Başbakan Erdoğan sözünü ettiği belgeleri açıkladı

Başbakan Erdoğan sözünü ettiği belgeleri açıkladı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül hakkında CHP tarafından hazırlanan yolsuzluk raporunu açıkladı.

Başbakan Erdoğan sözünü ettiği belgeleri açıkladı


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül hakkında CHP tarafından hazırlanan yolsuzluk raporunu açıkladı.

Başbakan Erdoğan, “CHP Genel Müdürü de Şişli Belediye Başkanı’nın yolsuzluk dosyası önünde objektiflere poz veriyordu. Niye ihraç ettiniz. İhraç ettiğiniz bu kişiyi şimdi neden aday gösteriyorsunuz” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu’nda İstanbul’un AK Parti’li İlçe Belediye Başkan adaylarını tanıttı. Aday tanıtım öncesinde spor salonunu dolduran binlerce kişiye hitap edenBaşbakan Erdoğan, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Bakan Adayı Mustafa Sarıgül ile ilgili yolsuzluk iddialarını açıkladı. Ankara’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Mustafa Sarıgül ile ilgili yolsuzluk dosyasını açıklama çağrısında bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, “İki gündür cevap yok. Ben CHP Genel Müdürü gibi sahte belgelerle konuşmuyorum. Elimde CHP’nin hazırlamış olduğu 2004 Kasım ayında yayınlanan Şişli Belediyesi’ne ait araştırma komisyonunun raporu var. Bu CHP’nin kendi kurduğu araştırma komisyonu. Altında da yine kendi elemanlarının imzaları var. 57 sayfalık raporda şu andaki aday olan kişi ile ilgili iddialar belgeleri ile ortaya konuyor. Bu komisyon raporunun kapağı. 2 sayfada Yapı ruhsatı konusu var. Üzerinde çok sayıda yolsuzluk ve usulsüz oynama yapılmış. Buyurun. Bu elektronik posta değil orijinal” dedi.

Dosyaları kalabalığa gösteren Erdoğan, “Ben belediyecilikten geliyorum bunların hangi fırıldağı nasıl çevirdiğini iyi biliyorum. Güzel de bir oyun oynamışlar. Aldıkları parayı da borç olarak aldıklarını söylüyorlar dışarıdaki bir mühendislik bürosu üzerinden. Burada isim veriyor filancadan borç olarak ‘300 bin dolar nakten aldım’ diyor. Geliyorum finale. Şişli Belediyesi’nde belediye başkanı olmak üzere şu anda ismi açıklanan kişi kaçak inşaat yapımına sürekli göz yummuş hatta yardımcı olmuş, gerekli kolaylıklar sağlamış. Bunların hepsi bu 57 sayfalık dosyada var. İnşaat mafyası ile işbirliği yapmışlar. ‘Belediye başkanı baş sorumludur’ bunu komisyon diyor. Şişli Belediyesi’nin yolsuzluk olayların faturası ağır olacaktır diyor bu üç kişi ve ‘bu nedenle CHP üyesi olan Şişli Belediye Başkanı ve Belediye Meclis üyesinin CHP ile ilişkilerinin kesilmesi komisyonumuzca uygun görülmüştür ve raporumuz merkez yönetim kurulumuza arz edilmiştir’ deniyor. İşte bu araştırma komisyonu raporu ardından Şişli Belediye Başkanı CHP’den ihraç ediliyor” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafını da kürsüde gösteren Başbakan Erdoğan, “CHP Genel Müdürü de Şişli Belediye Başkanı’nın yolsuzluk dosyası önünde objektiflere poz veriyordu. Niye ihraç ettiniz. İhraç ettiğiniz bu kişiyi şimdi neden aday gösteriyorsunuz. TMSF kredi borcundan dolayı bu şişli belediye başkanının mal varlığına el koydu. Çıkmış diyor ki ‘seçimler yaklaşıyor’ diye yapıyorlar. Geç o işleri ne alakası var. TMSF’ye yeni bir belge ibraz edildiği için TMSF böyle bir adımı atmıştır. Bunu hemen bir mağduriyet vesilesi olarak kullanmaya kalkıştılar. Yine genel başkanı konuşamıyor çünkü savunulacak bir yanı yok. Şişli Belediye Başkanı ve arkadaşları 1998 yılında bankadan 4 milyon dolar kredi alıyorlar. Usulsüzlük diz boyu. Sonradan banka TMSF’ye geçiyor. Kasım ayında TMSF’ye bankanın eski sahibi bir belge ulaştırıyor. Gelen bu yeni belge ile TMSF de Şişli Belediye Başkanı’nın mal varlığına el koyuyor. Bu yeni belgeyi veren biz değiliz bankanın eski sahibi. TMSF kendi kendisine de hareket etmiyor oraya yeni belge veriliyor ve el koyma gerçekleşiyor. O belgenin niye şimdi geldiğini de taraflar açıklasın. Seçime 3.5 ay kala biz birileri gibi şantaj yapmayız. Rakibimiz ile illegal yollardan değil siyaseten mücadelesi yaparız. Bize yolsuzluk iftirası atanlar hırsız hamisi görmek istiyorlarsa aynaya baksınlar” ifadelerini kullandı.

BAŞBAKAN ERDOĞAN: “ELİNİZDEKİNİ AÇIKLAMAZSANIZ NAMERTSİNİZ”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, devlet içinde paralel yapı bulunduğunu vurgulayarak, “Tüm milleti dinlediniz, görüntülediniz. Utanmadan sıkılmadan şantajlarla tehdit ettiniz. Elinizde ne varsa açıklayın, açıklamıyorsanız namertsiniz. Eğer Tayyip Erdoğan ile ilgili bir şey varsa onu da açıklayın” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu’nda İstanbul’un AK Parti’li ilçe belediye başkan adaylarını tanıttı. Yerel seçimlerle birlikte İstanbul’un farklı bir bahara hazırlandığını söyleyenBaşbakan Erdoğan, “30 Mart akşamı başlayacak ve 5 yıl inşallah hiç sona ermeyecek yeni bir baharın coşkusunu yaşıyor. Türkiye’nin en büyük salonu buna şahit. Bizim için her gün yeni bir gündür. Her başlangıç yeni bir başlangıçtır. Yunus Emre’nin söylediği gibi ‘Biz her dem yeniden doğan gönül neferleri, gönül fatihleriyiz’. Biz asırlardır devam eden bir yürüyüşün mirasını devraldık. İnşallah asırlarca devam edecek bir kutlu yürüyüşün sahipleri olarak hiç bitmeyen bir hizmet yarışında son nefesimize kadar ülkemize hizmet üreteceğiz” dedi.

Türkiye’nin çok önemli bir seçime girdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, seçimdeki en büyük avantajlarının bugüne kadar gerçekleştirdikleri projeler olduğunu kaydetti.

“GEZİ OLAYLARINDAKİ O SLOGANI UNUTMAYIN”

Konuşmasının büyük bir bölümünü 17 Aralık operasyonuna ayıran Başbakan Erdoğan, “İstanbul’u ve Türkiye’nin gidişini engellemek istiyorlar. Gezi olaylarında Kadıköy’de polisle çatışanlar bir slogan yazdılar. Bu sloganı asla unutmayın. ‘Zulüm 1453’te başladı’ yazıyordu. CHP zihniyeti budur. Konstantin’i İstanbul yapan ecdadını zulmeden olarak görenlerin bu şehre verebileceği hiçbir şey yoktur. Kadıköy’ün duvarına bunu yazdılar, çünkü bunların zihniyetine bu yakışır. Bunlar hiçbir zaman Fatih’i benimseyemediler. Hep kahrettiler, yakıştıramadılar. Çünkü bir karanlık çağın kapanmasını hazmedemediler. Çünkü bunlar karanlık odakların takımıdır. Bunlar aydınlığa yabancıdır, aydınlatan ve aydınlığı egemen kılacak biziz. Ben bu haince slogan üzerinde durmayacağım. Gezi olaylarında da 17 Aralık operasyonunda da bir şeyin hesapları görülmek istendi. Siz o bir şeylerin ne olduğunu anladınız. Benim ülkemin masun gençleri, hatta emniyet, yargı içindeki ülkemin memurlarını kullanmak istediler ama çok çirkin bir hesap içinde kullanıldı. Gezi olayları ile 17 Aralık operasyonunun arasında temel bir benzerlik var. Gezi’de 3. köprü, enerji santrallerine karşı çıkılmıştı. Başbakan yardımcıma geldiğinde bunları önüne koydular. Yazıklar olsun size. Çünkü bu ülkede bunlar birinci köprüye de, ikinci köprüye de karşı çıktılar. Ama ondan sonra da utanmadan sıkılmadan bu köprüler üzerinden geçtiler” diye konuştu.

17 Aralık operasyonunda Türkiye’nin büyük projelerinin yüklenici firmalarının hedef alındığına dikkat çeken Erdoğan, “Gezi’de başaramadıklarını 17 Aralık’ta başarmak istediler. Aktörler, maşalar farklı olabilir. Bu işin bilerek ya da bilmeyerek taşeronluğunu üstlenenler farklı olabilir, patronlar aynı. Bunları yönlendiren aynı. İşte kadim bir zihniyet tarihi bir hesabı görmek için Türkiye içindeki saf insanları ya da hainleri kullanarak Türkiye’nin kutlu yürüyüşünü durdurmaya çalışıyor. ‘Bu işin arkasında başka hesaplar var’ dediğimizde birileri buna inanmak istemiyordu. Peki onlara soruyorum. Gezi olaylarında, ardından 17 Aralık darbe girişiminde neden milli çıkarlarımız hedef alındı. Neden küresel projelerimiz hedef alındı. 17 Aralık darbe girişiminin hedef aldığı tüm kurumlar, kişiler, projeler Türkiye’nin milli kurum, kişi, proje ve politikalarıdır. Milli İstihbarat Teşkilatımız, milli bankamız Halkbank, milli dış politikamız, enerji politikamız, hükümetimiz ve milli irade. Bu kadar mili değere bir anda saldıranlar asla milli değildir. Halk Bankası’nın değeri göreve geldiğimizde 500 milyon dolardı. 2013 Mayıs ayında değeri 25 milyar TL oldu. Neredeyse aradaki farka baktığınızda 1’e 25 artış söz konusu. 17 Aralık sonrası değer bir anda düşüşle 16 milyara düştü. Bunun sorumlusu kim? Onlar milli bankamızın güçlenmesinden rahatsızdılar. Dünyanın her yerine lanse ettiler, rahat durmadılar” şeklinde konuştu.

“PARALEL DEVLET YARGISIYLA MİT ARAÇLARINA EL KOYMAK İSTEDİLER”

TIR’ların durdurulmasını da değerlendiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

“Bizim milli istihbarat teşkilatımızı tehdit eden zihniyet ana muhalefet partisi CHP. Bakıyorsunuz paralel devlet yargısı ile bir kısım yargı ve bunun yanında güvenlik gücünün bir kısmı ile bağlantı kurmaya çalışıyor. Bu bağlantı neticesinde MİT araçlarına el koymak istediler. Reyhanlı’da operasyonda güvenlik güçlerimiz bu tavra karşı koydu. Çünkü bir savcının benim iznim olmadan bu tür bir müdahale yetkisi yoktur. MİT’in yasasının 26. maddesi ortadadır. Bunu almadan böyle bir operasyona girince güvenlik güçlerimiz ‘hayır’ dediler size baktırmayız’. Baktırmadılar ve geçtiler. İkincide bu defa baktı ki polisle yapamıyoruz, hemen jandarmadaki ayakları ile bu işi yürütmeye kalktılar. MİT’in bu araçlarına yaklaşık 250 kişi ile gittiler. Orada MİT’in 10 kadar elemanı var. Bunları yere yatırdılar, ellerini kelepçelediler. Bunların içinde asker de var. Üsteğmen var, yanılmıyorsam yüzbaşı da var. Tabii bütün hazırlıkları ile geldiler ellerinde kompresörleri ile. Çünkü o sandıkta ne olduğunu göreceklerdi. Ne oldu CHP Genel Müdürü çıktı, ‘MİT silah kaçakçılığı yapıyor’ dedi. Tabii şu anda MİT ve Başbakanlık olarak biz bu genel müdürle ilgili olarak yasal yolları harekete geçireceğiz. Bu millete, bu vatana asla ihanetten başka şekilde izah edilemez. Ülkenin MİT’ini böyle bir durumla takdim etmek senin haddine mi. Sen önce siyaseti öğren.”

“BENİMKİ DOĞAL ANANASTIR AMA SİZİNKİ İHALEDİR”

Kılıçdaroğlu’nun SGK Genel Müdürlüğü’nü hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Sen hala SGK yolsuzluklarınla yola devam ediyorsun. Rahşan affı ile kurtuldun, kasetle geldin genel başkan oldun. Millet bu oyunu, bu tuzağın, bu saldırının asıl niyetini görmüştür. Millet bu saldırının rüşvet ve yolsuzluk operasyonu değil, Türkiye’ye yönelik bir saldırı olduğunu hissetmiş, hükümetine sahip çıkmıştır. 17 Aralık’tan bu güne kadar malum örgüt ve onunla ittifak yapanlar sürekli yolsuzluk iddialarını dile getiriyor, sürekli bizim yargı ve emniyet operasyonlarımızı eleştiriyorlar. Başta TUSİAD olmak üzere bazı iş çevreleri bunu yapıyor. Bütün bu çevreler yargı ve emniyet içindeki paralel yapının üzerini örtmeye çalışıyorlar. Bu arada ananasını da görmüyorlar. Gazetelerinde benim eşime ananas ikram ettiğimi görüntülüyorlar. Ben öyle bir görüntü eğer vermişsen benimki doğal ananastır. Ama sizin ananasınız ihaledir. Aradaki fark bu. Rafineri paslaşmasıdır bunlar” dedi.

“ELİNİZDE NE VARSA AÇIKLAYIN, AÇIKLAMAZSANIZ NAMERTSİNİZ”

Devlet içerisinde paralel yapı bulunduğunu kaydeden Erdoğan, “Tüm milleti dinlediniz, görüntülediniz. Utanmadan sıkılmadan şantajlarla tehdit ettiniz. Hala şantajlarla tehdit ediyorsunuz. Elinizde ne varsa açıklayın, açıklamıyorsanız namertsiniz. Eğer Tayyip Erdoğan ile ilgili bir şey varsa onu da açıklayın. Abdestimden şüphem yok, namazımdan da yok. Artık bu oyunu görmeniz lazım diyorum. Devlet dairelerinde olanların kaynağından ‘himmet’ adı altında paralarını almak suretiyle onları yanlış yöne saptıranlara karşı artık tavır zamanı gelmiştir diyorum. Kula kulluk yok. Sadece Allah’a kulluk var. Hani ne yanılgılar. Biz de yanılmışız” şeklinde konuştu.

“MİLLİ İRADE HIRSIZLIĞINA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Başbakan Erdoğan, en kötü hırsızlığın milli irade hırsızlığı olduğuna dikkat çekerek, “Milli iradeyi çalan, çalmaya kasteden asıl hırsızdır. Gidin darbe dönemlerine bakın. 27 Mayıs’a, 12 Mart’a bakın. Türkiye tarihinin en büyük yolsuzlukları bu dönemlerde yapılmış, demokrasi ve hukuk rafa kalktığı için bunların hesabı sorulmamıştır. Başta CHP olmak üzere darbe destekçileri çalmayı adeta politika haline getirmiştir. Biz 11 yıl boyunca milli iradenin çalınmasına izin vermedik. Bundan sonra da milli iradeye uzanan her el karşısında bizi bulacaktır” dedi.

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler