Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’dan Ukrayna konusunda ABD’ye övgü, AB’ye eleştiri

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna krizinin çözümü için savaşa yol açan temel nedenleri anlamanın gerekli olduğunu belirterek, "ABD'nin bunu anlamış olması olumlu bir gelişmedir" dedi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna krizinin çözümü için savaşa yol açan temel nedenleri anlamanın gerekli olduğunu belirterek, "ABD'nin bunu anlamış olması olumlu bir gelişmedir" dedi. En büyük tehdidi Avrupa Birliği'nin eylemlerinin oluşturduğunu vurgulayan Lavrov, "Avrupa, hastalarına teşhis koymakta zorlanan ve bunun yerine semptomları, olsa olsa kısa süreliğine hafifletmek için rastgele ilaçlar ya da karışımlar reçete etmeyi tercih eden başarısız bir doktora benziyor" ifadelerini kullandı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran basınına verdiği bir röportajda gündeme dair açıklamalarda bulundu. Mevcut uluslararası gelişmeler hatırlatılan Lavrov, "Sizce dünya artan bir kaosa mı sürükleniyor, yoksa geleceğe dönük yeni bir dünya düzeni mi şekilleniyor? Rusya BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi sıfatıyla kendi rolünü nasıl görüyor?" sorusuna, "Ben, tek ve muhtemelen en büyük tehdidin Avrupa Birliği'nin, daha doğrusu Brüksel'de iktidarı gasbeden ve ulusal hükümetleri kendi halklarının çıkarlarını görmezden gelmeye zorlayan elitlerin eylemleri olduğunu vurgulamak isterim" yanıtını verdi. Bu elitlerin ulusal hükümetlere boyun eğdirme ve halklarının çıkarlarını görmezden gelme konusunda baskı yaptığını savunan Lavrov, "Ne yazık ki Avrupa bugün herkese kendi şartlarını ve isteklerini dayatmaya çalışıyor; bunlar da Ukrayna kriziyle bağlantılı görünüyor. Avrupa bu krizi kendini kanıtlamak, ABD ve adil bir çözüme ulaşmak isteyen herkesi engellemek için kullanıyor" şeklinde konuştu.

"Avrupa Ukrayna üzerinden bize karşı savaş yürütüyor"

En üzücü ve en tehlikeli olan şeylerden birinin de Nazizm'in teori ve uygulamalarının

Avrupa'da yeniden canlandırılması olduğunu ifade eden Lavrov, "Bugün Avrupa ve yakın zamana kadar ABD'deki Joe Biden yönetimi aynı şeyi yapmaya çalışıyor: Tüm Avrupa ülkelerini bir araya getirmek, Ukrayna'yı para ve silahla donatmak ve ona bir Nazi bayrağı vermek. Aslında buna gerek yoktu; çünkü 2014'teki darbe sonucu iktidara gelen rejim Nazi bayrağını zaten kendisi benimsedi. Avrupa şimdi Ukraynalılar üzerinden, Nazi bayrağı altında, Avrupa parasıyla, eğitmenleriyle ve Batı'nın tüm istihbarat ve keşif verileriyle bize karşı bir savaş yürütüyor; Ukrayna'ya giderek daha modern silahlar sevk ediliyor" eleştirisinde bulundu.

Lavrov'dan Almanya'ya "Nazi" eleştirisi

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz'in Almanya'nın Avrupa'nın "başlıca askeri gücü" olmayı hedeflediğini açıkladığını hatırlatan Lavrov, "Ülkesinin en son Avrupa'nın başlıca askeri gücü olduğu dönem, Nazi sloganları altında, Hitler Almanyası'nın çevresindeki tüm ulusları fethetmeyi amaçladığı dönemdi. Slavlar ve Yahudiler ya köleleştirilecek ya da toplama kamplarında yakılarak yok edilecek "harcanabilir malzeme" olarak görülüyordu" dedi.

"ABD, Avrupa'ya yerini hatırlatmak istiyor"

ABD'nin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi'ne de değinen Lavrov, "Bu stratejinin ana amaçlarından biri, Avrupa'ya yerini hatırlatmak ve onlarca yıldır ABD'deki demokrat yönetimlerle birlikte, övündükleri liberal yaklaşımları dünyaya dayatmalarını engellemektir" yorumunu yaptı. ABD'nin Avrupa'ya "kendi işine bak" ve "ABD'yi kendi sorumsuz oyunlarına dâhil etme" mesajını verdiğini savunan Lavrov, "ABD ulusal güvenlik stratejisi Avrupa'ya şunu söylüyor: Kendi işinize bakın ve ABD'nin planlarınızı sürekli destekleyeceğini sanmayın. Bizim Latin Amerika ve Asya-Pasifik bölgesi başta olmak üzere daha önemli meselelerimiz var" şeklinde konuştu.

