Milletvekili Mehmet Uçum'dan Çarpıcı Açıklamalar

Milletvekili Mehmet Uçum'dan Çarpıcı Açıklamalar

AK PARTİ KARS MİLLETVEKİLİ AV. MEHMET UÇUM;

- “90’LI YILLARDAKİ OPERASYONLAR KÜRT HALKINA KARŞIYDI. KÜRTLERİN İNKAR VE ASİMİLASYONU ÜZERİNE YÜRÜTÜLÜYORDU” 

- “ÖZ YÖNETİM” İLANI ADI ALTINDA ÜLKE BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZMAYA ÇALIŞAN BU FAALİYETE BÜTÜN ÜLKENİN HEP BİRLİKTE KARŞI DURMASI LAZIM” 

- “DOĞUSU İLE BATISI İLE KÜRDÜ İLE TÜRK’Ü İLE ALEVİSİ İLE SÜNNİSİ İLE TÜRKİYE’NİN BÜTÜN KİMLİKLERİNE SAHİP ÇIKMAKTIR BUGÜN OY KULLANMA MESELESİ”

AK Parti Kars Milletvekili Av. Mehmet Uçum, kamu düzeninin olmadığı yerde, hukuk düzeninin olmadığı yerde egemenlikten bahsetmenin mümkün olmadığını belirtti. 

Uçum, son günlerde yapılan operasyonların reaksiyonel olduğunu ve yapılana karşı yapılması gereken operasyonlar olduğunu söyledi.

Doğu ve Güneydoğu’da kamu güvenliğinin kalmadığına dikkat çeken Milletvekili Av. Mehmet Uçum, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kamu güvenliği kalmadı. Hukuk düzeni kalmadı. Tapu düzeni kalmadı. Otoriter bir alternatif devlet oluşturuldu. Bir gölge devlet oluşturuldu. Kars’ın sosyolojik yapı sebebiyle Kars’ta tam egemen değil ama Kars’ın da çeşitli yörelerinde bunların olduğunu biliyorsunuz. Şimdi kamu düzeninin olmadığı, hukuk düzeninin olmadığı bir yerde egemenlikten söz edebilir misiniz? Edemezsiniz! Bu operasyonlar reaksiyoneldir. Yani yapılana karşı yapılması gereken operasyonlardır. Ama unutmayın Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi. “Çözüm süreci buzdolabındadır. Çözüm süreci bitmiştir” demedi. Dikkat edin bu son derece önemli bir laftır. Bir ürünü niye buzdolabına koyarsınız? Bir korumak için bozulmasın diye. İki ihtiyaç duyduğunda kullanasın diye” dedi.

“90’LI YILLARDAKİ OPERASYONLAR KÜRT HALKINA KARŞIYDI. KÜRTLERİN İNKAR VE ASİMİLASYONU ÜZERİNE YÜRÜTÜLÜYORDU”

Bu operasyonlar 90’lı yıllardaki operasyonlar gibi değildir diyen Milletvekili Mehmet Uçum,

“90’lı yılları hatırlayın. 90’lı yıllardaki operasyonlar Kürt halkına karşıydı. Kürtlerin inkar ve asimilasyonu üzerine yürütülüyordu. Köyler yakılıyor, köyler boşaltılıyordu. İnsanlara köy ortasında işkenceler ediliyordu. Kendi çocuklarının önünde. O operasyonlar ırkçı operasyonlardı. Kürtleri yok etmeye, Kürtleri bastırmaya yönelik operasyonlardı. Bu operasyonlar ise gayri milli hale getirilmiş, terör ve şiddet kimliğini öne çıkarmış bir örgütün demokrasiyi hedef alan, Türkiye’nin bütünlüğünü hedef alan eylemlerine karşıdır. Türkiye’de Kürtler, Türkiye’de Türkler, vesayetçi makamlardan başkaları gelsin onlar vesayet kursun diye mi kurtuldu? Bir dönem ordu vesayeti, bir dönem yargı vasiyeti, bürokrasi vesayeti ile mücadele eden bu halk, gelsin bu sefer örgüt vesayet kursun diye mi bu işleri yaptı. Bu operasyonlar bu vesayetlere karşıdır. Yine halkın güvenliği içindir. Ama unutmayın eğer bir yerde askeri yöntemleri devreye sokuyorsanız onun zararlandırıcı sonuçları çok can yakar. Ve şu anda canımız yanıyor. Bu ülkede bu terör şiddet operasyonu sarmalında ölen herkes bu ülkenin bir değeridir. Ve onlar için canımız yanıyor. 40 binin üzerinde insan kaybettik, bırakın 40 bini bir bine bile artık katlanamayız. O yüzden bu düzenin sağlanması lazım. Bu kamu güvenliğinin sağlanması lazım. Hukuk düzeninin sağlanması lazım” diye konuştu.

“ÖZ YÖNETİM” İLANI ADI ALTINDA ÜLKE BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZMAYA ÇALIŞAN BU FAALİYETE BÜTÜN ÜLKENİN HEP BİRLİKTE KARŞI DURMASI LAZIM”

“Öz yönetim” adı altında Türkiye’nin bütünlüğünün bozulmaya çalışıldığını ifade eden Milletvekili Uçum,

“Öz yönetim” ilanı adı altında ülke bütünlüğünü bozmaya çalışan bu faaliyete bütün ülkenin hep birlikte karşı durması lazım. Bizim şu anda her şeyden daha önemli ihtiyacımız Türkiye’nin demokratik bütünlüğünü korumaktır. Biz bütünlüğü koruyamazsak ne ekonomimizi geliştirebiliriz. Ne gündelik ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz, nede güven içinde yaşayabiliriz. Nede çocuklarımıza güvenli bir gelecek bulabiliriz. Yapamayız. O yüzden 1 Kasım bizim ikinci Kurtuluş Savaşımız bakımından özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da aslında bir halkın yeniden kendini ifade etme seçimi olacak. Bin yıllık ittifakı bozmaya çalışıyorlar. Altını çiziyorum. Alparslan ile Eyyübu’nun temellerini attığı bin yıllık Kürt-Türk ittifakını bozmaya çalışıyorlar. Bu basit bir operasyon değil. Bu ittifakı bozamayacaklar. Sadece patinaj yaptırıyorlar ülkeye, sadece kargaşa çıkarıyorlar ve bunu devamlı kılmaya çalışıyorlar. Ama bu halk şehir ayaklanması çağrılarına evet demedi. Yine militan eylemlerle yürütüyorlar. Artık bu halkın Türk’ü ile Kürdü ile Doğu ve Güneydoğu’daki bu halkın etle kemik gibi iç içe geçmiş bu halkın birlikte davranması, yeniden birlikte davranması vaktidir bugün” şeklinde konuştu.

“DOĞUSU İLE BATISI İLE KÜRDÜ İLE TÜRK’Ü İLE ALEVİSİ İLE SÜNNİSİ İLE TÜRKİYE’NİN BÜTÜN KİMLİKLERİNE SAHİP ÇIKMAKTIR BUGÜN OY KULLANMA MESELESİ”

Türkiye’de yaşayan herkesin 1 Kasım’da oyunu çok iyi kullanması gerektiğine dikkat çeken Uçum, daha sonra şunları söyledi:

“Düşünün bölgesel egemenlikler kurulduğunda Batı’da yaşan Kürt yurttaşlarımız ne olacak? Bir aileyi alıyorsun, herhangi bir yerde git Bursa’ya, git İzmir’e, git Kırşehir’e, git Burdur’a, git Trabzon’a her hangi bir aileyi alıyorsun içinde Kürdü’de var, Türk’ü de var, Laz’ı da var, Çerkez’i de var. Temas etmediği bir kimlik yok. Bizim kimliğimiz böyle iç içe geçmiş bir kimliktir. Allah korusun ben olacağına ihtimal vermiyorum. Hedef Yugoslavya’daki gibi bir iç savaştır. Nasıl Bosna’da aynı aileden insanları birbirine karşı kışkırtıp o katliamları yaptılarsa hedefte burada odur. Şimdi buna karşı bizim demokratik yöntemlerle ve oydan başka imkanımız yoktur. Oy o yüzden son derece önemlidir. Bu halk Türkiye’de yaşayan bu millet, Türk’ü ile Kürdü ile bütün kimlikleriyle oyunu çok etkili kullanabilmiştir. Oyunu kendini korumak için kullanabilmiştir. Hamle yapmak için kullanabilmiştir. Değiştirmek için kullanabilmiştir. Geçmişe bakın Demokrat Parti ile değişim hamlesi yapmıştır. 60’tan sonra Adalet Partisi ile darbecilere karşı tutum almıştır. 70’ten sonra Ecevit üzerinden bir değişim hamlesi yapmaya çalışmıştır. 80’den sonra Özal üzerinden bir değişim yapmaya çalışmıştır. AK Parti ile beraber bu değişimi kalıcılaştırmaya çalışmıştır. Demek ki bu halk ihtiyacı olduğunda, ihtiyacını gördüğünde oyunu etkili kullanabilir. Bugün bu halkın oyunu kullanmasının temel esası artık Türkiye’nin demokratik bütünlüğü korumaktır. Türkiye’ye sahip çıkmaktır. Doğusu ile Batısı ile Kürdü ile Türk’ü ile Alevi'si ile Sünni’si ile Türkiye’nin bütün kimliklerine sahip çıkmaktır bugün oy kullanma meselesi. Tabi ki ekonomi önemlidir, tabi ki iş önemlidir, tabi ki o önemlidir, şu önemlidir, tabi ki iyi yaşam koşulları önemlidir, kimse bunların önemsiz olduğunu ileri süremez. Ama bunların gereğini hangi koşullarda yerine getirebiliriz. Her gün kim ölecek korkusuyla, kim ölecek endişesiyle yarın başımıza ne gelecek endişesiyle yaşadığımız koşullarda bunların gereğini tam olarak yerine getirebilir miyiz? Bazı köyler talepte bulunuyor araç gönderemiyoruz. Niye? Güvenli değil. Bu koşullarda bunu yapabilir miyiz? Bazı yerlere gitmeyin diyorlar. Niye? Güvenli değil. Biz halkımızla buluşma imkanlarından mahrum kalırsak, onların isteklerini hayata geçirecek istişareleri nasıl yapacağız. Beraberlikleri nasıl kuracağız. Demek ki bu seçimdeki meseleye, 1 Kasım’daki meseleye geleceğimizle alakalı olarak çok daha büyük bir mesele olarak bakmak lazım.”

Önceki ve Sonraki Haberler