Kars Emniyetinden KESK açıklaması

Kars Emniyetinden KESK açıklaması

Kars Emniyetinden KESK açıklaması

Kars Emniyetinden KESK açıklaması

  Kars Emniyet Müdürlüğü, 14 Kasım 2009 Cumartesi günü basın açıklaması yapmak isteyen KESK üyelerinin gözaltına alınmasıyla ilgili basında çıkan haberler üzerine yeniden bir açıklama daha yapıldı.

  Kars Emniyet Müdürlüğü’nün resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamada, “14 Kasım 2009 Cumartesi günü saat 12.00 sıralarında Kars il merkezi Faikbey Caddesi üzerinde kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşü gerçekleştiren ve yapılan tüm uyarılara rağmen kanunsuz eylemlerini sürdürmekte ısrar eden kişiler, haklarında adli işlem yapılmak üzere yakalanarak gözaltına alınmış, sevk edildikleri adli mercilerce tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilerek serbest bırakılmışlardır” denildi.

  Açıklamada ayrıca, “Bahse konu olayla ilgili olarak, basın yayın organlarında yer alan bazı gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılan yorum ve değerlendirmelerde: Basın açıklaması adı altında yapılan kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemek ve katılmak suçunu işleyen, yapılan tüm uyarılara rağmen eylemlerine devam etmekte ısrar eden kişiler hakkında, kanunların amir hükümleri doğrultusunda polisin yürütmüş olduğu görevini ve bu görevin yerine getiriliş tarzını kınayarak, suç işlemek şüphesi altındaki bahse konu şahısların demokratik haklarını kullandıklarını iddia etmişlerdir” ifadeleri yer aldı.

  ULUSAL VE ULUSLARARASI MEVZUAT VE İÇTİHATLAR

  Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının uluslararası sözleşme ve belgeler ile ulusal hukukta ayrıntılı bir şekilde düzenlendiğinin de hatırlatıldığı açıklamada, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 11. Maddesinin 1. fıkrasında; "Herkesin asayişi bozmayan toplantılara" katılma hakkına sahip olduğu, 2. fıkrasında ise, bu hakkın demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabileceği belirtilmiştir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/8-65 E.N, 2004/117 K.N.)

  “3.10.2001 gün ve 4709 sayılı Yasanın 13. maddesi ile yeniden düzenlenen Anayasamızın 34. maddesinde ise, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesi ile örtüşük şekilde; herkesin, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğu belirtildikten sonra, bu hakkın ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabileceği ve kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usullerin kanunda gösterileceği öngörülmüştür” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/8-65 E.N, 2004/117 K.N.).

  “Toplantı ve gösterinin, bu düzenlemeler ve hakkın genel niteliği dikkate alınarak, devletin müdahale etmemesi gereken bir özgürlük olduğu yorumu yapılabilirse de, Devlet bir yandan geçerli bir neden olmaksızın toplanma özgürlüğünü ihlal etmekten kaçınırken, diğer yandan da bu hakkın kullanılmasını sağlamak için gereken önlemleri de almak zorundadır.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/8-65 E.N, 2004/117 K.N.)

  “Ülkemizde de bu hakkın Anayasa'nın 34. maddesi ve uluslararası sözleşmelerdeki hükümlere uygun olarak kullanılmasını sağlamak üzere, toplantı ve gösteri yürüyüşleri, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasında ayrıntılı olarak düzenlenmiş, Yasanın 1. maddesinde; Yasanın amaç ve kapsamı belirlendikten sonra; 3. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin, önceden izin almaksızın, bu Kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğu, … 10. maddesinin 1. fıkrasında; toplantı yapılabilmesi için, düzenleme kurulu üyelerinin tamamının imzalayacakları bildirimin, toplantının yapılmasından en az 48 saat önce ve çalışma saatleri içinde toplantının yapılacağı yerin bağlı bulunduğu valilik veya kaymakamlığa verileceği hükmü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak için bildirim zorunluluğu getirilmiş olup, bu zorunluluğun nedeni, kamu düzenini yakından ilgilendiren bu özgürlüğün kullanılmasında yetkili otoritelerin barış ve düzeni korumak için gerekli önlemleri alması, idarece yerine getirilmesi gereken işlemlerin eksiksiz olarak yapılmasının sağlanması, kötüye kullanılması ve yasaya aykırı hareket edilmesi halinde de sorumluların tespitidir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/8-65 E.N, 2004/117 K.N.)

  2911 Sayılı TGYK’nun “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde; Toplantının belirli konular üzerinde halkı aydınlatmak ve bir kamuoyu yaratmak suretiyle o konuyu benimsetmek için gerçek ve tüzelkişiler tarafından bu Kanun çerçevesinde düzenlenen açık ve kapalı yer toplantılarını, gösteri yürüyüşünün ise yine belirli konular üzerinde halkı aydınlatmak ve bir kamuoyu yaratmak suretiyle o konuyu benimsetmek için gerçek ve tüzelkişiler tarafından bu Kanun çerçevesinde düzenlenen yürüyüşleri ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.

  2911 Sayılı TGYK’nun 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanunun 422. Maddesiyle değişik “Yasaklara Aykırı Hareket” başlıklı28. maddesinde; Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılanların, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde, bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır.

  Açıklamada daha sonra şu ifadeler yer aldı:

  “Kamuoyunu basın yayın organları aracılığı ile aydınlatmak olarak da tanımlayabileceğimiz basın açıklamalarının izin ya da bildirim gibi herhangi bir şekil veya şarta bağlanması söz konusu olamaz. Yukarıda bahsedilen ulusal ve uluslararası mevzuat ve içtihatlar çerçevesinde söz konusu olay incelendiğinde; gerçekleştirilen eylemin, basın açıklaması olmadığı, kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşü olduğu, yapılan hazırlıklar, atılan sloganlar ve açılan pankartlardan da anlaşılmaktadır. Temel hak ve özgürlükler ile demokrasinin koruyucusu ve teminatı olan polis, bu olayda da kanunlarla kendisine verilen görevi yerine getirmiştir.

Ayrıca küçük bir kız çocuğunun yapılan eyleme alet edilerek istismar edilmesini de vatandaşlarımızın vicdanına bırakır, kamuoyuna saygıyla duyururuz”

Önceki ve Sonraki Haberler