Arpa çayı, akciğer, karaciğer ve böbrek dostu

Medipol Pendik Üniversite Hastanesi'nden Diyetisyen Gizem Gençyürek:- "Vücudu toksinlerden temizleyen arpa çayı, böbrek, karaciğer ve akciğer dostu. Kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Alkali bir yapıda olmasıyla sindirimi ve hazmı kolaylaştırır"

İSTANBUL (AA) - Medipol Pendik Üniversite Hastanesi'nden Diyetisyen Gizem Gençyürek, "Akciğerler, karaciğer ve böbrek dostu arpa çayı içerdiği zengin minerallerle kanı temizliyor." ifadelerini kullandı.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Gençyürek, arpa çayının diş, kalp ve mide başta olmak üzere sağlığa birçok faydası bulunduğunu ancak çölyak hastalığı ve gluten hassasiyeti olanların tüketmemesi gerektiğini belirtti.

Gençyürek, şunları kaydetti:

"Vücudu toksinlerden temizleyen arpa çayı, böbrek, karaciğer ve akciğer dostu. Kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Alkali bir yapıda olmasıyla sindirimi ve hazmı kolaylaştırır. İyi bir antioksidan içeriğe sahip olmasıyla yaşlılık etkilerine karşı savaşçıdır. Diş sağlığı üzerine olumlu etkileri vardır. Mide bulantısına iyi gelir. Kalp sağlığını korumaya yardımcıdır. Lif, magnezyum ve B vitaminleri (B 12 hariç) açısından zengin içeriğe sahip arpanın çözünmez lif içeriği yüksek olduğundan kolesterol düşürücü etkisi var. Arpa çayı doğru ve kontrollü kullanılırsa kalp-damar hastalıklarına ve koroner kalp rahatsızlıklarına olumlu etki sağlar. İçeriğindeki zengin lif sayesinde bağırsak hareketlerini düzenleyerek kilo vermeye yardımcıdır. Metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını destekler, tokluk hissi vererek özellikle ana öğünlerde kontrollü yemek yemeyi sağlar."

Ancak her şeyde olduğu gibi sağlıklı ürünlerin de fazlasının vücutta ters etki yaptığını, bu nedenle arpa çayının da günde en fazla 2 bardak olarak tüketilebileceğini kaydeden Gençyürek, "Tüketilen tahıl ürünlerine dikkat edilmesi gerekiyor. Buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, pirinç gibi ürünler oldukları gibi tüketilebildikleri gibi işlenerek un, yağ, kepek, nişasta olarak da kullanılabilir. Beyaz pirinç gibi lifinden arındırılan ve basite indirgenen tahıl ürünleri ise hem kan şekeri düzeyi hem de koroner kalp rahatsızlıkları için bir risk faktörü oluşturabiliyor. Bu nedenle tahıl ürünlerini de kendi içerisinde amaca uygun kullanmak sağlığın korunması açısından önemli bir noktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Rafine tahıl ürünlerini diyabet hastalarının tüketmemeleri gerektiğini belirten Gençyürek, yulaf ezmesi ve kahverengi pirinç kepekli tahıllara örnek olduğunu kaydetti.

Genyürek, tahıllar tam tahıllar ve rafine tahıllar olmak üzere ikiye ayrıldığını belirterek, "Tam tahıl ürünleri çekirdek ve endosperm kısmı içeriği sebebiyle kan şekeri seviyelerini daha yavaş yükselten tahıl ürünleridir. Rafine tahıl ürünleri ise aslında hem kilo kontrolünde hem de diyabet hastalığı veya insülin direnci olan kişilerde tüketilmesini pek istemediğimiz, kepek ve tohum kısımları arındırılmış olan ve kan şekeri seviyelerini hızlı yükseltme potansiyeli olan tahıl ürünlerindendir ve beyaz pirinç rafine tahıl ürününe örnektir." ifadelerini kullandı.


Türkiye Gündem Haberleri