Bakan Yıldız Kars'ta STK’larla Buluştu

Bakan Yıldız Kars'ta STK’larla Buluştu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, kentte faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşların liderleriyle ve yönetim kurulu üyeleriyle yemekli toplantıda bir araya geldi.

Bakan Yıldız Kars'ta STK’larla Buluştu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, kentte faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşların liderleriyle ve yönetim kurulu üyeleriyle yemekli toplantıda bir araya geldi.

Bir turizm otelinde gerçekleşen buluşmada AK Parti Kars Milletvekilleri Ahmet Arslan, Yunus Kılıç, Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, Kars Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş, AK Parti Kars İl Başkanı Av. Ensar Erdoğdu, Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM) Başkanı Şahin Aydın, Merkez İlçe Başkanı Özgür Turhan, Gençlik Kolları Başkanı Tolgahan Reis, Kadın Kolları Başkanı Fatma Sinar, parti yönetim üyeleri de hazır bulundu.

Milletvekillerinin kısa konuşmalarının ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, bir konuşma yaptı. Bakan Yıldız, “Çok faklı bir siyasi dönemden daha geçiyoruz. Belki yıldız siyasi tarihimizde yıldız notlarından bir tanesi olarak da aranacaktır. Bununla alakalı özellikle akademisyenlerimizin işinize çok fazla konu olacağı kanaatindeyim.” dedi.

17 ARALIKLA BERABER TÜRKİYE SİYASET HAYATINA ÇOK CİDDİ MÜDAHALELER OLDU

Bakan Yıldız, ayrıca, “Türkiye, bir şeye karar verdi. Her 10 yılda bir yükselmeyi geçtikçe paçasından tutup çekilen 60’lı yıllarda, 70’li yıllarda, 80’lerde, 90’larda, 28 Eylüller, 27 Nisanlar, 12 Eylüller farklı aralıklarla ve en sonunda 17 Aralıkla beraber Türkiye siyaset hayatına çok ciddi müdahaleler oldu. Her birinin gerekçesi vardı. Ama bu gerekçelerin makul olması sonucunun makul olduğu anlamına gelmez. Büyük resimde Türkiye çok şey kaybediyor. Ve siyasi irade kendisine verilen yetkiyi devir etti. Ve kendisine sıra gelmesini tekrar bekledi. Herhangi bir irade herhangi bir güç oluşturamadı. Şimdi biz sondan başlayıp bütün bu son 50 yıllık, 60 yıllık serüvenle beraber tek partili hayatı katmıyorum. Milletimizden aldığımız gücü devir etmeme kararı aldık. Milletimiz bize bu yetkiyi verdi. Ancak milletimize bu yetkiyi devir edebiliriz. Nasıl verebiliriz bu yetkiyi? Sandıkta tercihini yapacak bizde öpüp başımıza koyacağız.” diye konuştu.

BİR KANUN ÇIKARTIYORUZ. ÖNCELİKLE İSTİSMAR EDİCİLER TARAFINDAN UYGULANIYO

Bakan Yıldız ayrıca, “İnsanlar zaten hak ettikleri şekilde idare olunuyorlar. Her birimiz için bu böyle. Bütün ülkelerde de bu böyle. Yalan söylemenin federal suç olduğu ülkeyle yalan söylemenin yemeklerden sonra rahat kullanıldığı ülkelerin bedelleri farklı olur. Biz bu yetkiyi devir etmeme kararı alınca sıra dışı bir şey oldu. Bunun adına diktatörlük dendi, zorbalık dendi. Ve biz istismarın her türlüsüne karşıyız AK Parti iktidarı olarak. Neler olsun mesela istismar edilenler? Din olsun, siyaset olsun demokrasi olsun, adalet olsu, insan hakları olsun ne varsa değer adına bunların her birine istismar edilmesine karşıyız. Dinin istismarıyla ve onun doğduğu sonuçlarla siyasetin istismarı zaman zaman çakışabiliyor. Bir kanun çıkartıyoruz. Öncelikle istismar ediciler tarafından uygulanıyor. Sonra uygulayıcılar tarafından o kanun değerleniliyor. Biz AK Parti olarak gerçeklerle yüzleşme kararı aldık. Bunun zaman zaman bedellerini ödüyoruz. Olsun ödeyelim. Bizden sonrakiler ödemesinler. Gerçeklerle yüzleşmek son derece zor, sıkıntılı ve sosyolojik olarak da çok değişimlerin toplumlarda çatlak oluşturduğunu bile bile biz bunları tercih ediyor ve uyguluyoruz.” şeklinde konuştu.

