Kafkas Üniversitesi Hastanesi'nde yine bir ilk…

Kafkas Üniversitesi Hastanesi'nde yine bir ilk…

Geçtiğimiz aylarda Kalp Cerrahisi alanında “Mükemmel Bilim Adamı” ( Execellence of Cardiovascular Surgery) ödülü alan Prof. Dr. Ömer Faruk Doğan’dan Kafkas Üniversitesi Hastanesi'nde yine bir ilk…

Volkan KARABAĞ / KARS MANŞET

Kars’ta Yine Bir İlk : Diyaliz Hastası Kronik Böbrek Yetmezlikli Hasta, Kafkas Üniversitesi Uygulama ve Araştırma  Hastanesinde Sağlığına Kavuştu...                                           

A.U. isimli bayan diyaliz hastası şiddetli göğüs ağrısı ve aşırı yorgunluk hissi ile Kafkas Üniversitesi hastanesine acilen kaldırıldıktan sonra yapılan kalp anjiografisinde üç ana damarında tıkanıklık tespit edildi. Hastaya by-pass kararı alındı ve yoğun bakımda gerekli ön hazırlık ve tedavilerinin ardından Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Faruk Doğan ve ekibi tarafından açık kalp ameliyatına alındı. Hastanın üç damarına by-Pass ameliyatı gerçekleştirilen A.U. Yoğun bakım tedavilerinin ardından şifa ile taburcu edildi.

Konu ile görüştüğümüz Prof. Dr. Ömer Faruk Doğan, bu türden ek ciddi rahatsızlığı olan hastaların ölüm risklerinin diğer hastalara göre daha yüksek olduğunu, çok iyi bir alt yapısı ve tecrübesi olan kalp cerrahisi kliniklerinde ancak böyle açık kalp ameliyatlarının gerçekleştirilebileceğini söyledi.                                         

Kafkas Üniversitesi Hastanesinde Kalp ve Damar Cerrahisi kliniklerinde Diyaliz bağımlı Hasta olarak yatırılıp ameliyat edilen ilk hasta:

Kafkas Üniversitesi hastanesinde ilk defa bir diyaliz hastası bu denli ciddi bir ameliyat olduğunu ifade eden Prof. Dr. Doğan, böbrek yetmezlikli hastalarda kalp ve damar rahatsızlıklarından erken ölüm riskinin diğer hasta gruplarına göre 15-20 kat daha fazla olduğunu ve diyaliz hastası olanların yılda bir kez mutlaka kalp hastalığı yönünden taramadan geçirilmesini önerdiklerini ekledi.

Prof. Dr. Doğan, kalp damar cerrahisi kliniklerinin ve yoğun bakımlarının acil durumlardaki hem erişkin hem de çocuk hasta gruplarının ameliyatları için hazır olduğunu komşu iller olan Ardahan ve Iğdır’dan da hastalarını kendilerine müracaat ettiklerini söyledi. Sağlık turizmine çok ehemmiyet veren bir klinik olduklarını ve hastanede gerekli alt yapı ve donanımlarının bu türden hizmet için hazır olduğunu da belirtti.

Özellikle Böbrek Hastaları ve Şeker Hastaları önemli hasta gruplarımız:

Bu hastalar, ciddi kalp rahatsızlıklarına erken dönemde yakalanabiliyorlar. Böyle ek rahatsızlıkları olan ve kalbi zorlayıcı efor harcayamadıkları için ‘bilinmeyen bir Kalp ve Damar hastalığı’ tehlikesi ile karşı karşıya kalabilen birçok hastanın olduğunu belirten Prof. Doğan, bu iki ciddi hastalığın beraber de bulunabildiğini ancak hastaların tanıda bazen çok geciktiğini ve büyük bir bölümünde kalp krizine rağmen ağrı hissedilmediğini, bu hastaların birçoğunun son aşamada kliniklere başvurduklarını belirtti. Bu nedenle hastaların cerrahi girişime giden süreçte, hastalıklarına karşı erken önlem alma şansı da maalesef bazen kalmadığını da belirten Dr. Doğan, Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı olarak hizmete başladıklarından beri ciddi sayıda operasyon gerçekleştirdiklerini belirtti.

Prof. Dr. Ömer Faruk Doğan, diyaliz ve şeker hastalarında belirti vermeyen kalp hastalığı riski konusunda tüm halkımızı uyarıyor. Bugün için bilimsel kanıtlar göstermektedir ki; diyaliz gerektiren böbrek yetmezliği ve beraberindeki şeker hastalığında en hayati girişim cerrahi müdahale olarak kabul edilmektedir. İnsanlarımızın açık kalp ameliyatlarından korkmamalarını, aksine hayatlarının konforu ve ilerde tekrar kalp kriz riskinin cerrahi girişimlerle azaltılabildiğini bilimsel çalışmalar da desteklemektedir.’’ dedi.

