Tuncel Kurtiz’in Öğretmeni Fuat Bora Konuştu!

Tuncel Kurtiz'in Öğretmeni Fuat Bora Kağızman'da konuştu.

Tuncel Kurtiz’in Öğretmeni Fuat Bora Konuştu!

Tuncel Kurtiz'in Öğretmeni Fuat Bora Kağızman'da konuştu.

Bora şunları söyledi:

“Sene 944. Babam Posof’ta yazı işleri müdürüydü. Iğdır’dan Posof’a verdiler. O zaman araba yoktu. Furganlarla buradan Kars’a gittiler. Kars’ta Aslan Yıldız? Yerleri almıştı. Babam otelde olmamı istedi. Aslan yıldız bırakmadı. Gelip aldı götürdü evine. Kars ve Ardahan arası kamyon çalışıyordu. Kamyonlara eşyaları yükleyip Ardahan’a gittiler. Ardahan’da da gece kaldık. Posof’tan Mehmet adında bir tarla kâtibi gelmiş. Onu da Çıldır’a vermişlerdi. Gelip Çıldır’a geçti. Onun iki tane kağnı arabası vardı. Kağnı arabasıyla biz eşyaları yükledik. Kız kardeşim Ayşe ve Perihan var, birde annem. Bir gece konakta kaldık. Ertesi gün ılgar dağından Hulamis köyüne götürdüler bizi. Gece orada kaldık.  Sabah Posof’a gittik. Ben kaymakamlıkta babamın yanında çalışıyordum. Bir gün postayı açtım. Havalelerini yaptım. Emniyet komiseri var Posof’ta. Emniyet komiseri ile oğlu öğretmen vekili için Kars’a müracaat etmiş.  Kars’tan 18 yaşına giremediği için vekil tayin edemiyoruz cevabı geliyor. Ben 18 yaşındaydım. Babama anlattım durumu. Ben müracaat edeceğim dedim. Babam dedik i dilekçeni yaz. Dilekçemi yazdım. Kaymakamlık vasıtasıyla Kars valiliğine gönderdik. Aradan 15–20 gün geçmeden postaya bakarken öğretmen vekilliğine müracaat eden ilçede ki Fuat Bora Digor merkez okuluna tayin edilmiştir. Göreve başladım. Başöğretmen Posofluydu. Kars’ta o dönem ilköğretim müfettişleri var. 3–4 ay geçmişti. İlköğretim müfettişi Posoflu olan Kars’ta görevli. Muhittin bey dedi ki “hocam birisi ilköğretim müfettişidir, diğeri de Cilavuz Köy enstitüsü müdürüdür.” Halit Ağanoğlu. Dedi ki bana senin sınıfına girecekler. “Olur” dedim. Geldiler. Dediler ki “hocam şimdi sen ders anlatacaksın. Biz seni dinleyeceğiz. İkinci derste de talebeleri deneyeceğiz.” “Olur” dedim. Ben ders anlattım. Talebeler dinlediler. Onlarda sandalyede oturmuşlar. Dinlediler. Dersi bitirdim, çil çaldı, bunlar çıktılar. Halit Ağanoğlu benim elimi sıktı. Çok teşekkür ederim dedi hocam. Genç olmanıza rağmen muazzam bir sınıf yetiştirmişsiniz. İkinci derste çocukları kendileri kaldırıp soru sordular. Z,il çaldı, çıktık. Yine Halit Ağanoğlu elimden tuttu girdik öğretmen odasına.

4. sınıfta ben okuttum. Annesi de 3. sınıfı okutuyordu. Bazen misafiri geliyordu. Gelip kapının arasından diyordu ki, “Fuat bey misafiri geldi. Ben misafirlerin yanına gideceğim. Bir çocuk gönder.” Tuncer gel diyordum. Git o sınıfta düzenliği sağla, çocuklara ders anlat, onlarla ilgilen. İçeride öğretmen varmış gibi muamele yap. Çocukları idare ederdi. Annesi eve gidip misafirlerini yolcu edip gelip dersine girerdi. Tuncer çok efendi bir çocuktu. Sanatkârdı. Sanatkâr olduğunu da ben kızımdan öğrendim. 4.-5. sınıfta ben okuttum. Ondan sonra biz Çıldır’a gittik. Onlarda bizden sonra tayinleri çıkmış gitmişler. Artık görüşemedik.

Babası o ilçenin kaymakamıydı. Vale Kurtiz. Annesi de çalıştığım okulda öğretmendi. Ben vekil öğretmendim o kadroluydu. Tuncer’i okuttum. Tuncer 5. sınıfa geçti. Ertesi sene bana da 5. sınıfı verdiler. 5. sınıfı da okuttum. Tuncer Kurtiz’i mezun ettim. Mayıstayız o zaman tatildi. Mayısın son günüydü. 5 Mayıs’ta kırlara gidiyorduk. Kıra çıktık geldik. Okul tatil edildi babamı Çıldır’a verdiler. Babamla beraber çıldıra geldik. Çok efendi, terbiyeli, nezaketli, olgun bir öğrenciydi. Çok sevdiğim bir öğrenciydi. 2. sınıfta da 3. sınıfta da öğretmenler olmadığı zaman onu gönderiyordum. O sınıfı idare ediyordu. Çok zeki bir çocuktu. Geçen gün televizyonda izledim. Tuncer Kurtiz hastanede yatarken kalp krizi geçirmiş vefat etmiş. Ben başladım ağlamaya. Kendisiyle görüşemedim. Bana hocam derdi. Yanımdan hiç ayrılmazdı. Allah babasına da, annesine de kendisine de gani gani rahmet etsin.”

Kağızmanhaber Haberleri