Çanakkale’den Günümüze Tehditler ve Fırsatlar

Çanakkale’den Günümüze Tehditler ve Fırsatlar

-TÜRKİYE, ÇANAKKALE TEHDİTLERİNDEN ÇOK DAHA FARKLI TEHDİTLERLE KARŞI KARŞIYA DEĞİLDİR

-GELİŞEN DÜNYADA TÜRKİYE’NİN GELİŞMESİNİ İSTEMEYEN YAPI NEYSE ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN ŞEHİT DÜŞTÜĞÜ ZAMANDAKİ YAPI, BİRBİRİYLE NİTELİK OLARAK AYNIDIR

-DÜNYA, ELİNDEN GELSE BİZİ O DURUMA TEKRAR GELMEMİZE HİÇBİR ŞEKİLDE GERİ DURMAZ

-ÇANAKKALE ZAFERİNDEN DAHA MAĞDUR DURUMDA OLAN ŞU ANDA MÜSLÜMAN ÜLKELER VAR

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kars’ta katıldığı “Çanakkale ve Mehmet Akif Ersoy” konulu programda Çanakkale’den günümüze tehditler ve fırsatları konuştu.

Bakan Yıldız, Halk Eğitim Müdürlüğü Çok Amaçlı Salonu’nda İlim Yayma Cemiyeti ve Memur Sen’in işbirliği ile düzenlenen “Çanakkale Şehitleri ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma” programına katıldı.

Burada bir konuşma yapan Bakan Yıldız, “Şimdi Türkiye’nin içinde bulunduğu durum aslında Allah’ın yarattığı zamanlar, mekanlar her birisi bir adalet çerçevesinde yapılmış. O zamanın tehditleri, fırsatları var bu zamanın tehditleri, fırsatları var. Şimdi biz bundan bir şey çıkartmamız lazım. Çanakkale şehitlerinden, o yüce insanlardan günümüze mutlaka bir şey taşımamız lazım. Onların bize bir şey verdiği muhakkak. Bizim onlardan ne aldığımızı mutlaka konuşuyor olmamız lazım. Türkiye aynı zamanda her zaman söylüyoruz, beyniyle, zihniyle, kalbiyle, vicdanıyla, ferasetiyle, sağduyularıyla, sezgileriyle hep beraber büyüyor. Hepsi beraber büyüdüğü kadar bu güzellikler taşınabiliyor.” dedi.

Çanakkale’den günümüze tehditler ve fırsatları dile getiren Bakan Yıldız, “Türkiye, Çanakkale Zaferindeki tehditlerinden çok farklı tehditlere sahip değildir bugün. İmkanları, o anki Türkiye’nin gücünü, Türkiye’nin içinde bulunduğu o tarihi sıkıntıları, yılların birikmiş bir çok tortusunu, her bir şeylerini dahil ederek söylüyorum, dediğim gibi her olay tehditleriyle ve fırsatlarıyla beraber geliyor. O gün annesi yavrusunu şehit olması için gönderiyordu, bugün annelerimizin profiline bakmamız lazım. Şehitlik konusunda kendisi gönüllü olarak giden gençlerimiz var bugün gençlerimizin ve bizlerin kendi haline bakması lazım.” diye konuştu.

“Bence hocalarımızın bizimle alakalı vereceği eğitimlerde bunları mutlaka yaşamamız gerekiyor.” diyen Bakan Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:

“O Albay Cevat Beyin yaşadığı hadisenin bizde bıraktığı tesiri görmemiz gerekiyor. Halk arasında, halkla beraber olmadan böyle bir Çanakkale şehitleri profilini, o güzel insanları oluşturmak mümkün olmaz. Çünkü her birimizi dünyaya bağlayan çok daha farklı unsurlar çıktı. Ben bu manada bu vesile ile bir abi kardeş olarak bir dertleşmeyi burada uygun görüyorum. Yani her birimiz bu haleti ruhuyeyi mutlaka yaşıyor olması, kendinde yaşayabiliyor olması lazım. Orada ki kıssalardan bugünde mutlaka bunları yaşayabiliyor olması lazım. Kendimizin onlardan daha ayrı mükellefiyetinin olmadığı kanaatindeyim. Bugün gelişen dünya da Türkiye’nin gelişmesini istemeyen yapı ne ise Çanakkale şehitlerimizin şehit düştüğü zamandaki yapı bir menterik olarak ayrıdır. Ve milletin iradesini söz konusu etmeksizin yalnızca ülkeyi işgal etmek isteyen yapı ne ise bugün şekil değiştirerek yine milletin iradesini bir kenara koyarak yapmak istenen işlemler aynı şeylerdir. Özünde, esasında farklı olmayan ama şekli şartlarını değiştirmiş çok ciddi bir tahkimatla karşı karşıyayız. İnsanların gönüllerini, kalplerini Allah’a bağladığı ama aynı zamanda alanlarını bütün o yoksullukla beraber oluşturduğu bir alan. ‘Bir zeytini 3 taneden daha az ısırmadan yemeyeceksiniz.’ Bunu bir emir haline getiriyor. Yani o anki içinde bulunduğumuz yoksulluğun önemli bir göstergesidir.”

BİZ ÜLKEMİZİ DÜŞÜNMEZSEK, BİZ ÜLKEMİZİN BÜYÜMESİ İÇİN UĞRAŞMAZSAK BAŞKASI BİZİ DÜŞÜNMEZ

Bakan Yıldız, bu tür anma programlarının gelecek nesillere aktarılması anlamında üzerinde çok daha durulması gereken konular olduğunu da vurgulayarak şöyle konuştu:

“Dünya, elinden gelse bizi o duruma tekrar gelmemize hiçbir şekilde geri durmaz. Çanakkale zaferinden daha mağdur durumda olan şuan da Müslüman ülkeler var. O yüzden ben bugüne taşıyacak, Mehmet Akif Ersoy’un şiirleriyle beraber bundan yüz yıl sonra da okuyacağımız şiirleriyle beraber bu zihni transferlerin mutlaka yapılması lazım geldiği kanaatindeyim. Kalbi eğitimlerimizin mutlaka yapılması lazım geldiği kanaatindeyim. Çünkü karşılaştığımız hele hele enerji sektöründe bulunan birisi olarak, çok fazla yurt dışında kalan birisi olarak söylüyorum. Bunlarla alakalı çok fazla karşılaştığımız örnek var. Biz ülkemizi düşünmezsek, biz ülkemizin büyümesi için uğraşmazsak başkası bizi düşünmez. Buradaki böyle oluşan manevi ikliminde bundan sonraki hele hele zaferin yüzüncü yılında mutlaka daha farklı konseptlerle beraber vurgulanması lazım geldiği kanaatindeyim. O ruhu kalplerimize, zihinlerimize nasıl taşıyacağımızı ve her birimizin onlardan daha az ülkesini düşünmeye o anlamda benzer bir fedakarlığı ortaya koyabilen yapıyı bizlerin de mutlaka ortaya koyabilmesi lazım. Bununla alakalı da hocalarımızın da bizler için hazırlık yapmasını ben özellikle temenni ediyorum.” kha