Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Kosova dönüşünde; aralarında Akit Ekonomi Müdürü İbrahim Acar’ın da bulunduğu gazetecilere uçakta önemli açıklamalarda bulundu. İç ve dış gündemi değerlendiren Başbakan Erdoğan’ın en çarpıcı mesajı terörü bitirme süreciyle ilgili oldu. Erdoğan’ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:

- Günübirlik bir ziyaret oldu ve hayli hayli yoğun geçti. Nasıl buldunuz Kosova’yı?

- Gezimiz iyi geçti, özellikle Prizren’de coşkulu bir karşılama oldu. Çok eski dostum olan Hacı İlyas bizi kendi evinde ağırladı. Sürekli telefonla arar davet eder. 20-30 yıla dayanan bir dostluğumuz var. Hep beraber oraya gittik iyi oldu. Soyadları Ramazanoğlu ama buralıdır. Biz kendisini Hacı İlyas olarak biliriz. Hoca döneminden beri. Rahmetli Begoviç’in yanında sürekli çalışan çok gayretkeş biridir.

- Prizren’deki meydan konuşmanız büyük ilgi gördü…

- Buralarda önemli çalışmalarımız var. Sinanpaşa Camii’nin restorasyonunu TİKA yaptı. Necdet Paşa (Genelkurmay Başkanı Necdet Özel) geçtiğimiz günlerde dolaşmış. Oranın açılışını ben yapmıştım.

CHP, TEK PARTİ DÖNEMİNDE YIKTIĞI CAMİLERE BİR BAKSIN

- Haluk Koç’un ‘cami yıkımına karşı çıkarız’ açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Konuşmanın başını arkasını kesip yıldız yapıyorlar. “Eğer yol için caminin yıkılması gerekiyorsa biz onu yıkarız bir başka yere daha güzelini yaparız” dedim. Belediye başkanıyken Küçükköy’de küçük bir cami vardı. Yol geçmesi gerekiyordu. Tarihi camilere dokunamazsınız tabii ki ama biz orayı kaldırıp, uygun yere daha güzelini yaptık.

CHP gitsin, Fatih ilçesinde tek parti döneminde yıktığı camilerin envanterini arşivlerden çıkarsın yeter. Vakıflar genel müdürlüğüne yazı yazsın, resmi cevabını alsın 3 değil 5 değil. Gitsin kendisi sorsun öğrensin. Zaten işin aslı şu, İslam’da, Kur’an’da cami diye bir şey yok mescid var. Mescid ifadesi geçer. Cami toplanılan yer anlamında daha büyük bir fiziki mekanı demek. Mescid-i Aksa, Mescid-i Haram deniliyor. Aslı öyledir. Araplarda cami geçmez mescid var. Cami cem olunan yani toplanılan yer.

IRAK İLE HER AN HER ŞEY OLABİLİR

- Kılıçdaroğlu, “Türk vatandaşları Irak, Suriye, Lübnan sokaklarında rahat rahat dolaşamıyor. Bunun sorumlusu Erdoğan’dır” suçlamasına ne diyorsunuz?

- Bu zatın ve MHP’deki zatın adını anmayacağım. Diğerinin de adını anmayacağım. Onların adını anmayacağım sadece zihniyetlerini eleştireceğim. Arkadaşlar onlara cevap versinler. Onlar küfretsinler, hakaret etsinler. Irak’a bizim işadamlarımız gidip geliyor. İşlerini yapıyorlar. Cumartesi günü Hoşyar Zebari Ankara’ya geliyor. Ardından benim Dışişleri Bakanım Irak’a gidecek. Daha üst seviyede ziyaretler olursa şaşırmayın. Her şey olabilir. Irak Meclis Başkanı Nuceyfi gelmişti. Cemil bey gitti ziyarette bulundu.

SİYASETTE ACEMİ OLMANIN BEDELİ AĞIRDIR

Siyasette acemi olmak çok tehlikelidir. Acemiliğin bedelini ödemek çok ağırdır. Bazı vaatlerde bulunarak gidiyorlar ama görüşmeden geliyorlar. Sistani ile görüşebildi mi? Görüşemedi ama programda vardı. Tayyip Erdoğan parti genel başkanıyken Bush tarafından Oval Ofis’te kabul edildi. Meclis’te bunlar zamanında konuşuldu. “Hangi sıfatla dolaşıyor” diyorlardı ya o zaman. Gelişmiş demokrasilerde önemli olan seçilmiş olmaktır.

BİZ BİR DÜNYA PARTİSİYİZ

- İçeride bir muhalefetle karşı karşıyasınız. Dünya medyasından da muhalefet görüyorsunuz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Biz dünya partisiyiz. Yola çıkarken de ‘dünya partisi olacağız’ dedik. Bizim partiyle ilgili üniversitelerde tezler yazılıyor. Dünya gündeminde figüran değilsin. Gündem belirliyorsun. Dünyadaki ekonomik gelişmeler içinde varız. Dünya’da kendi kendisine yeten ülkeyiz. Paramız Rusya, İran, Çin gibi ülkelerle ticarette kullanılıyor. Bu durum bazı mahfilleri rahatsız ediyor. ‘Sen yürütmenin başısın’ ne demek? Bunu farklı bir anlamda söylüyor. Demek ki gelecek ile ilgili senin yürütmenin başına oynama gibi bir derdin yok. Bu hesap kişiyi bir yere götürmez.

15 EKİM’E NE OLDU? HANİ ÇÖZÜM SÜRECİ BİTECEKTİ!

- Çözüm sürecinde tıkanıklık nedir? Öcalan ile Kandil arasındaki uyuşmazlık mı?

- Kandil ile Öcalan arasındaki uyuşmazlık ortada. Tâ şeyden itibaren hatırlarsanız. Eli silahlı kimse kalmadı havasına girdiler. Ben önce yüzde 15’i çıktı dedim. Sonra da yüzde 20 dedim. Sonra kendisi de (Selahattin Demirtaş) kabul etti yüzde 20’yi. Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbaratı var. Çok daha daha farklı bir noktadayız. İnsani, elektronik bütün imkanlar kullanılıyor. GES; MİT’e devredilince daha da güçlendi. İdeal noktada değil ama dünden daha iyi konumda bulunuyor. 15 Ekim ne oldu. Bugün ayın kaçı. Hani çözüm süreci bitecekti? Ne oldu? Sağır duymaz uydurur meselesi. Biz hiçbir zaman güvenlik güçlerimizin yerini terk etmesi gibi bir iş içine girmedik. Öyle bir zaafiyet olabilir m? O zaman sorarlar nerede bu güvenlik görevlileri diye. Bizim açımızdan çözüm süreci yürüyor. Kararlıyız. İhlal eden bedelini öder. Süreci ihlal eden biz olmayacağız.

EKONOMİK BAĞIMSIZLIK

HAKKIMIZA MÜDAHALE ETTİRMEYİZ

- Çin ile füze anlaşması çalışmalarına eleştiriler geldi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Operasyonel, fiyat, ortak üretim, üçüncü ülkeye satış gibi 6-7 kriterlerin hepsinin puanı var. Gelen teklifleri hepsini puanladık. Savunma Sanayi Müsteşarlığı bunun planlamasını yapıyor ve önümüze getiriyor. Biz seçim yapıyoruz. Bizimle ortak yatırıma giren sadece Çin var. En düşük fiyatı veren Çin. Üçüncü ülkeye satışta en rahat yine Çin. Ardından Fransa ve İtalya konsorsiyomu 1 milyar dolar farklı geliyor. Ardından 200 milyon dolarla ABD ardından da Rusya 4 milyar dolarla geliyor. Ama kalitede en iyisi Rusya’nın ürünüdür. O da bir vakıa.

NATO’ya cevabım şudur; şu anda NATO’nun 9 ülkesinde hâlâ Rusya’nın füzesi var. Bunu envanterinde çıkarmaları gerekir, hâlâ çıkarmadılar. Çin’den alınacak ürünün NATO standardı test edilecek. Daha biz bir yıl önce Çin ile ortak tatbikat yaptık. NATO’nun bundan haberi var. Müzakere safhasındayız herhangi bir çatlak olmazsa devam edeceğiz. Biz ülkemizin bağımsızlık hakkına müdahale ettirmeyiz. Ekonomik bağımsızlık konusundaki çok önemli bir husus.

-Te­lif­ler­de de­ği­şik­lik olur­sa ka­rar de­ği­şir mi?

Ka­pa­lı zarf usu­lüy­le ge­len tek­lif­ler bun­lar. 6 yıl­dır de­vam eden bir sü­reç­tir. Bu sü­reç­te de­ği­şik gö­rüş­me­ler ol­du. Sa­yın Oba­ma ile de Pu­tin ile de ko­nuş­tum. Pu­tin in­di­rim yap­tık­la­rı­nı söy­le­di ama faz­la bir de­ği­şik­lik ol­ma­dı. Çin yet­ki­li­le­riy­le bi­zim Sa­vun­ma Sa­na­yi­i Müs­te­şar­lı­ğı­mız mü­za­ke­re saf­ha­sın­da. Şu an­da di­ğer ta­raf­lar­da de­ği­şik bir tek­lif var mı yok mu bil­mi­yo­rum. Ge­lir­se dü­şü­nü­lür. Çin mü­za­ke­re­ler­den vaz­ge­çer­se an­cak di­ğer ta­raf­lar­la gö­rüş­me ih­ti­ma­li do­ğar.

30 BÜYÜKŞEHİR’DEKİ TEMAYÜL ÇALIŞMALARI KASIM’A KADAR BİTER

- Başkan adaylarını belirleme çalışmalarınız nasıl gidiyor? Adaylar ne zaman netleşir?

- Eski 16 büyükşehirde il ve ilçe belediye başkanlıkları için temayül çalışmaları yapıyoruz. Bu çalışmanın cumartesi günü bitirilmesini bekliyoruz. İlçe, il, kadın, gençlik ve meclis üyelerimizin kanaatleri önemlidir. Sıkıntıya düştüğümüz yerlerde kamuoyu yoklaması yapacağız. Nihayetinde 10 kişilik ekip olarak son değerlendirmelerde bulunacağız. Önümüzdeki ayın 9’unda da yeni büyükşehir olan 14 ilimize heyetler gidip çalışacak. Temayüller gelir gelmez kararlarımızı netleştireceğiz. Meclis üyeliği adayları için de aynı sistem işleyecek.

- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını diğer partilerin adaylarına göre mi belirleyeceksiniz?

- Biz kimseye göre belirlemeyiz. Onlar bize baksın…

MİT’İN BİZDEN ÖNCE KİMİN ETKİSİNDE OLDUĞU BELLİ

- MOSSAD’ın havaalanlarında pasaportsuz olarak operasyon yapma yetkisi olduğuna dair haberlere ne diyorsunuz?

- Böyle bir şey olabilir mi? Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bilmiyorum. Böyle bir şey yok. İsrail bir açıklama yaptı. Bütün yazılan çizilen konusunda. İsrail, Türkiye ve ABD ilişkilerini bozmaya yöneliktir. Ben bu açıklamayı daha makul buluyorum. MOSSAD eski başkanıymış falan. Böyle bir adamın bir NATO üyesini NATO’dan çıkarmayı teklif etme hakkı var mı? Bunları konuşmak bile abestir. Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak böyle bir şey bilmiyorum. Bizim iktidarımızdan önce bizim istihbaratı kimlerin yönettiği belli Önüne gelen herkesin etkili olduğu bir yerdi. İstihbaratın başındaki kişiler medya mensuplarıyla ikili ilişkiler içindeydi. Tamam bu ilişkiler olabilir. Neticesi neydi. Bu ikili ilişkiler vatan için millet içinse olabilir.

HAKAN FİDAN MİLLETE HİZMET EDİYOR

Hakan Bey’in hedef alınmasının farklı bir boyutu var. Bu iş bugün başlamadı. Birkaç ay öncesinden başladı. Hatta Oslo sürecine kadar dayanan bir süreç; o süreçte Hakan Fidan’ın görevlendirme sürecinde bu görevlendirmeyi yapan benim dedim. Bir şey sorulacaksa bana sorulsun. Emre Beyi de Afet Hanımı da biz görevlendirdik. Hakan Fidan benim bürokratım ve benim verdiğim, millete hizmet görevini yapıyor.

HAKAN FİDAN TEBRİK EDİLMESİ GEREKİRKEN, HEDEF ALINIYOR

Bunlar tebrik edilmesi gerekirken eleştiriliyor ve hedef alınıyorlar. Özellikle Hakan Bey İmralı sürecinde bu işin yürütülmesinde görev aldı. Bunları yürütürken ülkenin refahı huzuru için yaptılar. Akil insanlardan Allah razı olsun. Ülkenin mutluluğu ve refahı için gidip dolaştınız. Biz bunların neticesinde demokratikleşme paketini çıkardık. Yapılan saha çalışmasının neticesinde oldu. Açıkladığımız paket büyük bir memnuniyetle karşılandı. Avrupa Birliği övdü. Milletten de olumlu bir destek gördü. İdari olanlar bitti. Yasayla ilgili olanlar bana geldi. İmzalayıp, Meclis’e sevk edeceğiz. İnşallah süratle bunların adımlarını atmış olacağız. Bazıları; Başbakanın kimseyle görüşmediğini ve kafasındakini deklare ederek karar verdiğini iddia ediyor. Bir kere bizim işimizde kesinlikle istişare var. Arkadaşlarımla istişare ederim. Dışarıdan dinlemem gerekiyorsa dışarıdan dinlerim. Demokratikleşme paketi sürecinde 5 toplantıya ben bizzat başkanlık ettim. Beşir Bey 15 toplantıya başkanlık etti. Baraj konusunda muhalefet tek alternatif sunamamıştır. Söyledikleri tek şey baraj düşsün diyorlar. Biz arkadaşlarımızla görüştük ve üç alternatif geliştirdik.