Karslı Yazar Sinan Aydemir’in “Köyümün Masalları” kitabı çıktı

Karslı Yazar Sinan Aydemir’in “Köyümün Masalları” kitabı çıktı

Kars Ani Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Gürbüz Sadıkoğlu’na bu anlamlı takdimlerinden dolayı teşekkür ederek imzalı kitabını hediye etti.

Kars Ani Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Gürbüz Sadıkoğlu, Kars kültürüne yapmış olduğu katkılardan dolayı yazar Sinam Aydemir’e teşekkür plaketi takdim etti. Kilime işlenmiş Türk bayrağı da hediye eden Başkan Sadıkoğlu, Kars’ın kültürüyle ilgili kitap çalışmalarının devam etmesini beklediklerini söyledi.
Kars Ani Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Gürbüz Sadıkoğlu’na bu anlamlı takdimlerinden dolayı teşekkür ederek imzalı kitabını hediye etti.
KİTAP HAKKINDA
Sinan Aydemir kitapla ilgili şu bilgileri verdi:
Hekât konusunda akranlarımın içerisinde en
şanslı çocuklardan olduğumu söyleyebilirim. Çünkü annem, hekât anlatmayı biliyordu. Komşu
çocuklarıyla birlikte soğuk kış gecelerinde sobası
yanan bir iki odalı evlerimizde anlatılan hekâtları
hayalimizde filmleştirerek kurgular, hafızamıza
yerleştirir, uyurken tekrar tekrar seyrederdik. Bazen bir hekâtı tekrar tekrar anlattırırdık. Şimdiki çocukların çizgi film seyretme yaşları bizim için masal dinleme yaşlarıydı.
Kars ili Akyaka ilçesi, İncedere köyünde geçen
çocukluğumuzda aklımız ilk ermeye başladığı,
anlama ve kavrama yetimizin yeni yeni oluştuğu
zamanlarda zevkle, merakla, heyecanla dinlediğimiz kısa hikâyelere bizim yöremizde hekât denilmekteydi. Genel adı ise bilindiği üzere masaldır.
Hêkâtlarda olayların geçtiği yer ve zaman
bilinmez genel ifadeler kullanıldığından, hayalimizde bilindik bir yeri birleştirirdik. Canlılar ise peri, dev, cin, ejderha, ifrit vs. gibi kahramanlardan oluşur, bazen rüyalarımıza girer, bazen karanlıktan korkmamıza neden olurlardı. Masal içinde bahsedilen padişah, hangi padişah bilinmez bazı yer isimleri verilse de zamanı verilmez bilinmez.
Anlatılan hêkatların kuşkusuz çok eski bir
geçmişi var. Çünkü bugün bir yörede anlatılan bir
masalın başka bir yörede de anlatılageldiğini
görebiliyoruz. Demek ki masallar daha ilk insan
topluluklarının oluşmasıyla, büyük olayların, cesaret örneklerinin ağızdan ağıza anlatılmasıyla toplum içerisinde yaşamış ve nesillerce aktarılmış, sözlü kültürümüzün bir dalı olarak günümüze ulaşmıştır.
Yaşanmış gerçek kahramanlıklar anlatımlarla
değişikliğe uğramış, zaman kavramı kaybolmuş ve unutulan kısımlarını anlatanların hayal gücü
doldurmuştur. Ama özünde bulunan iyi olma ve
iyilikten yana olma duyguları hep masalların içinde saklı kalmıştır. Masallarda bütün güzellikler iyilerde, bütün çirkinlikler ve çirkin huylar kötülerde toplanmıştır. Hepsinde çocuklarımız için çıkarılacak dersler vardır.
Masallarımızda hayal gücünün sınırı olmadığı
gibi, iyilerin başaramayacağı hiçbir şey yoktur.
Hayvanlar sihirli olabilir ve konuşabilirler. Bir anda Köyümün Masalları anka kuşu ile yedi kat gökyüzüne gidebilir, bir anda yeraltı ülkesi sultanıyla görüşebilirsiniz. Yerin yedi
kat altında bir koça binebilir, akça bir nehirde
yüzebilirsiniz. Dev bizim masallarımızın en önemli
kahramanıdır. Kötü devler ne kadar güçlü olsa da her seferinde iyi bir insan onu alt eder.
Bizim köyümüze ait masallar genellikle
kadınların anlatımıyla devam etmiştir. Gerçi artık
masal anlatıcısı son nesil yetmiş yaş üzeri ve sayıları bir elin parmakları kadar kalmış ve teknolojinin olumsuz etkisiyle, bu anlatıcılardan yeni nesile aktarılmamış görünmektedir. Bu nedenle zaman bu değerlerimizin aleyhine işlemekte, masal bilen insanlarımızın yaşlı olması bu hazineleri hafızasında tutan insanların gün geçtikçe sayısının azalması ya da artık anlatılmadığı için hafızalardan silinmesi,
unutulması demektir. Maalesef çocukluğumuzun en güzel hatıralarını barındıran masallarımız son
anlatıcılarıyla birlikte göçüp gitmektedir.

Kaynak:Onur Ariç

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde karsmanset.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Önceki ve Sonraki Haberler