi omuzlarına yüklediği sorumluluğun hedefleri çerçevesinde ilerledi.  Hâl böyle olunca birileri çıktı, 17 Aralığı başlattı. 17 Aralıkla ilgili bir şey söylemeden, yine geriye döneceğim çünkü 17 Aralıkla ilgili, günlerdir burada herkes bir şeyler söylüyor…

ARSLAN  Müsaade et. O kadar güzel bir şey söyleyeceğim ki neye uğradığını şaşıracaksın.  AK PARTİ Hükûmeti diyor ki: “Ben, 2023, 2050, 2071 hedeflerini ortaya koyuyorum.”  Bu hedeflere göre ülkem büyümeli, bu hedeflere göre projeler yapmalıyım. Bu hedeflere göre Türkiye sadece haritalar üzerinde önemli bir konumda olmamalı. Türkiye, bu önemli konumunun gereğini yapmalı. Türkiye, bu önemli konumuna göre havaalanları yapmalı, kara yollarını bölünmüş yol hâline getirmeli, yeni demir yolları yapmalı.”

Arkadaşlar, Avrupa’yı Orta Asya’ya bağlayacak bölünmüş yolları yaptı.  Denizin altından demir yolu, tren yürüttü. Karadeniz Otoyolu’nu bitireceğim. Bununla yetinmeyeceğim, bunun devamında üçüncü bir köprü yapacağım ki Orta Asya’dan kalkan bir yük Londra’ya kadar gidebilsin.

Bunun için Marmaray’ı, Bakü-Tiflis-Kars’ı yapacağım ki Orta Asya’dan kalkan bir yük Londra’ya kadar, Avrupa’nın her yerine gidebilsin. Bunun için yeni bir tünel, Avrasya Tüneli yapacağım ki? İslamabad’tan, Afganistan’dan kalkan bir yük İran üzerinden Türkiye’ye, Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidebilsin. Bunun dışında dedi ki: “Sadece orta omurgadaki bölünmüş yol koridorunu bitirmeyeceğim, güneyden de bir doğu-batı eksenli koridor yapacağım. Ve yine döneceğim “Dereyolu” dediğimiz yolu da bitireceğim, Türkiye’yi doğu-batı eksenli 4 tane ana koridora kavuşturacağım. Ama yeter mi? Yetmez. Kuzey-güney eksenli, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan yeni yollar, yeni bölünmüş yollar, yeni otoyollar yapacağım.”

Ve yine dedi ki: “İstanbul’u İzmir’e köprüyle, bölünmüş yolla, otoyolla bağlayacak bir proje yapacağım.”  Arkadalar, başka birileri bunları anlayamadığı için, hayal bile edemediği için bunlara karşı çıkıyorlar.

 Arkadaşlar, siz, ulaşım koridorları anlamında dünyada söz sahibi olursanız dünya ticareti sizin üzerinizden yürür. Siz, dünyada söz sahibi olursanız sadece Marmaray’la, batı-doğu eksenli bir demir yoluyla yetinmezsiniz; ikinci demir yolu koridorunu düşünürsünüz, üçüncü köprünüzün üzerine bir de demir yolu düşünürsünüz.

Bu da yetmiyor arkadaşlar, bugün Almanya’da büyük havaalanları var, bunlara “Hauptport” veya “büyük havalimanı” deniyor. Esprisi şu: Dünyanın her yerinden sizin üzerinize bir hareket olur ve buradan dağılır. Neye yarar? Uçak gelse dahi para verir, uçsa dahi para verir, yolcu gelse dahi para verir.

Değerli arkadaşlar, Türkiye ne yaptı? Başkalarının hayal edemediği  35 milyon iç ve dış yolcuyu bugün 150 milyona çıkardı. Durup dururken mi çıkardı? Durup dururken çıkarmadı; Türkiye, AK PARTİ hükûmetleriyle, bürokratıyla, devletiyle birlikte yeni havaalanları yaptı, havaalanlarını daha modern hâle getirdi, yeni yatırımlar yaptı, böyle oldu. Bu da yetmedi üçüncü havaalanını planladı, hayalleriniz yetmez.  Yılda bir havaalanı 150 milyon yolcu taşıyacak.

