Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 23. Doha Forumu kapsamında katıldığı oturumda, "Ukrayna'da, Gazze'de ve şu anda Allah'a şükür artık işlerin yoluna gittiği Suriye'de ara buluculuk ve barış inşası faaliyetleri kapsamında Trump'ın yapmak istedikleri, Türkiye'nin hedef ve çıkarlarıyla büyük ölçüde örtüşüyor" dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar'ın başkentinde düzenlenen 23. Doha Forumu'nun "Parçalanma Çağında Arabuluculuk" başlıklı oturumuna katıldı.
ABD merkezli CNN International kanalının Dış Haberler Servisi Şefi Christiane Amanpour'un moderatörlüğünü yaptığı oturumda Dışişleri Bakanı Fidan'ın yanı sıra Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Thani, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares de yer aldı.
"Trump'ın yapmak istedikleri, Türkiye'nin hedefleri ve çıkarlarıyla büyük ölçüde örtüşüyor"
Programda Amanpour'un göçmenlik sorunu, Avrupa'da bu konuda yaşanan endişeler ve bu meselenin başarılı bir şekilde ele alınması konusundaki sorusuna cevap veren Bakan Fidan, "Göçmenlik meselesi bizim için de çok büyük bir mesele. Eğer mahallenizde bir kriz açığa çıkıyorsa, o krize eğilmek zorundasınız. Bu bir insanlık görevi ve bu krizin yol açtığı yükün bir kısmını omuzlamak durumundasınız. Türkiye'nin de başına gelen bu oldu. Bizim hedefimiz ilk aşamada bir açık kapı politikası yürütmek oldu. Suriye'deki kriz ilk başladığında böyle bir politika benimsedik ve neticesinde çok sayıda Suriyeli mülteci savaştan kaçarak sınır kapılarımıza geldi. Bize iç siyasetimizde bir bedeli oldu bunun, ancak insani hedeflere hizmet etmiş oldu bu politikamız. Burada en başta ifade ettiğiniz hususa geri dönecek olursanız, ne yazık ki bölgemizde pek çok sıkıntıyla karşı karşıyayız. Ukrayna'da, Gazze'de ve şu anda Allah'a şükür artık işlerin yoluna gittiği Suriye'de arabuluculuk ve barış inşası faaliyetleri kapsamında Trump'ın yapmak istedikleri, Türkiye'nin hedef ve çıkarlarıyla büyük ölçüde örtüşüyor" ifadelerini kullandı.
Fidan, "Esasında biz en başta Ukrayna'da bir ateşkes istedik. Gazze'de ateşkes istedik. Suriye'de istikrarın sağlanabilmesi için uluslararası iş birliği istedik. Çünkü son 10 yıl içerisinde karşı karşıya kaldığımız mülteci krizinden çok ağır dersler çıkardık. Bölgemize yaşanan sorunlar için arabuluculuk yapmamız halinde aslına bakılırsa insanların yaşadığı acıları hafifletme imkanı oluyor. Mülteci krizi açısından da bu böyle" şeklinde konuştu.
Amanpour: "Gözlüklerim için yeni bir doktor reçetesine ihtiyacım olacak"
Oturumda göçmenlik meselesi konusunda İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares için hazırladığı sorduğu soruyu Dışişleri Bakanı Fidan'a yönelttiğini fark eden Amanpour, "Sanırım gözlüklerim için yeni bir doktor reçetesine ihtiyacım olacak. Çünkü Dışişleri Bakanı Albares o tarafta oturuyormuş. Lakin Dışişleri Bakanı Fidan, soruya muazzam cevap verdiniz" dedi. Salonda gülüşmelere neden olan durumun ardından Amanpour, "Şimdi bir soru daha sormak istiyorum" dediğinde Dışişleri Bakanı Fidan, "Bana mı yoksa ona mı soracaksınız" diyerek espriyle karşılık verdi. Amanpour'un "Sadece bir mikrofonumuz mu var?" sorusuna ise İspanya Dışişleri Bakanı Albares, "Tek bir mikrofonumuz var ama Türkiye ile İspanya olarak çok iyi dostlarız ve mikrofonu paylaşabiliriz" şeklinde cevap verdi.
"Gazze'de Uluslararası İstikrar Gücü ile ilgili halen çok etraflıca bir tartışma yürütülüyor"
Türkiye'nin Gazze'de kurulacak Uluslararası İstikrar Gücüne (ISF) asker göndermeyi düşünüp düşünmediği yönünde soruyu cevaplayan Fidan, "Öncelikli olarak Türkiye, üzerine düşeni yapmaya hazır. Taraflar zaten katkıda bulunuyor ve biz de halihazırda devam eden barış çabalarına katkıda bulunmaya hazırız. Uluslararası İstikrar Gücü ile ilgili olarak ise halen çok etraflıca bir tartışma yürütülüyor. Nasıl hayata geçirilecek? Özel olarak misyon ne olacak? Angajman kuralları ne olacak? ISF'in misyonunu tanımlarken gerçekçi olmamız gerekiyor diye düşünüyorum. ISF ile ilgili beklentilerimizi kurgularken nüanslara dikkat etmek gerekiyor. Çünkü sahada belli gerçeklikler var. Bence ISF'in konuşlandırılması sürecinde ilk hedefimiz, Filistinlileri İsraillilerden sınır hattında ayırmak olmalı. Daha sonra geri kalan konuları ele almaya başlayabiliriz. ISF'in yapacağı her faaliyetin tamamlanması gerekiyor ve bu başka kuruluşlar tarafından, örneğin polis gücü tarafından yapılabilir. Polis güçlerinin eğitilmesi de gerekiyor. Ayrıca Filistinli bir yerel yönetim konusu var. Bir Barış Kurulu'nun oluşturulması gerekiyor. Bütün bu organların birlikte çalışarak senkronize olması, hareket etmesi gerekiyor. Bir sistem kurulduğunda, bir sistem hayata geçirildiğinde ISF'den gerçekçi beklentilerimizi sıralayabiliriz. Ama çok büyük bir güçlük var ISF'in önünde. Çünkü ISF'in oluşturulması, hangi ülkelerin ISF'e katkı sağlayacağı çok büyük bir soru işareti. Komuta zinciri nasıl olacak? Lojistik yapısı nasıl olacak? Bütün bu ayrıntılı sorular da gündemde. Ama tabi ki komutanlarımızın ukdesinde olan hususlar var. İlk misyonu ne olacak? Bence ISF konuşlandırıldıktan sonra gerisi gelecektir" şeklinde konuştu.
"Rusya'nın da kimseye güvenmemek için pek çok sebebi var"
Türkiye'nin 2015'te hava sahasını ihlal eden bir Rus uçağını düşürdüğünü hatırlatan ve bugün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Avrupa'yı savaşla tehdit ettiğini ifade eden Amanpour, Dışişleri Bakanı Fidan'a Avrupa'nın Rusya'yı barışa zorlamak için ne gibi adımlar atabileceğini düşündüğünü sordu. Fidan, AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas'ın da ifade ettiği üzere Avrupa'nın saldırılara karşı elinden gelenin en iyisini yaptığını düşündüğünü dile getirdi. Fidan, "Öte yandan ABD ile ortaklığa başladılar. Ancak ABD'nin yokluğunda Avrupa'nın şu anda daha yapıcı çözümlere ihtiyacı var gibi görünüyor. Bence bu savaşı sonlandırmanın tek gerçekçi yolu, tarafları inançla ve zorlayarak barış müzakerelerine zorlamak. Müzakereler halihazırda devam ediyor ve Avrupa'nın Rusya'ya güvenmemek için pek çok sebebi var. Tam tersi de geçerli. Yani Rusya'nın hiç kimseye güvenmemek için pek çok sebebi var. Onların da kendi perspektifleriyle baktığını biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Avrupa'ya "Bir çatışma olması, konuşmayacağınız anlamına gelmiyor" mesajı
Fidan, "Öncelikli olarak sizin az önce sözünü ettiğiniz örnekler için Rus uçağının düşürülmesi hadisesinden sonra Ruslarla konuşmak durumunda kaldık. Çünkü farklı, karşıt pozisyonlarımız vardı. Suriye'de ve her ne kadar sahada karşı karşıya gelsek de konuşmamız gerektiğini biliyorduk. Konuşabilmek için bir platforma ihtiyacınız var, bir ortama ihtiyacınız var, angaje olabilmek için. Ukraynalı ve Avrupalı dostlarımıza en başından beri bunu tavsiye ediyoruz ve Biden hükümeti sırasında Amerikalı arkadaşlarımıza da bunu söylüyorduk. Bir çatışma olması, konuşamayacağınız anlamına gelmiyor. Müzakerelere geçiş hemen savaşı durdurmayabilir, hemen acılara son vermeyebilir ama yardımcı olur, sizin için fırsatlar doğurur. Hem savaşan taraflar hem de bu savaşın yaşandığı bölgenin etrafındaki taraflar için şans doğurur. Müzakere masasına oturup konuşmak her zaman çok önemli. Kaja (Kallas) ve Jose Manuel'e (Albares) katılıyorum, bir yandan da şüpheli yaklaşmak için de çok sebepleri var. Umuyorum ki Amerikalıların şu anda yürüttüğü arabuluculuk başarıyla sonuçlanır. Biz de onlara yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz" şeklinde konuştu.