Medine-Konya-Kars Üçlüsü

Medine-Konya-Kars Üçlüsü

Türk Kadınları Kültür Derneği İstanbul Şubesi Başkanı (TÜRKKAD) Yazar Cemalnur Sargut, Kar's Otel'de Kafkas Haber Ajansı (KHA) yazarı Mehmet Duman'ın sorularını cevapladı.

Yazar Cemalnur Sargut: Medine-Konya-Kars Üçlüsü

16-18 Ekim tarihlerinde düzenlenen 2. Uluslararası Harakani Sempozyumu için Kars’a gelen Uluslararası Tasavvuf Sempozyumları düzenleyen Türk Kadınları Kültür Derneği İstanbul Şubesi Başkanı (TÜRKKAD) Yazar Cemalnur Sargut, Kar’s Otel’de Kafkas Haber Ajansı (KHA) yazarı Mehmet Duman’ın sorularını cevapladı.

HOCAM KARS YOLCULUĞUNUZ NE ZAMAN BAŞLADI.KAÇINCI GELİŞİNİZ ?

Hz. Harakani ile alakalı Kars’a dördüncü gelişim. İlk defa Sadık Yalsızuçanlar’ın ‘Cam ve Elmas’ kitabını okuduktan sonra Hazreti (Ebu-l Hasan Harakani) tanıdım. Daha önce çok iyi tanıdığım Mesnevi’den Hazretin (Ebu-l Hasan Harakani) aynı Hazret olduğunu öğrendim. Çünkü Mesnevi’de biliyorsun isim verilmiyor Harakani diye. İlm-i Ledün diyorlar. Din ilminin sahibidir o. Çok kıymetli anlatıyor, bir çok hikayesinde bahsetmiş.Hz. Mesnevi’de hatta Bistam’a Bayezid’in onu nasıl keşfettiğini,nasıl anlattığını, nasıl geleceğini müjdelediğini, tipini tarif ettiğini, üç sene sonra gelecek,benim ilmimden ilimleşeceğini anlatmış. Ve İbn-i Sina ile yaptıkları görüşmeyi, İbn-i Sina’nın gelip yad edişini anlatmış. Ben bunları biliyordum, ama isminin Harakani olduğunu bilmiyordum. Bu benim eksikliğim.

Daha sonra tabi kendi üzerimde çok derin bir çalışma yaptım. İlk geldiğim yıl Sadık Bey benim çok yakın dostum. Beni Yavuz Uzgur Hoca ile tanıştırdı. Hayatımın basamaklarından biridir, Yavuz Hocayla tanışmak. Sonra büyük bir lütfa mazhar oldu ve Yavuz Hoca lütfetti bana, Hazretin (Ebu-l Hasan Harakani) Silke-i Şerif’ini hediye ettiler. İstanbul’da bir Tasavvuf Müzesi açmak istiyoruz. Bu müzede Silke-i Şerif’i yerleştireceğiz. Bu şekilde bir samimiyetle yakınlaştık.

Daha sonra başka bir lüfta uğradık. Yavuz Hoca büyük mücadelelerle Harakani Kültür Merkezi’ni yapmak istiyordu. Biz acizane o merkeze bir oğlumuzun yardımıyla yardım yaptık. Ve böylece de sonra yapılan 3 sempozyumda da görev almak nasip oldu.

Şimdi ben bu sempozyumların sanki bir hizmet eri oldum. Katılmamız nasip oluyor. Bazı yerlerde de ayrıca değişik vazifelerde alabiliyorum.

HOCAM HER GELİŞİNİZDE SİZİ NASIL BİR MANEVİYAT DUYGUSU KAPLIYOR?

Yani mesela Allah’ın bir lütfu olarak Kabe’ye senede iki sefer giderim. Her gidişimde de hiçbir zaman aynı olmaz yani. Çok farklı hissediyorum. Burada da tamamen aynı şekilde çok farklıdır. Bu gelişim, hakikaten ilk üç gelişimden de daha farklı. Bu sefer Hazret bizi çok ikramla karşıladı. Hem otelimiz hem Hazretin bizi ağırlayışı ve benim kendi yolumdan şeyhlerle beraber oluşum. Onların bana gösterdikleri sevgi çok etkiledi beni.

Ben bunun hepsinin Harakani Hazretleri’nden geldiğine inanıyorum. Onların ölü olmadığını ezeli ve ebedi diri olduğuna inanıyorum. Ölülerin biz olduğumuzu ve onlarla yakınlaştığımızda lütfediliyoruz. Zaten iç dünya ile alakamız kalmamış. Mecburen biraz bağlanıyoruz, vazifeler itibariyle. Bu bakımdan Kars, benim için Medine, Konya, Kars üçlüsü oluşturdu.

SEMPOZYUM’A KATILAN ŞEYHLERLE NE GİBİ PAYLAŞIMLARINIZ OLDU?

Kendileri Nakübül Eşraf yani peygamber torunları. Tabi şu da var ki görüntülerimiz çok farklı. Kendileri uzun sakallı, cübbeli. Şeyhler o kadar mübarek insanlar ki beni de adam yerine koyup, sevgi gösterdiler. Tevazu gösterdiler. Bende onları hocama Kenan Rifai Hazretlerine yapılmış bir hürmet olduğunu, benim şahsıma olmadığına inanıyorum.

Burada tabi Türkiye için çok büyük bir güzellik var. Harakani Hazretleri nuruyla farklı görünüşte öğretmenlerin birbirlerine göstermiş olduğu sevgi, saygı ve kıyafetle bu işin hiç alakalı olmadığını aslında gönülden gönüle akan bir ilişki olduğunu ve Allah’ın bunu sevdiğini, insanları sofrasında toplarken o büyük sultanın ne kadar farklılıkları sevgiyle bir arada tuttuğunu, ben Hz.Mevlana’da da bunu çok görüyorum. Yani o kadar farklı insanlar bir araya gelir ki şaşarsın.

Zaten  Ebu Sait Hazretleri, Harakani Hazretlerinin en yakın dostu. ’Gel her ne isen gel, nerde olsan yine gel’ sözü Ebu Said Hazretlerine ait. Fakat Hz. Mevlana’da bu tür bir yaşantı sürdüğü için ona atfedilmiş. Yani dolayısıyla Ebu Said Hazretlerinden geldiğine göre aslen Ebu-l Hasan Harakani Hazretlerinin sözü oluyor.

KARSLILARIMIZLA BİR ARAYA GELİP SOHBET ETME OLANAĞI YAKALADINIZ MI?

Bir kere Yavuz Hocam beni Kars’ta bir konferansa davet ettiler. Kars halkı hep beni dinlediler. Allah razı olsun. Tabi bilemiyorum tamamının görüşlerini ben genelde geldiğimde hizmetçilik vazifesiyle geliyorum. Ama ben İstanbul’da tanıdığım bütün Karslıların ne kadar dürüst, ahlaklı olduğunu gördüm. Burada da gene aynı şeyi konuşuyoruz. Lokantasından, oteline, sokaktaki adamına kadar saygılı, hürmetkar, edepli Anadolu manasını yaşayan kişiler olduğunu, belki herkes Harakani dostu değil ama herkes manen ondan feyz almış gözüküyor. O bakımdan Kars bizim için çok sevilen bir şehir.

HOCAM AZ ÖNCE ŞEYHLERİN GÖRÜNTÜ FARKLILIĞINDAN BAHSETTİNİZ. İSLAM DİNİNE GÖRE DAHA MODERN GİYİNİYORSUNUZ.DIŞARDAN FARKLI DÜŞÜNCELER YARATABİLİYOR.SİZ NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

Benim hocam Kenan Rifai Hazretleri 1950’de vefat etmiş. Hem Osmanlı’nın son dönemi hem de Cumhuriyet’in ilk döneminde yaşamış. Yani hem tekke devrinde yaşamış hem de tekke sonrası. Görmüş olsaydınız çok şık. Gümüş bastonu, gözlüğü, takım elbesi ile şık bir beyefeni. Çok Fransızca konuşan, 8 dil lisan bilen ve Atatürk’ün bile kendisine Milli Eğitim Bakanlığı teklif ettiği ama o biz din adamları siyasete atılmayız dedi.

Şimdi bu derece derecedir. Senin gibi insanlara daha kültürel seviyesi yüksek olan şeyhler tesir ederler. Anadolu’da şalvarla, çoturla gezene de  bu tür şeyhler tesir ederler. Bunlara takılıp kalmamak lazım. İçlerindeki ilmin ne derecede olduğuna mesela bizim adımıza tevazu çok önemlidir. Tevazunun neresinde olduklarına bunlara dikkat etmek lazım. Bizde mesela ne kadar iki gruba ayrılmışız. Bir kısım öbürlerine düşman, öbürü öbürüne düşman.

Asıl bizim yapacağımız yani mana yolunda insanların yapacağı tek şey kıyafetlerine göre insanları değerlendirmemek ve onların görevlerine bakarak onları değerlendirmek. Bu şekilde de Türkiye’de bölünmeleri engellemek lazım. Çünkü bölünmeler, hep dış toprakların sınırlarda oynadığı aynı oyunları bizim geldiğimiz görünüyor.

Şimdi kıyafetler bölücü oldu. Kürt, Türk meselesi bölücü oldu ki Türkiye’de böyle bir mesele yoktu. Ben 60 yaşındayım.hiç görmemiştim daha önce. Efendim Alevi Sunni meselesi hep var ve buradan kışkırtıyorlar. Alevi Sunni diye bir şey olamaz. Zaten hepimiz Ali evinden çıktığımız için Hz. Ali’ye  aşığız. Ali’ye aşık olmayan Sunni, Sunni değildir. Ehlibeyt’e aşık olmayan insan müslüman değildir. Onun için bir fark gözetilemez. Bizim için yapacağımız tek şey imanın doruk noktası farklılıkları hoş görüp herkesin inancına hürmet etmek ama peygamber ve Allah sevgisinde birleşen herkesi kardeş kabul ederek onun diğer öbür kusurlarını görmemezlikten gelmeliyiz.

HOCAM TÜRKİYE’DE İSLAM DİNİ ŞU AN NE BOYUTTA ?

Türkiye uzun bir süre dinsiz bir devre geçirdi. Dinsizliğin empoze edildiği, bizim Tasavvuf ehlinin plerde kaldığı, ben ilk televizyonlara çıkmaya başladığımda Tasavvuf diyemedim,tekke diyemedim,hoca diyemedim.Hiç birini kullanamıyorduk her şey yasaktı ki bu benim çocukluğumda bile böyleydi.Benden önce daha daha böylemiş.

Şimdi her zaman buna tepkiler olur.Bir yerde bir şey yükseldi mi tepki olur.Tepki nasıl olur?Bu sefer din inançları daha şekli yani taassubi olur.Dolayısıyla bu yavaş yavaş dengelenip,orta noktayı bulacaktır.Ben buna iman ediyorum.Sırat-ı müstakimde birleşilecek.Yani herkes peygamberin İslam 73 fırkadır.72’si bölünecek,bölünmeyen tek fırka,Fırka-i Naciye’de yola gelecek.Yani birbirimize hürmet öğreneceğiz.İslam bu demek.Kurban kesince Peygamber Efendimiz kurban kesince koyunun en büyük kısmını komşusu olan Yahudi’ye yollamış.Yani buradan bakarsan peygamberin bütün dinlere olan saygısı farklılıklara hoşgörüsü, kendi evinde kendisinin bir Hristiyan ailenin kendi evinde yaptırışı,yani onlar tek tanrılı dine inanıyorlar ondan vazgeçmesin diye anlaşılıyor ki peygamber bu Hıristiyan bu Musevi diye dışlamamış.Bu gün yaşasalardı, bu Sunni bu Alevi diye de dışlamayacaklardı.Ya da şu mezhepten, bu tarikattan, bu yoldan, farklı yollardan olabiliriz. Kimimiz İngilizce bir kolejde okuruz, kimimiz Fransız kolejinde kimimiz Alman lisesinde  ama öğrendiğimiz matematik ve fizik aynı.O zaman farklılıkları hoş görmeye,  benim lisanım en üst diyince o zaman hoşgörü kalkıyor,ortada.

İşte burada en büyük şansımız Harakani Hazretleri’nin inanılmaz hoşgörüsü,gelip Kars’ı tercih etmesi demek ki burada hoşgörü tohumları ekilebilir,diye düşünüyorum.

HOCAM IŞİD’İN KENDİNİ İSLAMİ ÖRGÜT VE İSLAM DEVLETİ KURMAK İÇİN OLUŞTUĞUNU SÖYLÜYOR.AVRUPADA’Kİ İNSANLAR BU DURUMDAN DOLAYI İSLAM’A KARŞI OLUYOR?

Amerika yaptı,nasıl karşı olurlar.IŞİD’i Amerikalılar yaptılar.IŞİD’in başındaki adamın Yahudi olduğu kesin ve ispatlanmış durumda herkes biliyor,bunu bütün Türkiye,bütün dünya .Yani Amerika’nın genel bir oyunudur,silahını satmak için.Yani işte Irak’a girdi bir şey beceremedi. Halkı kendinden nefret etti.Şimdi tekrar oralara girebilmek için bu sefer IŞİD’ı buldu.IŞID diye bir şey yerleştirdi oraya.Bu İslam filan değil.Böyle bir örgüt İslam olamaz.İslami hiçbir değer taşımıyor.Ona bakarsan Hitler’de Hristiyanım diye insanları katletti.Hristiyanlar mı katliam yaptı dediler,hayır.Yani Hitler’inde Yahudi olduğu  çıktı meydana.

Bunların hepsi bazı grupların Yahudiler değil,Siyonizm’in,Kominizm’in, Kapitalizm’in yani dünyadaki İzm’lerin dünyaya hakim olma çabalarının son çırpılışlarıdır.

Burada bizim yapacağımız tek şey İslam’ı,hakiki İslam’ı yaşamak.Biz hakiki İslam’ı yaşarsak Allah’ın dediğinden başka bir şey olmaz. Ankebut Suresi’nde Allah buyuruyor ki;’Onlar bir mühendisin ağını ördüğü gibi örümcek ağı örerler.Ben bir parmağımla onları yok ederim.’diyor.Yani ne oyun oynanırsa oynansın.Sonuçta kararı verecek olan Allah.Bizde bunları hak ediyoruz.Çünkü müslümanlar birleşmiyor.

Senelerdir hocam Samiha Ayverdi yazıyor.Bütün müslüman liderlere mektup yazdı.Birleşin beraber olun diye.Birleşmiyorlar.Birleşmedikleri,aşırı israf yaptıkları paraları luzumsuz şeylere harcadıkları sürece Gazze feci durumda görüyorsun,hiç yardım yok.Bilakis Mısır tam bir İsrail ajanı gibi davranıyor.

Bu durumda şu yapıları iki yönde alalım.Birincisi Amerika batıyor ve batmadan önce son çırpınışlarını yaşıyor.İkincisi biz doğru İslam’ı yaşamadığımız için Allah bize ceza veriyor.Ne zaman ki doğru İslamı yaşarız,ben ne yapabilirim dersen ben kendimi çapımda doğru İslam’ı yaşayarak etrafa örnek olabilirim.

Şimdi insan bir IŞİD’e bakar,birde bana bakar.Eğer ben doğruyu yaşıyorsam,hakiki İslam bu, demek ki bu İslam değildir.Bunu gösterebilmeliyiz.

Amerika’da acizane bir İslam kürsüsü kurduk.Ben Amerika’da dersler veriyorum,on küsür senedir.Sonuçta benim Amerika’da gördüğüm insanların akın akın Müslüman oluyor.Bunun sebebi de onlar IŞİD’e bakıyorlar. Onun Müslüman olmadığını anlıyorlar.Kuran-ı Kerim’i alıp okuyorlar.Hakiki Müslümanlık bu diyorlar.Peygamberin hayatını okuyorlar, inanamıyorlar. Kadına  verdiği değeri,hürmeti,saygıyı, yere göğe koymayışını dünyada hiçbir dinde kadın bu kadar yüceltilmemiştir.

Kim ne derse desin,başörtüsü hareketi var ya,başörtüsü hareketi bir kadın devrimidir.Ben başörtü takmıyorum.Takmayacağımda ama bir kadın devrimidir.Dünyada hiçbir din kadına devrim yapma hakkı tanımaz.Yalnız İslam.Burada kadının İslam da ne kadar yüce olduğunu ve o halde bütün bunları düşündüğün zaman tek bir din var,İslam.

Avrupa’da Kiliselerde yaptığım konuşmalarda da söylüyorum.Hiç biriniz Hıristiyanlık üzere hareket etmiyorsunuz,diyorum.Neden, diyorlar.Evleniyorsunuz,diyorum.Sizin peygamberiniz evlenmemiş diyorum.Efendim şu yanağınıza vuralım,Allah aşkına buna vur diye uzatmıyorsunuz.Kalkıp savaşıyorsunuz.Siz Müslümansınız farkın damısınız,diyorum.Tamamen Müslüman şeriatına göre bütün insanlık idare ediliyor bugün.Peygamberin hayatına göre.Ama biz peygamberin hayatını bilmiyoruz.Oturup IŞİD’i ezberliyoruz.Kim peygamberin hayatına bakıyor.

Düşünebiliyor musunuz,Mekke’yi almak için orayı feth edeceği zaman,düşünebiliyor musun tam feth edecek,Mekkeliler yalvarıyorlar,barış diye.Atıldığı, herşeyin elinden alındığı yerden barışa rica ediyorlar.Hz.Ömer diyor ki;’Yapmayalım,efendim çok kuvvetliyiz.Burayı zapt edebiliriz.’

Peygamber;Hayır diyor.Allah’ın emri var.Karşı taraf barış istediğinde biz kuvvetlide olsak,savaşamayız,diyor.’ Ve kötü şartları kabul ederek,yani bir kere silin Allah’ın Resulü değildir,diyorlar.Bunu kabul ediyor.Sil diyor Hz.Ali’ye.Hz.Ali ilk defa itiraz ediyor.’Ben silemem o ismi Allah size verdi.’diyince göster ben çizeyim,diyor.Yaz Allah’ın kuludur, diye diyor ve bütün parayı pulu Mekke’ye vermek üzere hatta Medineliler küsmüşler de biz sizi bu kadar ağırladık,aşık olduk,sevdik.Siz bizim malımızı Mekke’ye verdiniz diyince;’Ben sizden değil miyim’diyor.

İşte bu gün örnek alacağımız kişiler Harakani Hazretleri,onları anlatmalıyız.Örnek alacağımız kişiler Mevlana onları anlatmalıyız.İslam bunlar.Onları anlatırsak öbür tarafın hakiki İslam olmadığını,uydurulmuş ve İslam olduğu düşünülen batı tarafından hazırlanmış boyutlar olduğunu çok iyi anlar,bu oyuna gelmeyiz.

HOCAM YÜREĞİNİZE SAĞLIK.SON OLARAK KARS İÇİN DİLEKLERİNİZİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ?

Tabiki benim gönlüm,yani çok senelerdir Türkiye’de acizane işte böyle genel çok büyük sempozyumlar hazırlamak nasip olmuş,bir grubuz biz.İlkleri yaptık.Yaptırıldık yani,kim oluyoruz ki. Onun için diliyorum ki Kars’ta çok daha modern şartlar altında Hazretin manası çok daha geniş yerlere iletilsin.Ben bunun için bir erim.Yani hizmetçi bir erim.Mesela bu sene ilk defa  Amerika’da Pakistan asıl bir öğrencim geldi.Simültane Tercüme odaları yapılsın.Tercümeler çok kötüydü,bu sene.Herkes tercüme edildiği anda dinlesin.Perdeden herkes okuyabilsin yani İngilizce konuşurken,Türkçe’sini okuyabilsin.Bu şekilde de daha çok yetiştirilsin.

Mesela iki sene önce Hacı Bayram Veli Hazretleri için yaptığımız sempozyumlarda batı hiç tanımıyordu, Hacı Bayram Veli’yi.Oxford Üniversitesi Hacı Bayram Veli Okutmanları diye bir ders koydu.Bu bizim acizane İrfan-ı Kamilleri dünyaya tanıtma çabamız.

Diliyorum ki Oxfrod Üniversitesi Harakani Okutmanları diye bir ders koysun.Çünkü Oxford,bayağı Mesnevi üzerine çalışmalar yapıyor.İnşallah bütün dünya da çok iyi tanısın,çok iyi bilsin…

Aynı zamanda Allah’ın büyük bir lütfuyla,büyük gayretlerle çalışarak Türkiye’de ilk Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Üsküdar Üniversitesi’nde kurduk. kha

Önceki ve Sonraki Haberler