Hastanemizde Her Türlü Açık Kalp Ameliyatları Yapılabilmektedir:

Günümüzde açık kalp ameliyatları, böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giren hastaların korkulu rüyası olmaktan çıkmaktadır. Yoğun bakım şartlarında yapılan özel tedaviler ile vücuttaki zararlı maddeler diyaliz ve ultrafiltrasyonla temizlenerek, hasta ameliyata hazırlanıyor. Kanın vücut dışında filtre edilmesi ile yapılan bu tedaviler sayesinde, hastanın bypass sonrası iyileşme süreci de kısalıyor. Bir diyaliz hastasının aynı zamanda kalp hastası olup olmadığını anlamak ancak ileri tetkiklerle mümkündür. Çünkü bu hastaların efor kapasiteleri düşük ve günlük aktiviteleri de sınırlıdır. Yani kalbi zorlamazlar. Kalpte zorlanmadığı için tipik göğüs ağrıdı bu hastaların çoğunda olmamaktadır. Bu da oluşan kalp ve damar rahatsızlıklarının ortaya çıkmasını engellemektedir. Böbrek hastalarının büyük bir bölümü aynı zamanda diyabet hastasıdır. Maalesef diyabet nedeniyle kronik böbrek yetersizliği de gelişmiş olduğundan bu hastalar ani ölüm riski gibi büyük bir tehdit altındadır. Böbrek hastalarının olası bir kalp hastalığı riskine karşı önlem almaları şansı da erken tanı konulamadığı için düşüktür. Böbrek hastası olan aynı zamanda hastayı kronik böbrek yetmezliğine götüren diyabet de, sinir uçları harabiyetine neden olduğundan, hastanın kalbinde bir sorun olsa bile bu sorunun en önemli belirtilerinden biri olan göğüs ağrısı hissedilmemektedir.                              

Tanı ve tedavide titizlik Esastır

Böbrek hastalarında kalp ve damar hastalıklarının oluşmasında vücuttaki üre ve kalsiyum dengelerindeki oranlar bozulur. Bu nedenle bu türden ciddi ve riskli hastalar detaylı ve hassas bir şekilde incelenerek, ön tedavi ile cerrahiye hazırlanmalıdır. Günümüzde gelişen teknoloji bir çok ameliyat risklerini azaltabilmekte, daha kolay takip edilebilir hale getirmektedir. Bu hastalarda ön tedavi niteliğindeki ‘sıvı tedavisi’ yapılarak, böbreklerin süzme kabiliyeti de artırılmakta, ve ölüm riskleri en aza indirilmektedir.

Böbrek hastaları için kalp ameliyatı sorun olmaktan çıkıyor      

Günümüzde kalp hastalıkları ile böbrek hastalıkları bir arada olduğunda bu hastalara hayat kurtarıcı bir takım tedavi seçenekleri öneriyoruz. Maalesef şeker ve böbrek hastalarının beraber olduğu hastalarda koroner stentler her zaman çok iyi sonuçlar vermiyor. Böbrek yetmezliği hastalarına ameliyat öncesi uygulanan bir takım özel tedaviler ve sonrasında kalp damarlarına bypass operasyonu ya da kapak operasyonunu çok daha kolay hale getirmektedir.

Ameliyattan önce diyaliz tedavisi yaparak iyileşme süreçlerini kısaltabiliyoruz

Böbrek hastalarına, yoğun bakım şartlarında uygulanan erken dönemdeki diyaliz ve ultrafiltrasyon seçenekleri çok önemlidir. Geçmiş yıllarda kronik böbrek yetmezliği sorunu olan hastalara yoğun bakımlarda diyaliz yapılamıyordu. Gerek hemodiyaliz sırasında hastanın tansiyonundaki bozulmalar, gerek hemodiyaliz makinelerinin taşınılamaz oluşu nedeniyle yoğun bakım şartlarına alınamaması, hastalara bu imkanı verememekteydi. Günümüzde bu artık sorun olmaktan çıkmıştır. Kronik böbrek hastası ameliyattan bir gün önce diyalize girip, ek tedavi görebilmektedir. Böbrek hastalarına kalp ameliyatı başarı ile uygulanabilir.

Çok uzun yıllar diyalize giren hastalar artık kalp ameliyatları için kliniğimize başvurabilir veya ileri tetkiklerini yaptırabilirler.

Kafkas Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanemizde “Kronik diyalize’’ bağımlısı hastalarda koroner bypass ya da kapak ameliyatlarının yapılabiliyor olmasının bölge halkı için bir şans olduğunu belirten Prof. Dr. Doğan, yüksek risk grubundaki bu özellikli hastaların her türlü kalp ve damar cerrahisini kliniklerinde açık ya da kapalı usulde yapılabildiğini belirtti.

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler