Yunus Kılıç, AK Parti adına konuştu!

Yunus Kılıç, AK Parti adına konuştu!

AK Parti Kars Milletvekili Yunus Kılıç, ihraç edilip geri gönderilen tarım ürünlerine ilişkin, "Bu ürünlerden bizim kriterlere uygun olmayanlar toplumun tüketimine sunulmuyor." dedi.

AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, TBMM Genel Kurulunda AK Parti grubu adına konuştu.

İYİ Parti, Danışma Kurulu toplanamadığı için ihracattan geri dönen tarım ürünlerine ilişkin araştırma önergesinin bugün görüşülmesini, grup önerisi olarak TBMM Genel Kurul gündemine getirdi.

İYİ Parti Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlu, yurt dışındaki vatandaşların yemeyip insan sağlığına zararlı olduğu için iade edilen ürünlerin imha edilmesi, tutanaklara geçirilmesi ve Bakanlığın bunu duyurması gerektiğini söyledi. Çulhaoğlu, bu ürünlerin iç piyasada satışa sunulup sunulmadığının araştırılmasını istedi.

HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, çilek, domates gibi iade edilen bu tarım ürünlerinin sessiz sedasız iç pazara sunulduğunu, toksik madde içeren ürünlerin iç pazarda tüketilmesinin önlenmesi gerektiğini belirtti.

CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, tarım alanlarını, çevreyi koruyup gözetirken tarımsal üretim ve üreticilerin zarar görmemesi, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğünün çevre, tarım ve insan sağlığını gözeterek, güvenli alternatif çözümler üretmesi, zirai ilaçların ruhsatlarının ve dozlarının güncellenmesi gerektiğini ifade etti.

AK Parti Kars Milletvekili Yunus Kılıç, 4,5 milyon ton ihracat içinde sadece geriye dönen ürünün 450'de bir olduğunu aktararak, Türkiye'de bütün prosedürlerin, yönetmeliklere uygun şekilde yapıldığını bildirdi.

Kılıç’ın TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşma metni şöyle:

“Saygıdeğer milletvekilleri, saygıdeğer arkadaşlar; Türkiye yılda 50-60 milyon tonun üzerinde sebze ve meyve üretiyor ve bunun yaklaşık olarak 4 milyon 500 bin tonunu, 5 milyon tonunu da ihraç ediyor ve bu arada da Türkiye'de yine bütün dünyada olduğu gibi yaklaşık 500 etken maddede 2.500'ün üzerinde tarımsal mücadelede kimyasal ilaç kullanılıyor. Dolayısıyla bu kadar büyük bir alanda yurt dışına giden ürünlerimizden de elbette geri dönenler oluyor. Bunların ne kadar olduğuna, hangi oranlarda kabul edilip edilemeyeceğine bakmamız lazım öncelikle. Bu 4,5 milyon ton ihracat içerisinde arkadaşlar, geriye dönen oran sadece dört yüzde 1, dört yüz ellide 1 yani yüzde 0,20'nin daha altında bir ürün dönüşü oluyor.

Özellikle konuşmacıların kaygı duydukları, haklı olarak kaygı duydukları bir alana da cevap vermek lazım. "Dönen ürünler ne oluyor?"

Arkadaşlar, bazen ürünlerde random, rastgele muayene yöntemleri vardır. Bütün ürünlerde, bütün partilerde yapmak mümkün müdür? Yapılabilir ama maliyetlidir. Her ürün, her numunenin aşağı yukarı ihracatçı firmaya 700 euroluk bir maliyeti yani bugünkü Türk parasıyla 5 bin liralık bir maliyeti var. Dolayısıyla bazı ürünlerde dünyanın da kabul ettiği ve dünyada da uygulanan şekliyle rastgele numune alınır. Yaklaşık olarak bu yüzde 20 civarındadır. Dolayısıyla yüzde 80'ine dünyanın da kabul ettiği bir sistem içerisinde her zaman bakamayabiliyorsunuz. Siz üreticinizi, ilaç kullananınızı, kimyasal mücadele yapanınızı ne kadar eğitirseniz eğitin bunun içerisinde bu bilgiye, donanıma, tecrübeye, hatta hassasiyete uymayacak insanlar çıkacaktır 80 milyonluk bir ülkede yaşıyoruz biz.

Türkiye'de bütün prosedürlere, yönetmeliklere uygun bir şekilde yapılıyor. Ruhsatlandırmaları Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü yapıyor. İhracatta geri dönen ürünlerin ülkemize daha girmeden ihraç edildiği ülkede birtakım analizleri yeniden yapılıyor karantina etmenleri yönünden ve ilaç kalıntıları yönünden. Eğer sıkıntılı bir hâl varsa gümrük anlaşmalarımız itibarıyla oralarda imha ediliyor veyahut da bazı ürünler dünyada daha yüksek kriterleri kabul eden başka ülkelere ihraç ediliyor.

O yüzden, bizim ülkemizin de kendi kriterleri var ve bu ürünlerden bizim ülkemizdeki kriterlere uygun olmayanlar asla toplumun tüketimine sunulmuyor. Bu konuda bütün milletvekillerinin duyarlılığı önemli ama bilmeleri gereken bunların tamamı dikkatli bir şekilde yapılıyor.

İYİ Partili bir konuşmacımız "Buğday ithalatı..." dedi. Arkadaşlar, Türkiye buğday konusunda, özellikle tohum konusunda ithalatçı değil ihracatçı bir ülkedir. Aldığından fazlasını un olarak, irmik olarak ve bisküvi olarak katma değerleri yüksek çeşitli ürünler şeklinde satmaktadır.

Yıl sonunda şuna bakmamız lazım hepimizin: İhracatımız nedir, ithalatımız nedir? Bizim yıllık cari dengeye katkı olsun diye tarım ürünlerinde 5 milyar dolarlık bir fazlamız vardır yani ihracatı ithalatından fazla olan bir ülkeyiz.

O yüzden, her çıktığında sayın milletvekillerinin bu gerçeği bilmeden konuşmalarına da bir anlam veremediğimi ifade etmek isterim.

Tohumda da böyledir. Türkiye bugün 1 milyon ton sertifikalı tohum üretmektedir. AK PARTİ'nin Hükûmet olduğu 2002 yılında bunun toplam miktarı sadece 65 bin tondu arkadaşlar. Bugün 1 milyon ton ve ihracatımızın ithalatı karşılama oranı yüzde 80'lere ulaşmıştır ekonomik açıdan. O yüzden, bu manada da milletvekillerimizin bu bilgiyi tekrar alıp kullanmalarını, doğru olarak kullanmalarını istirham ediyorum.”

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler