Terör olmasa İsviçre olurduk

Terör olmasa İsviçre olurduk

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, terör yüzünden 30 yılda 400 milyar dolar kaynağın heba olduğunu söyledi.

Terör için 30 yılda, 400 milyar dolara yakın kaynağın harcandığına işaret eden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Terör olmasa Güney Doğu İsviçre gibi olurdu" dedi.

Yıldırım, katıldığı NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Oğuz Haksever'in sorularını yanıtlayan Yıldırım, ilk olarak dün yapılan BDP-İmralı görüşmesiyle gündemde üst sıralara tırmanan terör ve Kürt sorununa değindi.

Yıldırım şunları söyledi:

"Tabii Türkiye'nin yıllardan beri gündemi terördür. 30 yılı aşkın süredir bundan mağdur olan insanımız var. Bir çok ailede terörün kalıcı acıları devam ediyor. Terörü ülkenin gündeminden çıkarmak en öncelikli konu olmuştur. Bunun için iyi niyetli girişimlerde bulunduk.

İlk göreve geldiğimizde Doğu'daki vatandaşlarımızın isteği üzerine olağanüstü hali kaldırdık; Kürtçe yayın, anadilde eğitim gibi çok daha fazla şeyler de yaptık ama terör faaliyetleri konusunda istediğimiz noktaya gelemedik.

Bu bizim için arzu edilen bir şey değil. Can kayıplarını, yerine koyacak hiçbir şey zaten yok.

Terör yüzünden 400 milyar dolar kaynak heba oldu gitti. Bunu bölgenin kalkınmasına, eğitimine, refahına harcamış olsak o bölge Avrupa, İsviçre gibi bir konuma gelirdi.

Bu konuda her zaman şeffat ve net olduk. Bir kere şu silahlar sussun diyoruz, masum insanlar ölmesin. Orada yaşayan insanlarımız terör baskısı altında kendilerini ifade etmekle ilgili bir sorun yaşamasın.

Silvan saldırısından sonra her şey değişti ve bizim için güvenlik her şeyden önemli hale geldi. Terör, namlusunu insanlar üzerinden kaldırmadan hiçbir şey konuşulmaz dedik ve ciddi bir mücadele yapıldı. Bundan sonra da ciddi bir konuma geldi terörle mücadele. Şu unutulmamalıdır, terörle mücadele aynı kararlılıkla devam edecektir.

Bunun yanı sıra öteden beri devam ettiğimiz, demokratikleşme faaliyetlerimize de hız vereceğiz. Terör olunca bunlar da engelleniyor. Yol yapıyoruz engelleniyor, havaalanı yapıyoruz kundaklanıyor. Terör örgütü kimlerle konuşuyorsa kimlerin iradesinde ise dürüst davranmalılar. 'Silah bırakıp memleketin sorunlarını konuşalım' demeliler.

Güney Doğu'nun geri kalmasını bize fatura etmek de doğru değil. Her türlü tehdide rağmen, biz 10 senede 35 katrilyon yatırım yaptık. Teörle mücadelede herhangi bir esneme, gevşeme olmaz. Ama terör örgütünü etkileyen veya terör örgütünden etkilenen siyasi parti BDP ve terörün başı Öcalan bu konuda sorumlu davranır, 'artık bunu bırakalım bu işler rayına girsin' derse hayırlı bir yola girilmiş olur, bekleyip göreceğiz."

YASADIŞI DİNLEME İÇİN YENİ DÜZENLEME

Ulaştırma Bakanı, Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı 'dinlenme' konusuna da değindi.

Konunun yeni bir konu olmadığını söyleyen Yıldırım, hukuki prosedür içerisinde incelemelerin devam ettiğini söyledi.

Yıldırım, "Mutlaka bir sonuca varılacak. Ancak işin vahim tarafı, bu işe cesaret edebilme büyük bir olaydır. Tehlikenin boyutunu gösteriyor Başbakan'ın dinlenmiş olması. Bu yapılıyorsa sıradan vatandaşın endişelenmesini hiç yadırgamamamız lazım.

O yüzden de biz bu dinlemelerle ilgili keyfiliği ortadan kaldırmak için yasal bir düzenleme yaptık. 2005'ten önce bütün istihbarat kuruluşları operatörlerle dinleme yapabiliyorlardı. Bu böyle olmaz dedik. Bunları denetleyen ve disiplin getiren, dinlemeyi zorunluluğa dönüştüren bir düzenleme yaptık ve TİB kuruldu.

Bu önemli bir adımdı. Mahkeme de yasadışı yapılan dinlemelerin hiçbir şekilde delil olarak kabul edilmeyeceğine karar verdi. Yasadışı dinlemelerle ilgili her türlü tedbir alındı ama toplumdaki algı değişmedi. Onun için belki uygulamadaki sorunları aşmak için yeni düzenlemeler lazım.

Dinlemenin bir istisna haline getirilmesi gereklidir. Delil toplamada başka çare yoksa son çare olarak dinleme yapılmalıdır. Tabii terörle mücadelede bu yapılabilir. Bunlarda kısıtlama yapmak doğru değil."

ANGOLA'DAN SONRA DÜNYA İKİNCİSİYİZ

Bakan Yıldırım, sıkça eleştirilere konu olan 'iletişim vergisi' ile ilgili de şu değerlendirmeleri yaptı:

"İletişim vergisi çok konuştuğumuz bir mesele. Dünya sıralamasında bir ülke bizi geçiyor. Angola'dan sonra bir varız, 5 kalem vergi var. Diğerleri KDV'den başka bir şey almıyor. 2009'da önemli bir adım attık, 'Türkiye bilgi toplumu olacak' dedik. Bunların olması için internet kullanımının yaygınlaşması gerekiyordu.

Bu vergilerle yaygınlaşması mümkün değildi. Maliye Bakanı'nı ikna ettik, 2009'un Mart ayında internetten özel iletişim vergisini kaldırdık, mobildekini de yüzde 5'e indirdik. Bu sayede internet kullanımında önemli bir yol aldık.

Özel iletişim vergisi konusunda da bakanlıklar ikna olmuş durumda. Uygun ortamda bu sene içerisinde bu konuya yoğunlaşmış olacağız."

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler