Yasemen ALTAY GÖRÜR

Yasemen ALTAY GÖRÜR

SUSKUNLUK SARMALI

SUSKUNLUK SARMALI

SUSKUNLUK SARMALI

1974 tarihinde Alman siyaset bilimci Elisabeth Noelle-Neumann tarafından ortaya atılmış olan bu kavram acaba bizlere neler söylüyor?

Hadi gelin mühim şeyler konuşalım biraz…

Kimler toplumdan dışlanma korkusu yaşadı, ya da hayatının bir döneminde dışlandı?

El kaldırabilir misiniz?

Hemen hemen herkesin el kaldırdığına çok eminim. Neden biliyor musunuz? Çünkü biz insanlar psikolojik bir varlık olmanın yanında en çokta sosyal bir varlığız. Bu sosyal oluşun getirdiği en önemli hususta bir gruba ait olma hissidir. Tıpkı Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidinde yer alan o, ait olma kategorisi gibi. Evet bizler bir yerlere, birilerine, kimilerine, belli şeylere ait olmak isteriz, oluruz da.

Peki bunun neresinde sıkıntı var Yasemen? Dediğinizi duyar gibiyim.

Haklısınız yok. Buraya kadar olan kısımda hakikaten de sıkıntı yok. Ancak ne zamanki birey ait olduğu grubun dışına doğru itilirse işte o vakit bir problem var demektir. Bu itilme, basit bir biçimde ‘Hadi git, artık seni istemiyoruz’ şeklinde değildir elbette. Çok daha kapalı, çok daha sinsicedir. Kendi görüşünden olmayanı dışlama, kendisine hak vermeyen bireyi görmezden gelme, Kendi çıkar ve menfaati için bir diğerini ötekileştirme prensibiyle hareket etmek elbette ki gözle görülür örnekler olmaktadır.

Bir başkasına hak vermediği için dışlanan komşuyu, sınavlarda yarım etmediği için gruptan atılan bir genci, harçlığını paylaşmadığı için zorbalığa maruz kalan bir öğrenciyi gördünüz mü hiç?

Peki dışlanmamak için tüm söylenilenlere ses çıkarmayanlar burada mı?

Kimler el kaldırdı bu sefer hiçbir fikrim yok ama var olan koşullarım bozulmasın, kimse beni kınamasın, birilerinden farklı düşündüğümü kimseler bilmesin şeklinde bir sessiz kalış; Suskunluk Sarmalı kavramının tamda izahıdır. Çünkü Suskunluk Sarmalı toplumdan dışlanma korkusu ile başlar. Sosyal düzenin bozulmaması, bir şeylerin rayından çıkmaması, zıt görüşlerin olmaması için planlı bir biçimde ve toplumun çoğunu etkileyecek şekilde bir ortam oluşturmak hedeflenmektedir. Konunun ne olduğuna bakılmaksızın hemen her konuda suskunluk sarmalı oluşabilir. Eğitim, sağlık, kültür, sanat vs.

Bu bir sarmal şeklindedir ve içine aldığı her bireyi kendisine benzetir. Sen susarsan, o susarsa ve öteki susulan şeyleri görmezden gelirse; sarmal büyür ve kocaman olur. Bireyler, fikirlerinin veya fikirlerine yakın olan görüşlerin toplum içinde yaygınlaşmaya başladığını hissettikleri anda, çekinmeden konuşmaya meyillidir. Tam tersine bakılırsa, fikirleri toplumca kabul edilmiyorsa veya yavaş yavaş ‘popülarite ’si kaybolmaya başladıysa, artık susup kabuğuna çekilmeye yönelir.

Sözün özü şu ki: Eleştiriden uzaklaşan bir toplum, demokrasi dinamiklerini kaybetme tehlikesi taşır. Hoş görü ve saygı başlığı altında ne çok şey söylemek ve yazmak isterim aslında. Çünkü bu iki kavram bizleri suskun olmaktan ve sarmala yakalanmaktan kurtaracak anahtar kelimeler olmaktadır. Umarım bir gün, her konuda farklılıklara saygı duymanın, birbirimizi sükûnetle ve empati göstererek dinlemenin nasıl bir his olduğunu hep beraber yaşarız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yasemen ALTAY GÖRÜR Arşivi