"Rekabete karşı değiliz, ancak bu adil olmalı"

ABD'nin aynı zamanda her yıl daha da güçlenen Çin'e karşı politikalarını şekillendirmek istediğini kaydeden Lavrov, "ABD ikinci planda kalmak istemiyor. Rekabete karşı değiliz; ancak bu rekabet adil olmalıdır. Rakipleri yüzde 100 hatta yüzde 500 gümrük vergileriyle bastırmaya çalışmak, ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra savunduğu küreselleşme değildir. Yaptırımlar açıkça bir ülkenin ya da kişinin siyasi tutumu gerekçe gösterilerek uygulanıyorsa, bu sadece eşitsizlik değil, insan haklarına saygısızlıktır; bu bir dikta anlayışıdır" eleştirisinde bulundu.

Lavrov'dan Batı'ya hırsızlık suçlaması

Lukoil ve Rosneft gibi Rus şirketlerini hedef alan yaptırıları da eleştiren Lavrov, "Bunu rakipleri kirli yöntemlerle bastırma isteğinden başka bir şey olarak göremiyorum. Bu da ABD dâhil Batı'nın hâkimiyetini sürdürmek için her zaman yeterli güce sahip olmadığını ve bu nedenle kirli, antidemokratik ve piyasa karşıtı yöntemlere başvurduğunu gösteriyor" dedi.

Bazı Batı ülkelerinin genetiğinde hırsızlık alışkanlığının olduğunu savunan Lavrov, "Dondurulmuş Rus varlıkları bunun örneğidir. Bu arada İran varlıkları da, Venezuela ve diğer birçok ülkenin varlıkları gibi kısmen dondurulmuştur. Batılı "meslektaşlarımızın" birçoğunda bu çalma dürtüsünün genetik olduğu anlaşılıyor" yorumunu yaptı.

"Dünya düzeni çok ağır bir sınavdan geçiyor"

Yaşanan tüm gelişmelerin Orta Doğu'daki çatışmalar, Filistin devletinin kurulması ve İran'ın nükleer programı gibi konulara yaklaşımda da belirleyici olmaya başladığına dikkat çeken Lavrov, "İran nükleer programı etrafında geçen yıl yaşanan gelişmeler, Avrupalıların tamamen gayrimeşru eylemleri ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nın çöküşünden İran'ı sorumlu tutma girişimleri dünya düzeninin çok ağır sınavlardan geçtiğini teyit etmektedir" dedi. Batı'nın özellikle de Avrupalılar'ın İran'ı Kapsamlı Ortak Eylem Planı'na uymamakla suçladığını hatırlatan Lavrov, "Oysa İran'ın anlaşmaya uyumu o kadar açıktı ki; Batı bazı kurnazca planlar uydurmak zorunda kaldı. İran'a yönelik yaptırımların yeniden devreye sokulması kararının hileyle geçirilmesi dünya diplomasisi adına bir utançtır. Dürüst diplomatlar böyle davranmaz; bunu dolandırıcılar ve hırsızlar yapar" diye konuştu.

"İran'ın adımlarını desteklemeye hazırız"

İran'ın İsrail ve ardından ABD tarafından uğradığı saldırıları uluslararası hukuka aykırı oldukları için kınadıklarını hatırlatan Lavrov, "Önemli olan şu ki, şimdiye kadar ne Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ne İsrailliler ne de Amerikalılar İran'ın bir ihlal yaptığına dair net bir kanıt sunamadı. İran'ın bu krizi aşmak için UAEA ve genel olarak Batı ile ilişkileri dâhil olmak üzere atacağı adımları desteklemeye hazırız. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a ve temsilcilerine defalarca, İran halkının çıkarları doğrultusunda İran liderliğinin seçeceği tutumu kabul edeceğimizi söylemiştir" ifadelerini kullandı.

"Trump'ın Gazze Planı'nın geleceği belirsiz"

Batı'nın Filistin konusundaki politikalarını da eleştiren Lavrov, Filistin devletinin kurulmasını Orta Doğu'daki sorunun çözümünün temel taşı olarak gören ve Arap ve Müslüman ülkelerin İsrail'le ilişkilerini normalleştirmesini öngören çok sayıda BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulu kararının ihlal edildiğini hatırlattı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve savaş kabinesinin defalarca Filistin devletinin kurulamayacağını ifade ettiğine dikkat çeken Lavrov, "Şimdi Donald Trump'ın barış planını aldık ancak hem İsrail hem Hamas şartların ihlal edildiğini söylüyor. Dolayısıyla planın geleceği belirsiz. Biz, Trump'ın girişimini, krizin kritik insani aşamasının sona erdirilmesine, cenazelerin iadesine ve kalan rehineler ile savaş esirlerinin serbest bırakılmasına imkân tanıdığı için memnuniyetle karşılayanlar arasındaydık. Ancak bundan sonra ne olacağını hayal etmek zor" dedi. Filistin konusunda alınan pek çok BM kararının yok sayıldığını yineleyen Lavrov, "Ancak İsrail bunları uygulamak istemediğini ve (Filistin'in) devlet olamayacağını söylüyor. ABD bunu sözde eleştiriyor ama fiiliyatta aynı yönde hareket ediyor" eleştirisini dile getirdi.

"İran ile önümüzde çok iyi fırsatlar var"

"İran-Rusya ilişkileri Rusya'nın dış politikasında nasıl bir yerde duruyor?" sorusunu da yanıtlayan Lavrov, Rusya ve İran arasında bu yılın başında imzalanan Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması'nın Ekim ayında yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Bu anlaşmanın uluslararası ilişkilerin geliştirilmesinde ilkesel konularda karşılıklı dayanışma ve destek, ikili işbirliğinin geliştirilmesi, ekonomik, yatırımsal ve ticari ilişkilerin büyütülmesi ile altyapı projelerine yönelik ortak adımların atılmasını öngördüğünün altını çizen Lavrov, "İran'la birlikte, Avrasya'da giderek daha aktif ve rekabetçi hâle gelen entegrasyon eğilimleri bağlamında, ortak jeoekonomik alanımızın geliştirilmesine yönelik büyük planlarımız var" değerlendirmesinde bulundu. İran ile çoklu işbirliğini geliştireceklerinin altını çizen Lavrov, "Ben, önümüzde çok iyi fırsatlar bulunduğuna inanıyorum" dedi.

"İran ile savunma işbirliği caydırıcılığa olumlu katkı sağlar"

İran-Rusya arasında imzalanan Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması'nın askeri ve savunma alanında işbirliğine ilişkin hükümler içerdiği hatırlatılan Lavrov, "Sizce bu iş birliği, Avrasya bölgesinde yeni bir güvenlik düzeninin oluşmasına zemin hazırlayabilir ve dış tehditlere karşı koymaya yardımcı olabilir mi?" şeklindeki soru üzerine, "Elbette. Savunma kabiliyetlerini ve ilgili süreçlere katılan tarafların muharip hazırlık seviyesini güçlendiren her türlü işbirliğinin, barışın pekiştirilmesine ve potansiyel saldırganların agresif planlarını hayata geçirmeye cesaret edemeyeceği bir ortamın oluşmasına ciddi ve anlamlı katkı sağladığına inanıyorum" yanıtını verdi.

"Avrupa bizimle iletişim kurmak istemiyor"

Lavrov, "Günümüzde ABD, İsrail ve Batı, İran üzerinde azami baskı uygulamak üzere birlikte hareket ediyor. Rusya, bu azami baskı politikasına karşı hangi yaklaşımları benimsiyor?" sorusuna üzerine, "İran ile ile birlikte çalışıyoruz. ABD yönetimiyle iletişim kanallarımız mevcut. Avrupa ise bizimle iletişim kurmak istemiyor; büyüklük hezeyanları içindeler. Bu onların tercihi. Bu tür Avrupalı liderlerle konuşacak fazla bir şeyimiz yok. Ancak İran etrafındaki mevcut durumun normalleştirilmesine yönelik yaklaşımlarımızı Amerikalılara aktarıyoruz" şeklinde konuştu. İran ile ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik sürece katkı sağlamaya hazır olduklarının altını çizen Lavrov, "Biz, İran'ın UAEA ile işbirliğini teşvik etmek için elimizden geleni yapacağız. Ancak bu iş birliği dürüst olmalı ve İran İslam Cumhuriyeti için adil olan ilkeler temelinde yürütülmelidir" dedi.

"Müttefiklerimizi hiçbir zaman başkası için satmadık"

Lavrov'a ABD Başkanı Donald Trump'ın şu anda ABD ile Rusya arasındaki ilişkileri iyileştirmeye çalıştığı hatırlatılarak, "Bazı Batılı yorumcular, Rusya ile ABD ilişkileri yeniden normale döndüğünde Rusya'nın İran'ı kendi haline terk edeceğini düşünüyor. Bu iddialara cevabınız ne olur?" sorusu yöneltildi. Bunun asla yaşanmayacağını vurgulayan Lavrov, "Yalan söylüyorlar. İlişkilerimizi iyileştirmek uğruna, ne kadar büyük ya da güçlü olursa olsun başka bir ülke için, eski bir dostumuzu veya müttefikimizi sattığımıza dair tek bir örnek göstersinler. Bu tür sorularla karşılaşırsanız, onlardan şu soruya cevap vermelerini isteyin: Ne zaman ve kimi sattık?" ifadelerini kullandı.

Lavrov, Suriye'nin birliğinin önemini vurguladı

Suriye'deki rejim değişikliği ve ülkenin yeni yönetimi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Lavrov, "Şu anda yeni yetkililerle görüşme halindeyiz. Ahmed eş-Şara Rusya'yı ziyaret etti. Suriye'nin yeni dışişleri bakanı ile üç kez görüştüm. Rusya'nın kurumlar arası heyetleri, ticari ve ekonomik konular da dâhil olmak üzere önceki anlaşmaların geleceğini görüşmek için Suriye'yi ziyaret etti. Tüm bu görüşmeler sırasında, Suriye devletinin birliğinin korunmasının temel öneme sahip olduğunu sürekli vurguluyoruz. Bu da Aleviler, Sünniler ve Dürziler dâhil olmak üzere tüm etnik ve dini grupları kapsayan ülke çapında bir diyalog gerektiriyor" diye konuştu.

"Ayrılıkçı eğilimlere desteğin saatli bomba olduğuna inanıyoruz"

Suriye'deki Kürt meselesinin de önemli olduğunu belirten Lavrov, "Amerikalılar, Suriye Demokratik Güçleri aracılığıyla kuzeydoğudaki toprakları kontrol altında tutuyor ve (önceki yönetimden bu yana) ayrılıkçı eğilimleri her şekilde teşvik ediyor. Bu süreç devam ediyor. Biz bunun başka bir saatli bomba olduğuna inanıyoruz. Asıl mesele, Beşar Esad'ın iktidarı döneminin tamamı dâhil olmak üzere Suriye'de eksik olan ulusal diyaloğun başlatılmasıdır" dedi.

"Çatışmanın temel nedenlerini ele almamız gerekiyor"

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna-Rusya savaşını sona erdirmeyi amaçlayan barış planı ve bu kapsamda yürütülen müzakerelere de değinen Lavrov, "Devam eden bir müzakere süreci var. Bizim tutumumuz nettir. Çatışmanın temel nedenlerini ele almamız gerekiyor. Bu nedenler, Rusya Federasyonu'nun karşı karşıya olduğu tehditlerden oluşmaktadır. Bu tehditler, NATO'nun sınırlarımıza doğru doğuya genişlemesinden, Ukrayna'nın ittifaka dâhil edilme çabalarından ve kolektif ve karşılıklı güvenlik önlemlerinin hayata geçirilmesine ilişkin önerilerimizi tartışmayı reddetmelerinden kaynaklanmaktadır. Bir diğer tehdit ise, yüzyıllar boyunca Rusların yaşadığı, Rus kültürü ve tarihine sahip olan ancak Ukrayna'nın parçası hâline gelen topraklarda Rus olan her şeyin ortadan kaldırılmasıdır" diye konuştu.

"ABD'nin tutumu bazı umutlara yol açtı"

Ukrayna krizinin çözümü için savaşa yol açan temel nedenleri anlamanın gerekli olduğunu belirten Lavrov, "ABD'nin bunu anlamış olması olumlu bir gelişmedir. Ukrayna'nın NATO'ya katılamayacağını ve Rusların yüzyıllardır yaşadığı toprakların Rusya'ya ait olması gerektiğini; ayrıca Rus dilinin, kültürünün ve Ukrayna Ortodoks Kilisesi'nin haklarının yeniden tesis edilmesi gerektiğini açıkça ifade ettiler" şeklinde konuştu. Buna rağmen Avrupa'nın tutumunu eleştiren Lavrov, "Avrupa, hastalarına teşhis koymakta zorlanan ve bunun yerine semptomları, olsa olsa kısa süreliğine hafifletmek için rastgele ilaçlar ya da karışımlar reçete etmeyi tercih eden başarısız bir doktora benziyor. Bu Avrupalı "doktorlar" bir teşhis koymaya yanaşmıyor" yorumunu yaptı. ABD'nin sorunun kalbine inmeye çalışmasının olumlu olduğunu yineleyen Lavrov, "Amerikalılarla yapılan son görüşmeler, tutumumuzu daha derinlemesine anladıklarına dair bazı umutlara yol açtı. Ukrayna'yı yeniden silahlandırmak için bir kez daha geçici bir ateşkes sağlamak yerine, bu çatışmaya güvenilir ve kalıcı bir çözüm bulmak için ne yapılması gerektiğini anlamaya başlıyorlar. Bu, devam eden bir süreç. Amerikalıların Ukraynalılarla yaptıkları görüşmelere ilişkin geri bildirimlerini bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde karsmanset.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.

Türkiye Gündem Haberleri