Bölge Barosu açıklama yaptı

Bölge Barosu açıklama yaptı

Kars-Ardahan Bölge Barosu, Yargıdaki telefon dinlemeleri konusunda açıklama yaptı

Kars-Ardahan Bölge Barosu, Yargıdaki telefon dinlemeleri konusunda açıklama yaptı

-Hukuk ve bağımsız yargı bir toplumun çamaşır makinesidir

-Yargı sistemimizi bozar isek hep kirli kalırız

  Kars-Ardahan Bölge Barosu Başkanı Av. Cevdet Ucungun, Yargıdaki telefon dinlemeleri konusunda düzenlediği basın toplantısında, “İnsan haklarına dayalı demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin gereği dışında bağımsız yargıya yönelik her türlü eylemi asla kabullenmeyeceğiz. Hukuk ve bağımsız yargı bir toplumun çamaşır makinesidir. Yargı sistemimizi bozar isek hep kirli kalırız” dedi.

  Bölge Barosunda düzenlenen basın toplantısında konuşan Av. Cevdet Ucungan, “İnsanlık tarihinin; toplumsallaşma ve sosyalleşme sürecinin ilk başlangıcında iktidarı ve yönetimi korumaya yönelik kurallar silsilesi mevcuttu. Hak, adalet, özgürlük uğruna verilmiş çetin mücadelelerle geçmiş yüzlerce yıllık deneyimlerden geçen çoğulcu demokratik sistemler, asıl olanın birey haklarını güçlü olan iktidara karşı güvence altına almak olduğunu görmüş ve bunları güvence altına almışlardır” diye konuştu.

  “Tüm erkleri ve gücü elinde bulunduran siyasal iktidara karşı korumasız olan bireyin haklarını ihlal etmesinin önüne hukuk geçmektedir” diyen Ucungan, “Bu nedenle, çağdaş çoğulcu demokratik sistemler ancak bağımsız yargıya dayalı hukuk devletlerinde yaşama geçebilirler. Bunlar toplumu korkuya sevk eden ve huzuru bozacak nitelikteki gizli telefon dinlemeleri, yüksek yargı makamlarına, Cumhuriyet Başsavcılarına, iktidarın hoşuna gitmeyen kararları alan yargıçlara, yargı alanındaki mesleki örgütlenmelerin yöneticilerine ve halkın hak arama özgürlüğünün sesi avukatlara kadar ulaşmıştır. Yargının kurucu unsurlarından olan savunmayı temsil eden Kars-Ardahan Bölge Barosu olarak diyoruz ki; Yargı bağımsızlığının olmadığı yerde hukuk devleti, hukuk devletinin olmadığı yerde birey hakkı, birey hakkının olmadığı yerde demokrasi, demokrasinin olmadığı yerde toplumsal huzur, refah ve özgürlük olmaz. Çokça tartışılan 1982 Anayasasının 22. maddesinde; ‘Herkesin haberleşme hürriyetine sahip olduğunu ve haberleşmenin gizliliğinin esas olduğunu’ hükme bağlamıştır. Yine Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre; ‘Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.’ Kuşkusuz hukuk devletlerinde hiçbir hak sınırsız değildir. Haberleşme özgürlüğüne getirilen istisnalar, Ceza Muhakemesi Kanununda detaylı olarak açıklığa kavuşturulmuştur” şeklinde konuştu.

  Ucungan, daha sonra şunları söyledi:

  “Dozu giderek artan ve en yüksek yargı makamlarına kadar ulaşan gizli telefon dinlemeleri Anayasamıza, yasalarımıza ve taraf olduğumuz evrensel hukuk kurallarına uygun mudur?. Bu dinlemeler, Hakim kararıyla mı alınmıştır?. Ortada bir Hakim kararı var ise bu hakimler hukuk kurallarını uygulamışlar mıdır?. Usulsüz telefon dinlemeleri kime ve neye hizmet etmektedir?. Hukuk devletinde hakimler ve savcılar dahil hiç kimse hukuka aykırı keyfi işlem ve kararları sebebiyle sorumsuz değildir ve olamaz.”

  HUKUK VE BAĞIMSIZ YARGI BİR TOPLUMUN ÇAMAŞIR MAKİNESİDİR

  Hukuk ve bağımsız yargıyı bir toplumun çamaşır makinesine benzeten Ucungan, şöyle konuştu:

  “Çok kirlenmiş bir ev düşünün. Bu evi yeniden oturabilir ve yaşanabilir bir hale getirmek istiyorsunuz. İlk gereksimizin kaliteli ve sağlam bir çamaşır makinesidir. Bunun olmaması durumunda temizlik yapmanız imkansızdır. Hukuk ve bağımsız yargı bir toplumun çamaşır makinesidir. Yargı sistemimizi bozar isek hep kirli kalırız. Anayasal olarak birbirine üstünlüğü bulunmaması gereken 3 erkten biri olan Yürütme’nin Yargıyı kendine bağımlı kılma girişimleri hiçbir hukuk kuralı ile bağdaşmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel organlarından olan yargı erki sürekli yara almakta, toplumun vicdanı ve güvencesi hırpalanmakta, toplumun yargıya olan güveni de zedelenmektedir. Anayasamızın Cumhuriyetin niteliklerini belirten ve değiştirilemez 2’nci maddesi, Türkiye Cumhuriyetini, toplum huzurunu, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlar”

  Ucungan ayrıca, Kars-Ardahan Bölge Barosu olarak, insan haklarına dayalı Demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin gereği dışında bağımsız yargıya yönelik her türlü eylemi asla kabullenmeyeceklerini, bu gelişmeler karşısında sonuna kadar hukukun üstünlüğünü savunacaklarını, hukuk dalındaki insanlık kazanımlarının takipçisi olacaklarını vurguladı.

Önceki ve Sonraki Haberler