HUKUK ÜSTÜNLER DEĞERİDİR

“Bir işin Türkiye Cumhuriyeti denetiminde uyguluyor olması ve hukukileştirilmesi o işin doğru olduğu anlamına gelmez” diyen Bakan Yıldız,, “Hukuk üstünler değeridir. Adalet kaçılmaz bir bizim için var. Türkiye cumhuriyetinin cumhurbaşkanını, başbakanını, enerji bakanını siz bir gerçeği de bilmiyorsunuz. Mesela enerji bakanını diyorsunuz ki; selam terör örgütüne üye olduğu gerekçesiyle 2-3 yıldan beri resmi diner yapıyor diyorsunuz. Niçin? Çünkü bir şeyin arkasına sığınmak lazım. Gerekçe oluşturmadan oda olmuyor. Gerekçe oluşturun. Resmiyette hak kazandı. Hukukileşti. Ama doğru oldu mu? Hayır, doğru olmadı. O yüzden her türlü değerlerin istismar edilişi yanlıştır.” dedi.

AK PARTİ HÜKÜMETLERİMİZ ŞUANA KADAR ŞEFFAFLIĞI VE GÜCÜ İLE BERABER DAVRANDI

Bakan Yıldız konuşmasına şöyle devam etti:

“Suriye’de ki ölen insanların 300 bini bulduğuna acaba hangi silahla vurulmuştu, içinde kimya var mıydı, tuz biber var mıydı yok muydu, yoksa konvansiyonel silah mıydı? O zaman sizin kalkıp ta balinaların, fokların değerlendirmesiyle alakalı onlara acıma duygunuzun ne kadar sahte olduğu ortaya çıkar. O yüzden biz alışmaya alışmadan Türkiye siyaset hayatında         çok ciddi bir açılım yapma kararı aldık. Buna rağmen vatandaşımız her defasında 3 tane genel seçim, 3. yapacağımız yerel seçim ve 2 tane referandumla beraber her zaman test ettiriyoruz kendimizi. Bu konuda da cesaretli olmak lazım. Cesaret aslında erdemlerin en büyüğüdür. Bizim bu manada çok açık ve çok net davranmamız lazım. AK Parti hükümetlerimiz şuana kadar şeffaflığı ve gücü ile beraber davrandı. 17 Aralık şeffaflıkla gücünü gizemden alan bir yapının mücadelesi haline gelmiştir. Şeffaflığa davet edildiği kadar gizem gücünü kaybetmiştir. Biz açık ve seçik bir şekilde her şeyin anlaşılabilir bir şekilde kalkmışız başörtünün yasak olduğu ve kızlarımızın, öğrencilerimizin üniversite kapılarında ağlayarak terek etmek zorunda olduğunun yanlış olduğunu söylemişiz. Bunu askere söylemişiz, sivile söylemişiz, yargıya söylemişiz. Söylemlerimizde bir tutarlılık var. Dış politikada aynı şekilde tutarlılık var. Sonuçlarına katlandığımız ve bizim için zaman zaman bedellerini ağır ödediğimiz kararlarımız var. Ama biz şunu gördük. Entelektüel bir kavramdır. Ailelerde böyledir, şirketlerde böyledir, ülkelerde böyledir. Doğru yaptığınız kadar güçlendiğiniz, güçlendiğiniz kadar daha çok doğru kapasitesine ulaştığınız bir ülkedeyiz biz. Ne oldu da 12 yıl önce Türkiye’nin dünya tozpembeyken 2001 kriziyle boğuştuğu anda Türkiye ölçülebilir 235 milyar dolar para kaybetti. Bu Türkiye’nin kendisi kadardı. Türkiye’nin varlıkları kadardı.”

TÜRKİYE ÇOK CİDDİ PARA KAYBETTİ

Türkiye’nin bütün bu ekonomik krizlere rahatlıkla karşı çıkabilecek hale geldiğini de vurgulayan Bakan Yıldız, şöyle konuştu:

“Bir grup bize dava açtı Avrupa İnsan Haklarlı Mahkemesi dâhil olmak üzere. 4 ayrı davaydı. Yani Türkiye’nin kendisi kadar isterdi. Buyurun desek Türkiye’nin kendisi kadar alacaklardı. Şimdi 2001’ de dünya tozpembe, Türkiye çok ciddi para kaybetti.  Ama 2008’de dünya kapkaranlık ama Türkiye bütün bu ekonomik krizlere rahatlıkla karşı çıkabilecek hale geldi. Her gittiğimiz uluslar arası toplantıda soruyorlar. Affedersiniz rakamları bir daha tekrar eder misiniz diyorlar. Bu büyüme rakamlarında bu kadar sıkıntının olduğu bir yerde böyle bir performansı neye dayanarak gösterdiniz diyorlar. Nükleer güç santralarını savunamadığı için yılda artı 40 milyar dolar ödeyen bir Japonya ve nükleer santrallin kurulmasında doğru olduğuna inandığı için seçimlerde bunu savunan bir Türkiye. Japonya başbakanı bize soruyor. Siz bunları nasıl anlatıyorsunuz diyor.Türkiye 2002 yılında 3 Kasım seçimlerinden sonra çiçeği burunun da bir yaşında ki bir parti şuna karar verdi. Türkiye büyümeli. Yani siz bir önce ki yıl elde ettiğiniz tasarrufları bir sonra ki yılın büyümesine yetiştirmeye çalışıyorsunuz. Türkiye rakamları bunu gerektiriyor. Tabi ki uluslar arası Sermaye almamız lazım. Uluslar arası sermayenin en büyük kaynağı o ülkede ki siyasi istikrardır. Siyasi istikrar sürdürülebilir oluşuna inandığınız kadar geçerlidir. Yurt dışı firması diyor ki ben bunu yaparım ama hazine garantisi isterim. Hazine garantisi veriyoruz. Sene 2001. 157 milyon dolara hazine garantisi veren bir Türkiye 22’şer milyar dolardan 44 milyar dolara yani 100 milyar TL’ye 100 kuruş hazine garantisi vermeden iş yapan bir Türkiye haline geldik.”

BÜTÜN GÜCÜMÜZÜ SİYASİ İSTİKRARDAN ALIYORUZ

Bütün siyasi göcü istikrardan aldıklarını da kaydeden Bakan Yıldız konuşmasını şöyle tamamladı:

“İktisattın bir kuralı vardır. Hiçbir sektörün mutlak değer büyüklüğü o ülkenin siyasi istikrarının mutlak değer mülkünden daha büyük değildir. Biz bütün gücümüzü siyasi istikrardan alıyoruz. Geldiği nokta önemli... 17 Aralık Türkiye’nin siyasi istikrarını hedef alan bir olaydır. O yüzden çok önemlidir. Türkiye’de hiçbir siyaset mühendisliği ve bu ülkenin idaresine konan iradenin devir edilmesi herhangi bir yolsuzluğu veya usulsüzlüğü makul hale getirmez. Yolsuzluk yolsuzluktur, usulsüzlük usulsüzlüktür. Onun kendine has bir cevabı vardır. Ve bu ülkede kurulan mekanizma onları rahatlıkla karşılayabilecek durumdadır. Bu tanımlar bizim için yeni değildir. Yasaklarla alakalı, yolsuzluklarla alakalı ve yoksullukla alakalı 3 yeni bizim 12 yıllık ifademizdir. Ve bu başlık altında çok fazla işlem yapılmıştır. Ama hiçbir yolsuzluk ve usulsüzlük hiç ama hiç siyaset mühendisliğini makul hale getirmez. Yani ben sizin midenizin ağdırdığını düşünüyorum. Ülser olabilir. Bakabilir miyiz? Tamam bakalım. Ben sizin acınızı dindirmeyi biliyorum diyor yapı. Ne tavsiye ediyorsunuz? Sizi asarsam acınız dinecek diyor. Biz bunu kabul edebilir miyiz? O midenin tedavisi ile o insanın canına kıyılması ayrı şeylerdir. Türkiye zaman zaman yeşilin arkasına, zaman zaman ağaçların arkasına, zaman zaman da bir ısım gerekçelerin arkasına sığınarak Türkiye’deki siyasi istikrarı hedef almıştır. Biz buna iradenin devri diyoruz. Ve devir etmeyeceğiz. Bunun adı diktatörlük değildir. Niçin başka ülkelerde uygulandığında demokratik olan bir davranış Türkiye’de uygulandığında farklı anlaşılır?”

Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.kha

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler