KADINLAR…

Prof.Yavuz ÖZTÜRKLER

Hayatın diğer yarısını  oluşturan kadınlar, tarih boyunca toplumsal yaşamın her alanında bir şekilde var olmuşlardır.

Türk toplumu da dahil olmak üzere bir çok toplumda bir zamanlar Ece-Kağan, Kral-Kraliçe yan yana olmuştur. Eski Mısır’da kadın krallar hüküm sürmüş, Sümer destanlarında kadın krallardan bahsedilmiştir.

Cahiliye döneminde kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesini engelleyen İslamiyet kadınlarla ilgili devrim yapmıştır.

Roma kültürel geçmişinin izlerini taşıyan yapıtlarında kadının vazgeçilmez bir yerinin olduğunu görmek mümkündür.

Osmanlı  devleti de dahil birçok devlet tarafından kadına “Sultan” payesi verilmiş, kadın hep asaletin ve iffetin sembolü olmuştur.

Kara günlerde içinden Nene Hatunlar, Zeynep Bacılar, Halide Edip’ler ve özverili çalıkuşları çıkaran Türk kadını, Cumhuriyet’in kazanımlarıyla ülkemizde nüfus kayıtlarına geçen bir birey oldu ve seçme-seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesinden yıllar önce elde etti. Tüm bu önemli kazanımlara rağmen kadınımızın psikolojik kozasından ve özgüvenini kıran baskılanmış bilinçaltından yeterince kurtarılabildiği söylenemez.

Son yıllarda Japonya’da fatherland (baba erkil) aile yapısından motherland (ana erkil) toplumsal yapısına geçiş yönünde bir takım fikirler öne süren düşünürler çıkmaya başladı.

Eğitim sisteminde birtakım düzenlemeler, yeni yasalar ve yeni politikalarla önce kadına hak ettiği değeri gerçekten verilmeli, ataerkil baskıdan şeklen değil, ruhen de kurtarılmalıdır.

      Bizim kadınımızda tarihsel, geleneksel ve kültürel birikimin oluşturduğu güçlü bir alt yapı vardır. Ancak baskılanmış bilinçaltı ve yetersiz üst yapı sorunu hala devam etmektedir.

8 Mart Dünya Kadınlar günü 5 yıldızlı otellerin lüks toplantı  salonlarının yüksek kürsülerinden atılan nutuklarla değil, gerçekten hatırlanması gereken kadınların yaşadığı alanlarda yapılacak etkinliklerle kutlanmalıdır. Köylerde üstüne güneş doğmayan veya büyük kentlerin varoşlarında yaşayan, sevgililer günü veya kadınlar günü bilmeyen kadınlar unutulmamalıdır. Yetenekli, diplomalı ve bilgili olup da modern yaşamın içinde yeterli ölçüde rol alamayan kadınlar da hatırlanmalıdır. Kısaca, tüm kadınların haberdar olacağı ve katılabileceği şekilde etkinlikler düzenlenmelidir.

Gittikçe sorunları artan ve karmaşıklaşan dünyamızda ve buna paralel olarak ülkemizde toplumun yarısı olan kadınlar yaşamın her alanında etkin kılınmazsa, sağlıklı ve güçlü nesiller yetiştirmek mümkün olmayacaktır.

Umarız orta vadede kadınlar her gün önemsenir ve hatırlanır da “Dünya Kadınlar Günü” diye bir gün kutlanmasına gerek kalmaz.07.03.2010

Prof.Dr.Yavuz ÖZTÜRKLER

Kars-Ardahan-Iğdır Veteriner Hekimleri Başkanı 

Yorum Yap
UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde karsmanset.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.