Arkadaşlar, bunların hepsi birilerini çok rahatsız etti. Dünya çapında söz sahibi olan, dünyadaki ülkeleri yöneten, dünya ticaretine yön veren ülkeleri rahatsız etti. Niye? Türkiye artık başkalarının biçtiği role göre değil, kendi karar verdiği role göre hareket eder hâle geldi. Ne oldu? Birileri bundan çok rahatsız oldu. İşte, birileri de döndü, bu rahatsızlığa alet oldular. Gerekçenin en başında vardı; devletin yararını düşüneceksiniz, zararına sebep olmayacaksınız. Birileri kalktı, bunun hilafına hareket etti. Bunun hilafına hareket ediyorsanız… Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetiyle, Başbakanıyla, milletiyle büyük bir ülkedir. Bunun gereğini yapar, yapıyor, yapacaktır, buna hiç şüpheniz olmasın.

Yine, dediniz ki: “Siz bir lider yetiştiriyorsunuz, Führerleşiyor, peygamberleşiyor, tanrılaşıyor.” Herkes çok iyi şahittir ki bu lider sadece milletten aldığı sorumluluğun gereğini yapmak üzere milletin hizmetkârıdır.

Onun dışındaki sizin bildiğiniz liderler Führer olmaya heveslidir, sizin bildiğiniz liderler peygamber olmaya heveslidir.  İşte, sizin işinize gelmediği için bunu dönüp başkasına yakıştırıyorsunuz.

Arkadaşlar, ben AK PARTİ hükûmetlerinin bir bürokratıydım.  Ben bu bürokratlığa nasıl geldim, biliyor musunuz? Bizden önceki Hükûmet döneminde, üç yıldır genel müdürlük yapan arkadaş alındı, ben getirildim, mahkemeye verildi. Mahkeme dedi ki: “AK PARTİ’nin yaptığı, üçlü kararnameyle atanan Ahmet Arslan liyakate uygun bir arkadaştır. Liyakat çerçevesinde bu arkadaşın devam etmesi doğrudur.” Siz böyle kararlara alışık olmadığınız için, siz başka amaçlarla geçmişte atamalar yaptığınız için AK PARTİ’nin de sizin gibi davrandığını düşünüyorsunuz.

Yine, diyorsunuz ki: “Akrabalara, eşe dosta atama yapıyorlar.” Evet, bu dedikoduyu çıkardınız, kiminle ilgili çıkardınız? Benimle ilgili çıkardınız. Her yerde dediniz ki: “Binali Yıldırım’ın eniştesidir, onun için bürokrattır, onun için genel müdür.” Arkadaşlar, eğer “Dünyada yaşayan herkes kardeştir.” diyorsanız doğrudur, benim eşim Binali Yıldırım’ın kardeşidir. Eğer böyle bakmıyorsanız benim eşim Ankaralıdır, Binali Yıldırım Erzincanlıdır, ben Karslıyım.

Arkadaşlar, bütün bunlar AK PARTİ hükûmetlerinin yaptıklarını hayal dahi edemeyen insanların AK PARTİ’liyi karalama, AK PARTİ bürokratını karalama… Sayın Başbakanın “Benim valim, benim genel müdürüm…” Tabii ki böyle söyleyecek. Sayın Başbakan bir genel başkan olarak söylemiyor, diyor ki: “Bu devletin Başbakanı bensem, bu devleti ben yönetiyorsam, bu devlette kamunun menfaatini düşünüyorsam, kamunun menfaatini düşünen vali de, Genel Müdür de, bürokrat da benimdir. Ben yanlış yapanlara, yanlış yapmak isteyenlere yedirmem.” Bunun böyle olduğunu iyi bilin.

Dolayısıyla, millet niye üçüncü havaalanına karşı, niye üçüncü köprüye karşı; niye İstanbul’a, İzmir’e karşı, bunları çok iyi bilin diyorum, saygıdeğer vatandaşlarımın da bunu çok iyi bilmesini diliyorum. Aleyhinde olduğumuzu söylüyorum. Saygılarımla.

 

 

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler