Davutoğlu'ndan taşeron işçilere müjde!

Davutoğlu'ndan taşeron işçilere müjde!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, HAK-İŞ Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada taşeron işçilere müjdeler verdi.

Çalışma hayatına ilişkin AK Parti iktidarı döneminde hayata geçirilen uygulamaları aktaran Davutoğlu, taşeron işçilere de müjde verdi. Davutoğlu, "Toplu sözleşme süreci devam eden taşeron işçilerin toplu sözleşmelerinin ivedilikle sonuçlandırılması için gereken talimatları buradan veriyorum. Taşeron işçilerimizin sözleşme hakkı dahil bütün haklarının temini konusunda zaten gerekli yasaları çıkardık. Biz yasaları rafta dursun diye çıkarmıyoruz, uygulamak için çıkarıyoruz. Bu toplu sözleşmeler mutlaka gerçekleştirilecek" dedi.

 Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bilsinler ki kim terör kartına tevessül ederse hak ettiği cevabı alır. Terörün kimliğine bakmayız, dayandığı ideolojiye bakmayız, başkaları gibi 'Şu terörist, şu terör örgütüne karşı mücadele gerekir. Şu terör örgütüne sırtımızı yaslarız' gibi ayrım yapmayız. DEAŞ'a da, DHKP-C'ye de, PKK'ya da dimdik mücadelemizi sürdürürüz" dedi.

Başbakan Davutoğlu, Hak-İş Konferasyonu'nun Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen 13. Olağan Genel Kurulu ve 40. kuruluş yıl dönümü etkinliğinde konuştu. 13 yıllık AK Parti döneminde Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeleri aktaran Davutoğlu, ekonominin yaşanan ekonomik ve jeopolitik krizlere rağmen 2014 yılında yüzde 2,9 oranında, 2015'in ilk yarısında ise yüzde 3,1 oranında büyüdüğünü belirtti. Sanayi üretiminde de önemli gelişmelerin yaşandığını söyleyen Davutoğlu, Ağustos ayında sanayi üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 7,2 gibi çok ciddi bir artış gösterdiğini kaydetti. 2002'de merkezi yönetim harcamalarının yüzde 43,4'ünün neredeyse yarısının faize gittiğini hatırlatan Davutoğlu, 2014 yılında ise bu oranın yüzde 11,1'e indirildiğini vurguladı.

Başbakan Davutoğlu, bütçe açıklarının yüzde 0,7'ye indirildiğine işaret ederek, "2015'te daha da düşmesini bekliyoruz. Artık milletimizin ödediği vergileri faiz içinde değil, yatırım ve hizmet için kullanıyoruz" dedi.

"HAKLA YÜRÜYENLER DEĞİL NAMERDE, MERDE DAHİ MUHTAÇ OLMAZLAR"
Enflasyonun ise yüzde 35 seviyesinden uzun yıllardan sonra 2004 yılında ilk defa tek haneli seviyelere indirildiğini ve halen bu seviyelerde tutulduğunu belirten Davutoğlu, "IMF'ye 23.5 milyar dolar borcumuz vardı, hepsini ödedik, üstüne IMF'ye borç verdik. Dünyada da en fazla dış yardım yapan ülkelerin başında gelir hale geldik" dedi.
"Milletle buluşan, hakla, adaletle, emek hakkıyla yürüyenler değil namerde, merde dahi muhtaç olmazlar" diyen Davutoğlu, "Onurlu bir hayat için kutsal emeğini, alın terini döken işçilerimizin huzurunda söylüyorum, siyasetimizin esası bu ülkeyi bir daha ne IMF'ye ne herhangi bir uluslararası kuruluşa muhtaç etmemek. Değil namerde, merde dahi muhtaç olmayan onurlu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onurlu vatandaşları olarak her birinize en iyi hayat şartlarını sağlamak" diye konuştu.

"ALFABENİN İÇİNDEN HER TÜRLÜ HARFLERLE OLUŞAN TERÖR ÖRGÜTLERİ"
Hak-İş Konfederasyonu üyelerine, "Değerli Hak-İşli kardeşlerim, hakkı savunan kardeşlerim" diyerek seslenen Davutoğlu, "Biliyorsunuz 7 Haziran seçim sonuçlarından sonra kimi hayallere kapılan çevreler bir kez daha bazı kumpasları, bazı ayak oyunlarını siyasete sokmaya çalıştılar. Eskinin vesayet odakları, baskı grupları akıllarınca bir yönetim boşluğu olacağını düşünüp eski oyunlarından medet umdular. Onların en kullanışlı aleti de terördür, terör örgütleridir. 7 Haziran'dan bu yana birileri yine terör kartına sarıldı ve terörün her türlü rengini, alfabenin içinden her türlü harflerle oluşan terör örgütlerini, PKK'yı, DEAŞ'ı, DHKP-C'yi, MLKP'yi, hepsini üstümüze saldılar. Alçakça saldırılarla birliğimize, kardeşliğimize kast ediyorlar" ifadelerini kullandı.

"BARIŞ İDDİASINDA BULUNANLARA SESLENİYORUM"
Barış iddiasında bulunanlara emek dünyasının merkezinden seslenen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Diyarbakır'da Kurban Bayram namazını kıldıktan sonra bütün Anadolu adetinde olduğu gibi kahvaltı ailelerle yapılır, biz de kendi ailemiz bilerek terör saldırısında şehit edilen, katledilen iki aileyi ziyaret ettik. Biri garson Şehmuz'un ailesi. Bir çorbacıda garson olarak çalışıyordu. Diğeri Osman Bey, o çorbacıda çorba içmeye gitmişti. Osman Bey'in evinde her iki aileyle buluştuk. Bunların her ikisi de emekçiydi, her ikisi de zor şartlarda ailelerinin geçimlerini temin etmeye çalışıyorlardı. Osman Bey, oğlunun evlilik hazırlığı için çarşıya inmişti, nefeslenmek için bir çorbacıya girmişti. Şehmuz, o çorbacıda çalışan ve akşam ailesine bir nebze rızık götürmeye gayret eden biriydi. Her ikisi de hain terör örgütünün saldırısında canlarını feda ettiler. İşte bu dahi emeğin en büyük düşmanının, emeğe yönelik en büyük saldırının şiddet olduğunu, kaos ortamı olduğunu ortaya koyuyor. Bir kez daha terör olaylarında şehit düşmüş, hayatını kaybetmiş bütün vatandaşlarımıza, güvenlik güçlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Onların hakkını, hukukunu, emeğini korumak için de son bir terörist dahi kalmayana kadar mücadelemize devam edeceğimizi ilan ediyorum. Bilsinler ki kim terör kartına tevessül ederse hak ettiği cevabı alır. Terörün kimliğine bakmayız, dayandığı ideolojiye bakmayız, başkaları gibi 'Şu terörist, şu terör örgütüne karşı mücadele gerekir. Şu terör örgütüne sırtımızı yaslarız' gibi ayrım yapmayız. DEAŞ'a da, DHKP-C'ye de, PKK'ya da dimdik mücadelemizi sürdürürüz. Türkiye artık eski Türkiye değil, kimse boş heveslere kapılmasın. O günlere Allah'ın izniyle bir daha asla geri dönülmeyecek. Bu güzel ülkede emekçisiyle, emeklisiyle, yaşlısıyla, genciyle, köylüsüyle, kentlisiyle, kadınıyla, erkeğiyle kardeşçe, refah içinde kıyamete kadar bir arada yaşayacağız. 1 Kasım'dan sonraki yeni dönemde istikrar içinde bu hedeflerimize eskisinden çok daha büyük bir şevkle koşarak ulaşacağız. Yeni dönemde en önemli meselemiz daha fazla adalet ve daha hakça, yaygın bir paylaşım olacaktır. Yatırım, üretim, istihdam daha da artacak, tıpkı 2002'deki kalkınma seferberliğimiz gibi yeni bir seferberlik başlatacağız. Türkiye daha da büyüyecek, güçlenecek, değerin daha da hakça paylaşıldığı aydınlık günlere ulaşacak."

"ALLAH, O TERLERİ BİZİM TERİMİZLE BULUŞTURSUN"

Başbakan Davutoğlu, "Alnının teriyle, elinin emeğiyle önünüze gelen bir işçiden daha kıymetli ne olabilir" hadis-i şerifini hatırlatarak, "Böyle demiş Ulu Peygamber. Size kendi emeğinizden daha hayırlısı yoktur. Biz kendi emeğiyle onurlu bir hayat sürdürenler, emekçilerimiz bir şey söylediklerinde onu iki yapmayız ve onların gözüne baktığımızda noter veya benzer taahhütler değil sadece onların gözündeki ışığı, alınlarındaki teri görürüz. Allah o terleri bizim terlerimizle buluştursun ve terlerimizden yeni bir Türkiye inşa edecek gücü bize versin" ifadelerini kullandı.
"Biz elde edilen başarıyla yetinen bir siyasi kadro değiliz" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Her zaman geleceğe dair daha büyük hedeflerimiz var. Yeni dönemde de bu bilinçle hazırlandık ve işçilerimizin, emekçilerimizin hakları konusunda da çok daha dev hamlelere hazır durumdayız. Seçim beyannamemizi milletimizin beklentileriyle her yönüyle değerlendirerek milletimizle yazdık. Bu yeni dönemde çalışma hayatına, üretime dönük pek çok yeni uygulamayı da hayata geçireceğiz. Yeni dönemde asgari ücreti bin 300 TL'ye çıkarıyoruz. Yapılan işin tehlike sınırı yükseldikçe de asgari ücret yükselecek. Taşeron işçileri asli işlerde kamuda istihdam edeceğiz, bu meseleyi kökünden çözmeye kararlıyız. Dünyada bugün en büyük mesele, genç işsizlik sorunudur. Genç işsizlik sorunu siyasal, sosyal huzuru da yok edebilir. Onun için seçim beyannamemizde gençlerimizle ilgili devrim mahiyetinde atılımların önünü açtık. Eğer bir genç üniversiteyi bitirdi, hatta liseyi bitirdi, meslek sahibi, elinde bir proje varsa o projeyi getirecek, biz ona 50 bin lira karşılıksız, annesinden babasından aldığı para gibi helal ve bereketli bir ilk sermayeyi, cansuyunu ona vereceğiz. Gencimiz derse ki -bu istihdam açısından çok önemli- bu 50 bin lira başlangıç olarak olabilir ama benim sermayeme yetmez, bu sefer 100 bin lira ek olarak faizsiz kredi vereceğiz. Bunun hesabını çok yaptık, bu temeli olmayan, afaki bir vaat değil. Bakın bu yolla ne yapacağız; gençlerimiz bu 150 bin lira ile iş kurduğunda dese ki 'Ben vergi ödediğimde sermaye geliştiremem.' Biz de ona bu sefer 3 yıl sana vergi muafiyeti getiriyoruz. Bu projelerin hepsi tutar inşallah ama yarısı tutmuş olsa çok kısa bir sürede, 3 yıl sonra vergiyle kamuya gelir sağlayan birçok yeni girişim alanı ortaya çıkmış olacak. Bir gençlerimizin bu imkanı en iyi şekilde değerlendireceğine inanıyoruz. Eğer gençlerimiz derse ki 'Ben kendi işim değil de bir yerde çalışmak istiyorum.' O zaman da işverene dönük şunu söyleyeceğiz; 'Sen eğer bir genci istihdam edersen, o gencin maaşını 1 yıl boyunca biz ödeyeceğiz.' Böylece emek dünyasında gençlerin herhangi bir zorlukla karşılaşmadan istihdam edilmesinin önünü açacağız. Bu yolla çok ciddi bir istihdam alanı oluşacağına inanıyoruz. 1 yıl boyunca işbaşı eğitimi alacak, hem eğitim görecek hem maaşını devletten alacak hem de eğitilmiş bir elemanı işveren kazanmış olacak."

"EMEĞİN DEĞERLENDİRİLECEĞİ YENİ PROJELER YENİ DÖNEMDE"
Polislerin 2200 olan ek göstergelerinin 3000 bine çıkarılacağını yineleyen Davutoğlu, demokratik siyasete ve bu siyasetin öncülerine güç kazandırmak için ise Siyasi Etik Kanunu'nun çıkaracağını belirtti. Yüzde 15'ten yüzde 10'a indirilen Bağ-Kur'luların sosyal güvenlik primi kesintisinin tamamıyla kaldırılacağını söyleyen Davutoğlu, emekçi ve çalışanlar için TOKİ ile yeni bir hamle başlatıldığını kaydetti. Davutoğlu, "TOKİ evleriyle emekliler ve asgari ücretlileri konut sahibi yapacağız. Ayda 240 lira taksitle, uygun şartlarda bütün bu çalışan kesimi, özellikle de emeklilerimizi ve asgari ücretlileri ev sahibi yapmaya kararlıyız. İş yerlerinde 10 işçi çalıştırma zorunluluğunu da kaldırıyoruz. Genç işçilerimize 30 bin lira karşılıksız hibe vereceğiz. Ve daha pek çok yeni uygulama, imkan, fırsat ve emeğinizin değerlendirileceği yeni projeler, hepsi yeni dönemde" şeklinde konuştu.
13 yıl içinde Türkiye'nin atıl kapasitesinin en iyi şekilde değerlendirilerek büyük hamleler yapıldığını söyleyen Davutoğlu, "İlk nesil reformlarımızı büyük ölçüde tamamladık, şimdi ikinci nesil reformlarla demokratikleşme, yeni anayasa ve bu yeni anayasa neticesinde de çağdaş şartlarda çalışma hayatını güçlendirme noktasında bütün adımları atacağız" dedi.

"YENİ DÖNEMDE TEMEL DÜSTURUMUZ BU OLACAK"
Davutoğlu, Hak-İş'le AK Parti'nin dünyaya bakışlarında pek çok benzerlikler bulunduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"AK Parti İnşallah yeni döneme, Yeni Türkiye'ye daha da güçlü bir şekilde 'haydi bismillah' dediğinde 78 milyonun yüzü gülecek. Türkiye'yi bugünkü huzurlu, müreffeh, dünyada itibarlı konumuna taşıyan siyasi kadro yeni hizmetlerini hayata geçirdikçe bundan Türkiye'deki herkes, her kurum ama en fazla da emekçi kardeşlerimiz faydalanacaklar. Elbette de Hak-İş de bundan istifade edecek. Bu Kerbela gününde, Aşure Günü'nde, 10 Muharrem'de ilkemiz açık, daha fazla adalet, daha fazla hakça paylaşım. Yeni dönemde de temel düsturumuz bu olacak. Biz ülkemizin bütün emekçilerinin alınlarının ak, başlarının dik ve vakur olması için, dünyadaki bütün mazlumlara dönük zulmün bitmesi için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz."  iha

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler