Soylu Ardahan'da Demokrasiyi Konuştu!
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Ardahan'da AK Parti Siyaset Akademisinde konuştu.
Soylu Ardahan'da Demokrasiyi Konuştu!
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, "Dünyadaki en stratejik gücümüz demokrasidir. Altınımız yok, petrolümüz yok ama bir tek kaynağımız var insan, en zengin kaynağımızdır insan, eğer o insanı iyi bir şekilde eğitebilir, kendi bütün medeni anlayışımızla beraber onu donatabilir, onu öz güveniyle beraber dünyada rekabet haline getirebilirsek o bizim petrolümüzdür, o bizim altınımızdır, o bizim yer altı ve yer üstü zenginliğimizdir” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Ardahan’da AK Parti Siyaset Akademisinde konuştu. AK Parti il binası toplantı salonunda düzenlenen AK Parti Siyaset Akademisinde konuşan Soylu, dünyadaki en stratejik gücümüzün demokrasi olduğunu belirterek, “Dünyadaki en stratejik gücümüz demokrasidir. Altınımız yok, petrolümüz yok ama bir tek kaynağımız var insan, en zengin kaynağımızdır insan, eğer o insanı iyi bir şekilde eğitebilir, kendi bütün medeni anlayışımızla beraber onu donatabilir, onu öz güveniyle beraber dünyada rekabet haline getirebilirsek o bizim petrolümüzdür, o bizim altınımızdır, o bizim yer altı ve yer üstü zenginliğimizdir. İnsanı da bu hale getirebilmek için zihnini daraltan değil, onu etkisiz bir eleman haline getiren değil, onun varlık sebebi olan bütün zenginliklerini ona bahşeden Allah’ın onu tanımlamasına dokunmamak lazım. Onun gücüne, mimarsa mimari gücüne, ressamsa ressamcı gücüne, inşaat mühendisi onun gücünü açık hale getirebilmektir. Onun için İbni Sina oldu bu topraklarda, onun için Piri Reis oldu bu topraklarda, onun için Mimar Sinan oldu bu topraklarda, çünkü zihin güçleri artarak devam etti. Oysa aynı eğitim sisteminden geçirdiğiniz, tek tipleştirdiğiniz, aynı kıyafeti giydirdiğiniz, böyle olmazsan yanlış söylersin ah diye sabahtan akşama kadar eğitim sistemi ile korkuttuğunuz bir çekince içerisinde olduğu bir yapıdan bugün herkesin kendisini rahatlıkla ifade edebildiği, kimliğini, inancını, dinini, örfünü, adetini rahatlıkla ifade edebildiği bir Türkiye’yi çok daha iyi bir noktaya getirebilme gayreti içerisinde olunduğu için bu Demokratikleşme reformları yapılıyor. Bir film vardı, bir otobüs bomba yerleştirmişler otobüsün içerisine durduğu an patlayacak, Türkiye’nin Demokratikleşme Reformları böyledir. Buna ihtiyaç var çünkü çok bastırılmış, şu anda dengeli bir şekilde toplumun bütün kesimlerinin onayını alır, onları rahatlatır, onların bakın bölünmesini değil, kardeşliğini artırabilir bir şekilde ortaya konan bir tabloyla Türkiye karşı karşıya” dedi.
“TÜRKİYE'DE CİDDİ BİR MUHALEFET PROBLEMİ VAR”
Soylu, bugün Türkiye de bir iktidar probleminin olmadığını ama ciddi bir muhalefet problemi olduğunu ifade ederek, “Kuru inatla siyaset yapmaktan ziyade bilgiyle dünyanın bize öngördüğü ihtiyaçlarla, toplumumuzun talep ettiği ihtiyaçlarla ve coğrafyamızın, bölgemizin bize ortaya koymuş olduğu jeostratejik ihtiyaçlarla birlikte siyaset yapmanın çok daha da doğru olduğuna inanıyoruz. Rakiplerimizin de öyle olduğuna inanıyoruz. Bugün belki de en temel sıkıntılarımızdan bir tanesi Türkiye de bir iktidar problemi yok ama Türkiye de ciddi bir muhalefet problemi var. Bakın demokratikleşme ile ilgili Ak Parti hem kendi kuruluş bildirgesine, kendi tüzüğüne, kuruluş programına ve ondan sonra iki temel belgeye, birincisi 2023 vizyonu siyasi belgesine, ikincisi ise bundan tam bir yıl önce gerçekleştirilmiş bir kongrede 4. Olağan kongrede 63 maddelik siyaset vizyonuna ait olarak kendi teşkilatların da bunu tartışarak, kamuoyu oluşturarak, bütün Türkiye’ye deklare ederek, bir siyasi partinin en önemli organı olan kongreden bunu geçirterek bir demokratikleşme, bir reform paketi ortaya koydu. Bunu da uzun zamandan beri topluma bir şekilde anlatmaya çalışarak, bir taraftan akil adamların Türkiye’de çözüm süreciyle birlikte ortaya koymuş olduğu bütün Türkiye’yi dolaşarak elde ettikleri bilgileri de burada harmanlayarak, o akiller raporunda harmanlayarak çok açık bir şekilde uzun zamandan beri bunu deklare etmektedir.
Gerek seçim sistemiyle ilgili, gerek toplumsal ve bireyin haklarına yönelik olarak ortaya koyan, gerek Türkiye’de bugüne kadar oluşmuş birtakım mağduriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik, gerek tek tipleştirmeye yönelik, milletimize yönelik tek tipleştirmeci anlayıştan milletimiz bir şekilde kurtarabilmek adına birçok adım atıldı. Bunlar eksik olabilir, şunları şunları yapmadınız denilebilir, şunları şunları eksik yaptınız denilebilir ama bir öneri ortaya getirilebilir. Belki de AK Parti’nin en büyük bahtsızlığı ve şansızlığı bir muhalefet anlayışıyla, yani üretken bir muhalefet anlayışıyla karşı karşıya kalmamasıdır” dedi.