Davutoğlu: Saldırının Faili Yabancı Uyruklu DEAŞ Üyesi

Davutoğlu: Saldırının Faili Yabancı Uyruklu DEAŞ Üyesi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul’da 11 kişinin öldüğü terör saldırısını gerçekleştiren canlı bombanın IŞİD mensubu olduğunun tespit edildiğini açıkladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sultanahmet Meydanı'ndaki patlamaya ilişkin, "Saldırının failinin yabancı uyruklu bir DEAŞ mensubu olduğunu şu anda biliyoruz. Saldırıyı bu anlamda gerçekleştiren DEAŞ terör örgütüne karşı verdiğimiz mücadeleyi de bundan sonra aynı kararlılıkla sürdüreceğimizi ifade ediyorum" dedi. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde Alevi Kültür Dernekleri temsilcileri ile bir araya geldi. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, "Sivil toplum kuruluşlarımızla bir araya gelerek, ülkemizin demokratikleşmesi çerçevesinde istişarelerimizi sürdürürken, maalesef menfur bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. 10.20 civarında bir canlı bomba, kendisini infilak ettirmesi sonucunda, 10 ölü 15 yaralı, canlı bombanın kendisini de katarsak, 11 kişinin öldüğü terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Her şeyden önce ölenlere tanrıdan rahmet diliyorum. Yaralılar için de bütün imkanlarımızla tam bir seferberlik halinde yaralarını sarmak için büyük bir çaba içindeyiz. Terör bütün dünyada etnisite, mezhep, bölge, din ayrımı yapmaksızın, insanlığa savaş ilan etmiş durumda. Bu alçakça saldırılar, bazen Paris'te, bazen Londra'da, Madrid'te bazen de ülkemizde Suruç’ta, Ankara’da, İstanbul'da söz konusu olabiliyor. Bu terör odaklarının hedefinde bütün bir insanlık birikimi var, özgürlükler var, insanca yaşama ve halkların dünyanın her köşesinde bir birini tanıma çabaların karşı bir saldırı niyeti var" şeklinde konuştu.

"Biz bu terör olayından en fazla zarar görmüş millet ve devlet olarak her zaman teröre karşı müteyakkız olduk" diyen Davutoğlu, "Nereden gelirse gelsin hangi gerekçeyi kullanırsa kullansın, hangi mezhebi, dini arka plana sahip olursa olsun terör yapan herkes insanlık suçu işlemiştir. Türkiye olarak şimdiye kadar PKK, DEAŞ, DHKP-C, El-Kaide, bütün terör örgütlerine karşı açık ve ilkeli bir tavır sergiledik. Yakın dönemde özelikle Suriye'deki istikrarsızlık, Irak'ta yaşanan iç gerilimler dolayısıyla ortaya çıkan boşluktan da istifade eden DEAŞ terör örgütünün yaptığı saldırılar da bu insanlık suçunun en acımasız en barbar örnekleri arasındadır. Paris'te Charlie Hebdo olayında olduğu gibi dayanışmamızı gösterdik ve teröre karşı bütün insanlığı omuz omuza olmaya hep davet ettik. Bugün ülkemizde gerçekleşen saldırıda hayatını kaybedenlerin tümü yabancı uyruklu, yaralılar arasında da farklı uyruklar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı da var. Bu misafirlerimiz bizim için aziz ve değerli misafirlerimizdi. Onlar Türkiye'yi tanımak için gelmişlerdi, Türkiye'deki kültürel birikimi ve Türk halkını daha yakından görmek için ülkemizdeydiler, her şeyden önce tekrar hayatını kaybedenlerin ailelerine taziyelerimi ifade ediyorum. Bu çerçevede de hayatını kaybeden Alman vatandaşları için biraz önce Sayın Merkel'le de görüştüm, kendisine taziyelerimi sundum, teröre karşı dayanışma kararlılığımızı bir kez daha teyit ettim. Türkiye, asırlarca farklı dilden, kültürden, farklı etnik ve mezhebi kökenden insanların barış ve huzur içinde yaşadığı bir ülke olagelmiştir. Bu terör saldırıları Türkiye'nin kültürlü yapısını, demokratik ortamını hiçbir şekilde etkileyemeyecektir" ifadelerini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, "Bu saldırı sadece oradaki uluslararası infial olması bağlamında da özellikle böyle bir yer, böyle bir topluluk hedef seçilmiş olabilir. Sadece onları hedef almadı, bütün Türkiye'yi, insanlığı hedef aldı. Saldırının failinin yabancı uyruklu bir DEAŞ mensubu olduğunu şu anda biliyoruz. Saldırıyı bu anlamda gerçekleştiren DEAŞ terör örgütüne karşı verdiğimiz mücadeleyi de bundan sonra aynı kararlılıkla sürdüreceğimizi ifade ediyorum. Bütün terör örgütlerine olduğu gibi DEAŞ'a karşı da yürüttüğümüz mücadelede hiçbir şekilde kararlılığımızdan bir adım dahi geri adım atmayacağız ve bu terör örgütü, bu terörü gerçekleştiren failin bütün ilişkileri, bağlantıları ortaya çıkarılacak ve hak ettikleri cezayı mutlaka göreceklerdir" dedi.

DAVUTOĞLU, BÜTÜN İNSANLIĞA ÇAĞRIDA BULUNDU
Bütün insanlığa çağrıda bulunduğunu belirten Davutoğlu, "Küresel bir dayanışma içinde olmak durumundayız. Paris'te yapılan saldırıda nasıl omuz omuza durmuşsak, İstanbul ve Ankara'da yapılmış olan saldırılara karşıda da hep beraber omuz omuza duralım. Terörü etnisetiyle mezheple irtibatlandırmada, bütün terör örgütlerinin ve terör unsurlarının insanlık düşmanı olduğu gerçeğini hep beraber haykıralım. Uluslararası terörizme karşı birlikte mücadele edelim. Bu çerçevede, atılacak her adımda Türkiye kararlılıkla bu adımların içinde ve destekçisi olacaktır" şeklinde konuştu.

ULUSLARARASI TOPLUMA DA ÇAĞRI
Uluslararası topluma da çağrıda bulunan Davutoğlu, "Bugün karşı karşıya kaldığımız terörün en önemli kaynaklarından birisi, Suriye'deki iç gerilim ve ortaya çıkan güvenlik boşluğudur. Bundan en fazla etkilenen ülkelerin başında da Türkiye gelmektedir, sınırımızda DEAŞ unsurları temizleninceye kadar ve DEAŞ'ın Türkiye'yi tehdit etmesinin önüne geçilinceye kadar ve daha sonrasında uluslararası topluma tehdidinin bütünüyle ortadan kalkmasına kadar Türkiye hem ulusal hem de koalisyon unsurlarıyla mücadelesine devam edecektir. Suriye'de kalıcı bir çözümün gerçekleşmesi için atılacak her adımın da destekçisi olacağız. DEAŞ'ın ve bu tür terör örgütlerinin mevcudiyetinin masum Suriyelilere de mal edilmemesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Evlerinden, barklarından çıkarak çok zor şartlarda sadece hayatta kalabilmek için diğer ülkelere sığınan Suriyeli mülteciler de bu terör olaylarından en az bu terör olaylarının mağdurları kadar muzdariptirler. Masumlara sahip çıkarken teröristlere karşı da en etkin mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız" dedi.

DAVUTOĞLU'NUN SON ÇAĞRISI SİYASİ PARTİLER, SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VE KALICI DEMOKRASİ VE BARIŞI SAĞLAMAK İÇİN ÇABA SARF EDEN KESİMLER OLDU
Başbakan Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"Türkiye içinde de son dönemde bütün insanlığı tehdit eden bu terör olayları karşısında milli birliğimizi koruma, milli dayanışma bilinci ve kararlılığı ile hep beraber hiçbir etnik, mezhebi, dini ayrımı gözetmeksizin omuz omuza verme ve insanlığın en kutsal hakkı olan yaşama hakkını koruma konusunda birlikte çalışma çağrısında bulunuyorum. Siyasi partilerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza, Türkiye'de kalıcı demokrasi ve barışı sağlamak için çaba sarf eden bütün kesimlere çağrıda bulunuyorum. Hangi terör örgütü olursa olsun ister barbarca katliamlarıyla insanlığı tehdit eden DEAŞ terör örgütü olsun, ister Türkiye'de vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu tehdit eden PKK ve benzeri terör örgütleri olsun hepsine karşı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak ve Türkiye'de 78 milyon vatandaşımız olarak omuz omuza olacağımızın bir kez daha bilinmesini istiyorum. Bir kez daha ülkemize bu saldırıda hayatını kaybeden Türkiye dostu, Türkiye'nin misafiri dostlarımızın ailelerine, onların ülkelerine taziyelerimizi sunuyorum. Bu ülkelerle dostluğumuz özellikle Almanya ile dostluğumuz bakidir, en güçlü şekilde devam edecektir. Bu saldırıda ölen ve yaralananların büyük çoğunluğunun Almanya uyruklu olması hasebiyle zikrediyorum, dost ve müttefik Almanya'ya da seslenerek ifade ediyorum ki kaybedilen bütün bu dostlarımızın acısı 78 milyonun yüreğindedir. Hepimiz bunu misafirleri ailemizin bir parçası olarak da gördüğümüz için Türkiye'yi severek, Türkiye'yi ziyarete gelen bu misafirlerimizin acısı 78 milyonun acısıdır. Bunun için gerekli her türlü çalışmayı da yaparak, özellikle yaralıların bir an önce şifa bulması ve hayatını kaybedenlerin hayatlarında, terör mağduru olmaları hasebiyle de onların hatıralarına her zaman sahip çıkacağımızı, bundan sonra onların ailelerin de bizim ebediyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, dostları gibi muamele göreceklerini de bütün Almanya'daki dostlarımızın ve diğer yaralı veya hayatını kaybeden bütün aileler için geçerli olduğunu ifade etmek isterim. Zor ve çetin bir süreçten geçiyoruz ama bu süreci başarıyla, teröre karşı mücadele anlamında nihayete erdirebilmek için sahip olduğumuz en büyük kaynak bütün dünyada dayanışma bilincinin artması ve teröre karşı omuz omuza verilme iradesidir. Bir daha böyle bir olayın ne Türkiye'de ne de dünyada yaşanmaması temennisinde bulunuyorum."  

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler