Gazeteci Burkay Kortağ'ın Tarık Kavut ile Sanat Üzerine Söyleşisi!

Gazeteci Burkay Kortağ'ın Tarık Kavut ile Sanat Üzerine Söyleşisi!

Gazeteci Burkay Kortağ, ünlü sanatçı Tarık Kavut ile kültür, sanat, tiyatro, beste ve resim üzerine yapmış olduğu söyleşisi şöyle:

Burkay KORTAĞ / karsmanset.com

-Öncelikle bizi kırmayıp zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz..

Ben teşekkür ederim. Yaptığımız işleri insanlara ulaştırabilmemiz için medyaya ihtiyacımız var. Bu dönemde birçok kaliteli işin başarısız olma sebeplerinden birisi reklam ve pazarlamadır. Reklamınız yoksa insanlara ulaşamıyorsunuz. Sizin de yaptığınız bir reklam şekli sonuçta.

-Tarık Kavut’u biraz anlatır mısınız?

14 Haziran 1979 Ankara doğumluyum annem Karslı babam Erzurumlu. Sekiz çocuklu bir ailenin en küçük çocuğuyum. Babadan gelen bir müzik serüvenim var ailenin dördüncü müzisyeniyim. Bu işi profesyonel yapmak istedim her zaman. Erken öğrendim her şeyi okumayı yazmayı, üçüncü sınıftan başladım ilkokula, erken bitirdim liseyi. O zamanlar Ankara’nın profesyonel stüdyolarından birisi olan Pilli Bebek grubunun gitaristi Metin Yücel’in stüdyosu TINI’ ya kayıt yapmak için gittim orada kaldım daha sonraları iş ortağı oldum. Bu dönemde üniversitelere çok iş yaptık bir kaç üniversiteden davet aldım gazi üniversitesi müzik bölümüne alındım ilk sene bıraktım çünkü akademik bir gelecek istemiyordum ve okul çok uzundu. Stüdyoyu devredince hepimiz dağıldık ve kendi stüdyolarımızı kurduk. Halen sanatsal faaliyetlerime devam etmekteyim kendi stüdyomda.

-Müziğe ne zaman başladınız?

Çok küçük yaşlardan itibaren müziğin içerisindeyim, evde her zaman bir bağlama asılıydı duvarda. Abimler saz çalar ben onlara ritim çalarak eşlik ederdim. Aktif olarak ne zaman başladın dersen, 1995 yılında abim trafik kazasında vefat etti. Onun isteği benim futbolu bırakıp müzikle ilgilenmemdi. Onun arkadaşı Yüksel Ayoğlu’ndan nota ve bağlama dersleri almam beni müziğe yöneltti ve ilk bestelerimi orada notaya aldım. Daha sonraları stüdyodaki ortaklarımdan Serkan Sönmez’le aranje üzerine çalıştık ve gazi üniversitesinden Profesör Ülkü Özgür ile işitme ve piyano çalıştık. Bunlar ders değildi benim yolculuğumda bana destek oluyorlardı. 
-Mesleğiniz müzisyenlik olmasaydı sizce hangi meslek olurdu?
Sanırım futbol olurdu. Ben lisanslı bir futbolcu iken abim vefat etti ve benim müziği öğrenmemi isterdi. Futbolu bırakmamı söylerdi. Ölümünden sonra futbolu bıraktım müzik hayatım başladı böylece.

-Dizi film müziklerinden, tiyatro oyunlarına aranjörlük, bestecilik, söz yazarlığı, klip yönetmenliği gibi bir çok projede imzanız var. Fakat İlk single şarkınız "kördüğüm" geçtiğimiz günlerde dinleyiciyle buluştu ve kısa sürede ciddi bir kitleye ulaştı, devamı gelecek mi?

Aslında kördüğüm 5 sene önce repertuvarı bitmiş bir albüme sonradan eklenmiş bir eserdi. 5 sene önce repertuar tamamlandı ama bazı aksilikler yüzünden hep erteledik. Bu albüm benim bir çok eserimin arasından seçilerek hazırlandı sonradan bir tek kördüğüm şarkımı repertuvara dahil ettik. İlerleyen günlerde sözü ve müziği kendime ait olan “sevdalar yarım” adlı eserimde yayında olacak ardından yine birkaç single ve klip, sonrasında yaz sonu gibi albümü çıkartmayı planlıyoruz. 

-Fikir babalığını ve yapımcılığını üstlendiğiniz içinde kendi bestelerinizin, derlemelerinizin birde kendi seslendirdiğiniz eserin 
bulunduğu "Pirler ve Dedeler" ortak albümü vardı beğenildiği aşikâr. Devamı gelecek mi?

Evet ilk albümle çok ciddi bir dinleyiciye ulaştık, kliplerimiz halen televizyonlarda ve sosyal ağlarda takip edilmektedir. Böyle bir projenin devamını yapmazsak olmazdı şu dönem ikincisini bitirmek üzereyim 2016’nın sonuna doğru yayınlamayı planlıyoruz.
-Stüdyo çalışmalarınız dışında neler yapıyorsunuz sosyal hayatınıza çok fazla zaman ayırabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Aslında stüdyo dışında pek bir şey yapmıyorum sinemayı takip ederim ve arada sırada tiyatro, onun dışında işimle çok vakit geçiriyorum. Çünkü işimi severek yapıyorum. İş gibi değil yani hobi gibi. O yüzden başka bir şeye ihtiyaç duymuyorum sanki. 

-Konser ve etkinlik planlarınız var mı?

Şimdilik düşünmüyorum bu birazda teklifle alakalı aslında, tabi ki yaptığım projelerin tanıtımı için bir şeyler planlıyorum ama bunlar sadece lansman niteliğinde. 

-Sanatsal anlamda hedeflerinize ulaştığınızı düşünüyor musunuz?

Çok hırslıyımdır ama kişilere karşı değil yarışım kendimledir. Bu sebepledir ki hedeflerimin biteceğini düşünemiyorum henüz, Olmak istediğim yere hep çok yakınım gibi hissediyorum az kaldı düşüncesi beni üretmeye yöneltiyor bazen olmak istediğim yer burasıymış gibi geliyor bazen nerede olamamışsam orasıymış gibi. Şimdilik üretmeye devam.

-Şair ve yazar kimliğinizden konuşmak istiyorum birazda. Kitabınız da var. Biraz bahseder misiniz?

Evet pek insanlar hatırlamaz bunu 2003 yılında yayımlanmış “YAZGI DEĞİL, KARALAMA” isimli kara kalem çizdiğim resimler ve şiirlerimden oluşan bir kitabım bulunmaktadır ve bu resimler yazdığım şiirlerin resimleridir. İkinci kitap da bitti aslında ama ilgilenemediğim için bekliyor.. Hatta bu şiirlerin bazıları ve yeni şiirlerimle 45 ülkenin bulunduğu Türk Dünyası Şairler Antolojisine davet edildim bu antoloji 45 ülkenin milli kütüphanelerinde bulunmaktadır. Ayrıca birçok dergi ve gazetelerde yayımlandı. Milli eğitimin şiir olimpiyatlarında jüri olarak yer aldım. İlkokullara yönelik çocuk oyunları yazıyordum sonra yetişkin oyunları da yazdım. Bir dönem bazı yerel gazetelerin Kültür ve Sanat bölümlerini oluşturdum. Bazı siyasilere konuşma metinleri hazırladım. Şu dönem çekmeyi planladığım birkaç film senaryom var onlarla meşgulüm. 

-Hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz şeyler nelerdir?

İlk önce özgürlüğüm hep olmalı, sonra sanattan kopmamam için tüm şartlarım uygun olmalı. Sanatsız bir hayat düşünemiyorum. Aklıma gelen şeyi hayata geçirmeliyim. Aklıma bir şey gelince uyuyamıyorum, gülemiyorum, sanki acelem var, yapmalıyım. Bu dünyaya görevli gelmişimde o görevleri yerine getirmeliyim sanki.

- Aşk dersek ne gibi cevap alırız?

Aşk bir reflexdir. O reflex ile siz olmaktan çıkar başka birisi olursunuz. Kısaca bir paradox, ama güzel .

-Çok yönlü birisiniz? Bu kadar işe nasıl yetişiyorsunuz? Nedir bunun sırrı?

Bu işin bir sırrı yok bu benim yaşam biçimim, iş gözüyle bakmıyorum, boşluk bulduğumda aklımdaki fikri gerçekleştiriyorum. İş olarak yaptığım şeylerden sıkılıyorum bu sebepledir ki yıllardır kendi işimin içerisindeyim.

- Yeni nesillere genç müzisyenlere önerileriniz nelerdir?

Bir tavsiyem olabilir ne yapmak istediklerinden emin olsunlar ve çok çalışsınlar.

-Her eserin bir anlamı vardır elbet.. Dinleyicilerinde çok beğendiği ve etkilendiği "kördüğüm" ün hikayesi nedir?

Sadece telefonda sesini duyduğum ve hiç görmediğim birisine yazdım bu şarkıyı, ses sizi etkiliyor ve o etki ile hayalleriniz birleşiyor ve mırıldanmaya başlıyorsunuz. Doğru olduğunu hissederseniz sizden bir parça oluyor zaten, sanırım “kördüğüm” de herkesler den bir parça barındırıyor gibi.

-Bize zaman ayırdığınız için tekrar çok teşekkür ediyoruz ve yine görüşmek için söz alıyoruz sizden.

Bende çok teşekkür ederim size ve tüm çalışma arkadaşlarınıza, tabi ki ne zaman isterseniz tekrar görüşebiliriz.





Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler